18 Ocak 2018 Perşembe

Manastır AZİZLER VE AZİZELER

https://twitter.com/kanaryamfenerli _/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯ Yapı Manastır - Hıristiyanlık, Budizm ve Hinduizm dinlerinde din adamlarının toplu hâlde yaşadıkları yerManastır Mescidi - İstanbul'da bulunan tarihi bir camiYerleşim BirimiManastır - Makedonya Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan bir şehirMonastır - Tunus'ta bir kasabaMonastır - Tunus'ta bir vilayetNiğde'nin Bor İlçesi'nde bulunan meyve ve üzüm bağlarının olduğu mesire yeriMonastır - Sardinya'da bulunan bir belediyeManastır - Bulgaristan'ın Hasköy Belediyesi'nde bulunan bir köyTarihManastır Saldırısı - 1. Dünya Savaşı'nda gerçekleşmiş, İttifak Devletleri'nin yaptığı ortak bir saldırı

A

► Hıristiyan apolojetiği ► Aryanizm

H

► Havariler

K

► Kilise bilimi ► Kutsal Makam ► Kuzey Haçlı Seferi

N

► Nasturiler

P

► Patroloji K Ahir zaman Arapça Hıristiyanlık terimleri listesi Aziz Stephen Günü

B

Beelzebub Büyük Hayal Kırıklığı Büyük Schisma

C

Consilia evangelica

D

Dikenli taç Diofizit

E

Ebiyonitler Efkaristiya

H

Havari

K

Katolik yortusu Kutsal Cuma Kutsal Cumartesi

L

Laik birader Laik havari Laik konuşmacı Laik okuyucu Laikat

M

Mahşerin Dört Atlısı Melhame-i Kübra Meryem'in ebedî bekâreti Meryem'in göğe kabulü Meryem'in günahsız gebeliği Milano Fermanı Monarşianizm Monofizit

N

Nova Roma Nusaybin Okulu

O

Otosefal

P

Pariş Pavlik Kiliseler Pentakostalizm Piskopos denizi

S

Soteriyoloji Store Bededag

T

Teslis

V

Vadedilmiş Topraklar

Â

Âmin

İ

İsa'nın dirilişi İsa'nın göğe yükselişi İsa'nın çarmıha gerilişi

A

► Aryanizm

B

► Kilise bilimi

E

► Ekümenik Konsil ► Hıristiyan eskatolojisi (

H

► Hıristiyan mistisizmi

K

► Kanon hukuku ► Hıristiyan dini kavramlar ► Hıristiyanlıkta kozmoloji ► Kristoloji

L

► Hıristiyan liturji, ayin ve ibadetleri

O

► Ortodoksluk teolojisi

P

► Patroloji

Y

► Yeni Ahit teolojisi A Hıristiyan anarşizmi Atinalı Aristides Augustinus Augustinizm Aziz Stephen Günü B Dietrich Bonhoeffer E Johann Eck G Günah çıkarma H Hans Küng Henoteizm K Andreas Karlstadt Huldrych Zwingli Katolik yortusu M Meryem'in ebedî bekâreti Meryem'in göğe kabulü Meryem'in günahsız gebeliği Mesih Thomas Müntzer S Store Bededag T Teonomi İ İreneyus İsa'nın dirilişi İsa'nın göğe yükselişi İsa'nın çarmıha gerilişi A Aachen Katedrali Ala Kilise Alban Havari Kilisesi Apostolos Andreas Manastırı Aziz Gereon Basilikası Aziz Petrus Bazilikası Aziz Stephan Katedrali Aziz Vasil Katedrali Ağaçaltı Kilisesi B Bahattin Samanlığı Kilisesi Balatlar Kilisesi Barakoni Barlaham Manastırı Bebekli Kilise Bellabayıs Berlin Katedrali Bonn Katedrali Bourges Katedrali C Cambazlı Kilisesi Candelaria Bazilikası Concepción Katedrali, Şili Czestochova Meryem Ana Kilisesi D Direkli Kilise Doppel Kilisesi Duomo di Milano E Eğritaş Kilisesi H Havariyyun Kilisesi Hor Virap Kilisesi I Iglesia de la Concepción (San Cristóbal de La Laguna) Iglesia de la Concepción (Santa Cruz de Tenerife) K Kale Manastırı Kilisesi Kara Camii Karagedik Kilisesi Katedral Kilise Kırım Kilisesi Kırklar Kilisesi Kızıl Kilise Kreuzberg Kilisesi Kutsal Kabir Kilisesi Köln Katedrali L La Sagrada Familia Lizbon Katedrali Ludwigskirche M Manastır Mescidi Meryem Ana Evi Meryem Ana Kilisesi Meryem Kilisesi Monkwearmouth-Jarrow Abbey N Narbonne Katedrali P Peter ve Paul Katedrali Port-au-Prince Katedrali Pürenli Seki Kilisesi R Real Santuario del Cristo de La Laguna S San Cristóbal de La Laguna Katedrali Sankt Michael Kilisesi, Hildesheim Santiago de Compostela Katedrali Selime Katedrali Sevilla Katedrali St. Cyprian Kilisesi Stefan Kilisesi Strazburg Notre Dame Katedrali Surp Hovhan Vosgeperan Kilisesi Sümbüllü Kilise T Taksiyarhis Kilisesi Taşhoron Kilisesi Toledo Katedrali Trooditissa Manastırı V Vaksala Kilisesi Vank Katedrali Voskresenia Khristova Kilisesi Votiv Kilisesi W Washington Ulusal Katedrali Y Yüksek Kilise Azîz (kadın ise azîze), Hıristiyanlıkta iyilikleriyle tanınmış kutsal kişi. Bu unvan Hıristiyan otoritelerince sonradan (genellikle kişi hayatta değilken) verilir. Hıristiyan toplumu için önemli işler başarmış, üstün ahlaklı kişiler sonradan kilise tarafından aziz ilân edilebilir. Arapça kökenli azîz sözcüğü ermiş anlamına gelir.[1] Günlük kullanımda sevilen ve sayılan kimseleri tanımlamakta kullanılır.[1] Sözcüğün dişi formlarından "muazzez", Türkçede yaygın bir kadın ismidir.[2] İsa için Yeni Ahit’te kullanılmayan bu sıfat, Paulusun mektupları ile Vahiy kitabında İsa’ya inananlar için “mukaddes” anlamında kullanılmıştır.[3] Hristiyan inancındaki bazı önemli azizler ve yortu günleri şu şekildedir:[4] Agatha (5 Şubat) Bohemialı Agnes (2 Mart) Romalı Agnes - Bakirelerin koruyucusu - (21 Ocak) Aidan (31 Ağustos) Alban (20 Haziran) Albertus Magnus (15 Kasım) Alexander Nevsky (23 Kasım) Aloysius Gonzaga (21 Haziran) Ambrose (7 Aralık) Andrew - İskoçya ile Rusya’nın koruyucusu - (30 Kasım) Anne - Britanya ile Quebec’in koruyucusu - (26 Temmuz) Anselm (21 Nisan) Mısırlı Anthony (17 Ocak) Padualı Anthony (13 Haziran) Athanasius (2 Mayıs) Canterburyli Augustine (26 Mayıs) Hippolu Augustine (28 Ağustos) Barnabas (11 Haziran) Bartholomew - deri tabaklayanların koruyucusu - (24 Ağustos) Basil (14 Haziran) Bede (27 Mayıs) Benedict (11 Temmuz) Bernadette (18 Şubat) Bernard (20 Ağustos) Aostalı Bernard (28 Mayıs) Bonaventura (15 Temmuz) Boniface (5 Haziran) Brendan (16 Mayıs) İrlandalı Bridget (1 Şubat) İsveçli Bridget (23 Temmuz) Bruno (6 Ekim) Campion (25 Ekim) Alexandrialı Catherine (25 Kasım) Sienalı Catherine (29 Nisan) Cecilia - Kilise müziğinin koruyucusu - (22 Kasım) Charles Borromeo (4 Kasım) Christopher - yolcuların koruyucusu - (25 Temmuz) Clare (11 Ağustos) Alexandrialı Clement (5 Aralık) Romalı Clement (23 Kasım) Ionalı Columba (9 Haziran) Crispin (25 Ekim) Cuthbert (20 Mart) Cyprian (16 veya 26 Eylül) Cyril (14 Şubat-Batı Kilisesi -, 11 Mayıs - Doğu Kilisesi) Alexandria’lı Cyril (9 Şubat) David/Dewi -Gallerin koruyucusu- (1 Mart) Denys-Fransa’nın koruyucusu- (9 Ekim) Dominic (8 Ağustos) Dunstan (19 Mayıs) Abingdon’lu Edmund (16 Kasım) Edmund -şehit- (20 Kasım) Edward -günah çıkartan papaz- (13 Ekim) Edward -şehit- (18 Mart) Elizabeth (5 Kasım) Elizabeth -Macar- (17 Kasım) Elmo/Erasmus (2 Haziran) Ethelbert (25 veya 26 Şubat) Assisi’li Francis (4 Ekim) Sales’li Francis (24 Ocak) Francis Xavier (3 Aralık) Geneviève (3 Ocak) George - İngiltere’nin koruyucusu- (23 Nisan) Gertrude (16 Kasım) Sempringham’lı Gilbert (4 Şubat) Giles (1 Eylül) Gregory -Büyük- (3 Eylül) Nazianzus’lu Gregory of (2 Ocak -Batı Kilisesi, 25 ve 30 Ocak - Doğu Kilisesi) Nyssa’lı Gregory (9 Mart) Tours’lu Gregory (17 Kasım) Helena (21 Mayıs - Doğu Kilisesi, 18 Ağustos-Batı Kilisesi) Hilary (13 Ocak) Hilda (17 Kasım) Bingen’li Hildegard (17 Eylül) Ignatius Loyola (31 Temmuz) Irenaeus (28 Temmuz-Batı Kilisesi, 23 Ağustos -DoğuKilisesi) Seville’li Isidore (4 Nisan) James -Büyük- (25 Temmuz) James -Adil- (1 Mayıs) James -Küçük- (1 Mayıs-Batı Kilisesi, 9 Ekim-Doğu Kilisesi) Jerome (30 Eylül) Joachim (26 Temmuz) Joan of Arc, Jeanne d'Arc (30 Mayıs) John -Baptist- (24 Haziran (doğum), 29 Haziran (ölüm) John Chrysostom (27 Ocak) John of the Cross -İspanyol- (14 Aralık) Damascus’lu John/John Damascene (4 Aralık) Evangelist John (27 Aralık) Joseph (19 Mart) Jude (28 Ekim) Justin (1 Haziran) Kentigern/Mungo (13 Ocak) Kevin (3 Haziran) Laurence (10 Ağustos) Laurence O'Toole (14 Kasım) Leo -Büyük- (18 Şubat -Doğu Kilisesi, 10 Kasım-Batı Kilisesi) Leonard (6 Kasım) Louis (25 Ağustos) Lucy (13 Aralık) Luke (18 Ekim) Malachy (3 Kasım) İskoçyalı Margaret (16 Kasım) Maria Goretti (6 Temmuz) Mark (25 Nisan) Martha (29 Temmuz) Martin de Porres (5 Kasım) Tours’lu Martin -Fransa’nın koruyucusu - (11 Kasım) Mary, Bakire Meryem (1 Ocak - (Roman Katolik Kilisesi-, 25 Mart, 15 August, 8 Eylül) Mary/Maria Magdalene (22 Temmuz) Matthew (21 Eylül) Matthias (14 Mayıs -Batı Kilisesi-, 9 Ağustos - Doğu Kilisesi) Methodius (14 Şubat -Batı Kilisesi, 11 Mayıs - Doğu Kilisesi) Michael (29 Eylül) Monica (27 Ağustos) Neot (31 Temmuz) Nicholas - çocukların, denizcilerin, Yunanistan’ın, Rusya’nın koruyucusu- (6 Aralık) Ninian (16 Ağustos) Olaf -Norveç’in koruyucusu- (29 Temmuz) York’lu Oswald (28 Şubat) Patrick -İrlanda’nın koruyucusu- (17 Mart) Paul (29 Haziran) Peter (29 Haziran) Philip (1 Mayıs) Evangelist Philip (6 Haziran) Polycarp (23 Şubat) Sebastian (20 Ocak) Sergius (25 Eylül) Silas (13 Temmuz) Simeon Stylites (5 Ocak-Batı Kilisesi, 1 Eylül -Doğu Kilisesi) Simon (28 Ekim) Cracow’lu Stanislaus -Polonya’nın koruyucusu- (11 Nisan) Stephen (26 Aralık -Batı Kilisesi-, 27 Aralık -Doğu Kilisesi) Stephen -Macar- (2 Eylül veya (Macaristan’da) 20 Ağustos) Swithin (2 Temmuz) Ávila’lı Teresa (15 Ekim) Lisieux’lu Teresa (1 Ekim) Thomas (21 Aralık) Thomas à Becket (29 Aralık) Thomas Aquinas (28 Ocak) Thomas More (22 Haziran) Timothy (22 Ocak -Doğu Kilisesi-, 26 Ocak -Batı Kilisesi) Titus (23 Ağustos -Doğu Kilisesi-, 6 Şubat -Batı Kilisesi) Ursula (21 Ekim) Valentine (14 Şubat) Veronica Vincent de Paul (27 Eylül) Saragossalı Vincent (22 Ocak) Vitus (15 Haziran) Vladimir (15 Temmuz) Wenceslas(28 Eylül) Wilfrid (12 Ekim) A ► Azizlik H ► Havariler ► Hezekiel K ► Katolik aziz ve azizeleri ► Katolik azizler M ► Meryem (İsa'nın annesi) P ► Pavlus R ► Roma-Katolik Azizleri A Aramatyalı Yusuf Assisili Francesco Atinalı Aristides Avilalı Teresa Aydınlatıcı Grigor Aziz Bruno Aziz Mauritius B Bademus Barbara Barnabas Bede Bonaventura I. Boris (Mihail) C I. Charles (Flandre Kontu) Clairvaux'lu Bernard D Denis E Efraim F Floriyan I. Fotios Franciscus Xaverius H Havari Hierapolisli Papias Hilarion Hrisostomos Kalafatis Jan Hus J Jeanne d'Arc José de Anchieta Jülyen K Kiril ve Metodius Kristof L I. Leo Luka M María de León Bello y Delgado Maurus Mesrop Maştots N Nenizili Gregor Nursialı Benedikt P Pedro de Betancur Pierre Chanel Porphyrius Pulcheria S Sebasteli Vlas Spiridon Edith Stein Sözde Dionisius T Theofano (VI. Leon'un karısı) V Valentine W Margaret Ward Y Yorgi Yusuf (Yeni Ahit) Z Zita Æ II. Æthelberht İ İreneyus Anadolu Azizleri---Acace -† ( Diyarbakır 450) "Roma İmparatorluğunun başında Theodose le Jeune (408-450) bulunurken episkoposunun adı da Acace idi.Perslilerle Romalılar arasındaki savaştan Romalılar 700.000 tutsak almışlardı. Savaşın kısa bir süre durmasına karşın Romalılar tutsakları ne geri veriyor ne de onların bakımını sağlamaya yanaşıyorlardı. Tutsakların yaşamı bir felaketti. Bu durum Acace'i üzdü.Gözünde bir tek şey önemliydi o da: insanlar acı çekiyordu ve acilen bir şeyler yapmak lazımdı. Acace din adamlarını topladı ve onlara şu konuşmayı yaptı: "Tanrı'ya hizmet için ne altın gümüşten kapkacağa ne de değerli mobilyalara gereksinim var. Onun için kilisenin bunları satması doğru olacak. Böylece bu parayla tutsakları satın alabilir ya da onların karınlarını doyurabiliriz".Kiliselerin hepsi bu öneriyi kabul etti ve birlikte harekete geçtiler. Acace, bu sayede çok sayıdaki tutsağı doyurup bir kısmını da satın alıp ülkelerine dönmelerini sağladı. Anastasius -† (Antakya 609) Anastasius Filistin'de doğdu. Sina dağında keşiş olarak yaşadı. 559 yılında Antakya episkoposu oldu.Anastasius ortodoksluğun büyük bir savunucusu olmuştur. Bu durum imparator II. Justinus'un hoşuna gitmediğinden onu Kudüs'e sürgüne gönderdi. Anastasius sürgünde olmasından yararlanarak, "Çok Kutsal Teslis - Enkarnasyon - Mesih İsa'nın Çektiği Istıraplar ve Dirilişi" hakkında birçok eser yazdı. Andronıcus,Probus,Tharacus-† (Anavarza/Adana 304) Bu üç aziz bir zamanlar Cilicie bölgesinin (günümüzdeki İskenderun-Mersin arası) en ünlü iman şehitleriydi.Vali Maxime'in karşısına Pompeiopolis'de (Viranşehir - Mersin'e 13 kilometre) tutuklanmış üç Hıristiyanı çıkardılar. Tharacus 65 yaşındaydı ve Claudopolis'te (Mut) doğmuş. Hıristiyan olduğu için orduyu terketmişti. Tüm zulümlere rağmen imanını inkar etmemişti. Probus ise Side'de doğmuştu. Korkunç bir şekilde dövülmüş olmasına karşın Hıristiyanlığı reddetmemişti. Andronicus, Efes'in soylu ailelerinden gelen bir gençti. Uğradığı onca işkenceye karşın Hıristiyanlığı savunmaya devam ediyordu. İnatçılığa varan bu direniş karşısında her üçü de hapse atıldı. Halka eğlence olması için Maxime üçünü de vahşi hayvanlar tarafından parçalanmak üzere arenaya sürdü. Ne var ki hayvanlar bu üç adama dokunmadılar. En sonunda Tharacus'u, Probus'u ve Andronicus'u gladyatörler öldürdüler. Geceleyin büyük bir fırtına koptu, bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Bunu fırsat bilen Anazarbeli Hıristiyanlar üç şehidin cesedini alıp dağdaki bir mağaraya götürdüler. Yakapınar episkoposu Auxentius, bu üç iman şehidi adına bir bazilika inşa ettirdi ve Anazarbe(Anavarza) kentinden azizlerin birkaç kalıntısını tedarik etti. Anfilochio-† (Konya, 403) Aziz Anfilochio, Konya'da yaşamış ve episkopos olarak hizmet etmiştir. -Asterius † (Amasya, 400) Asterius, Amasya episkoposu idi. Zamanının en önemli vaizlerinden ve moralistlerinden biri olmuştur. Asya-† (Antakya -)- Çok sayıda hasta iyileştirdiği bilinmektedir. Ölmeden önce Antakya'da bulunmuştu. -Azize Barbara :-(İzmit, 300)? - Bu ermiş kadında Nikomedia’lı (İzmit) imiş doğum tarihi bilinmediği gbi ölüm tarihinde de kesinlik yok İ.S. 2 ile 3.yüzyıl başları arasında değişen tarihler veriliyor Azize Barbara Dios Kouros adında bir puta taparın kızıymış çok güzel bir kız olduğu için babası bir zarar gelir korkusuyla koruması altında tutuyormuş Barbara’yı ama kız babasının dinini sürdüreceği yerde Hıristiyan olmuş ve günün birinde de o dönemde ve günümüzde yaşayan bir çok Hıristiyanın yaptığı gibi babasına bu durumu anlatmıştır. Diaskouros’ta kızı alıp “praefectus” a (Romalı yüksek görevli) götürmüş praefectus’ta kızın öldürülmesini buyurmuş cellatlık görevini de Diaskouros üstlenmiş doğrudan ve kendi öz kızını koyun keser gibi kesmiş ama bu zalim babanın cezasını vermekte gecikmemiş Tanrı bir yıldırım bu insanlıktan uzak babayı yok edivermiş bir anda bir Hıristiyan şehidi olarak Katolik kilisesi tarafından Azizelik derecesine yükseltilen Barbara gökgürültüsüyle birlikte gelen fırtınalarda yardıma çağrılıyordu. Göreme vadisindeki yılanlı Kilisenin tam karşısındaki küçük Kilise bu ermiş kadının adını taşımaktdır. Basilius-† (Kayseri, 379) Koyu Hıristiyan bir ailedendi.Aile bir azizler ailesiydi. Basilius, Kayseri'de, İstanbul'da ve Atina'da okudu.Atina'da okuduğu sırada Julianus (geleceğin imparatoru) ve Gregorius (geleceğin Nazianz episkoposu) ile sınıf arkadaşı oldu. Basilius ancak 357 yılında, 28 yaşındayken vaftiz olmuştur. Ablası Macrina'nın etkisiyle, yavaş yavaş manastır hayatına yöneldi. Doğuda iki yıl süren bir geziden sonra Kapadokya'ya geri dönüp ibadet, etüd ve bedensel çalışma içeren bir toplu manastır hayatı başlattı. 364 yılında Basilius, Kayseri'de rahip oldu.368 yılında Kapadokya'da kıtlık vardır. Basilius, ihtiyaç içinde olan Hıristiyan ve Yahudilere yiyecek dağıtabilmek için topraklarını satar.Basilius, tüm Hıristiyanlar için bir tinsel hoca olmuştur. Cesaire -† (Aksaray,-) -Episkopos Gregorius, Nonna adlı bir kadın ile evliydi. Bunların üç çocuğu oldu: Gorgonie, Gregorius ve Cesaire. Cesaire eğitim çağına gelince, o zamanın ünlü bilim yuvası İskenderiye'ye daha sonra da İstanbul episkoposu olan kardeşi Gregorius'un yanına gitti. Cesaire, imparatorluğun başkentinde özellikle tıp konusunda çok önemli bilgiler edindi. Sarayda çalıştı. Zamanın imparatorları Julien ve Valens Kilise'ye karşı bir tutum içindeydiler. Cesaire onların kendisine karşı cömert davranmaları yüzünden sarayda çalışmaya devam etti. Kendisi, bir episkopos oğlu ve kardeşi olmasına ve Hıristiyan olduğunu söylemesine karşın henüz vaftiz edilmemişti. Böyle bir tutum kardeşi Gregorius'un tatlı itirazlarına neden oldu: "Daha namuslu ve daha güvenilir bir tarafı tut! Onurlu ve özgürce bir yaşam sürmek için yeterince mal varlığımız var... İki şeyden birini seçmeni söyleyeceğim: Ya karanlıkta yaşamayı bırakıp Hıristiyan olacaksın ya da biraz boş duman ya da daha beterini elde etmek pahasına kendini beğenmişlik mesleğini seçeceksin!" Cesaire kardeşinin tenkitlerine karşı duyarlıydı ve halka Hıristiyan olduğunu açıklamakla işe başladı. Bu onun sarayı terketmesine ve Nicee(İznik)'ye idare memuru olarak atanmasına neden oldu. Ciddiyeti ve iyiliği ile görevindeki başarısıyla herkesin takdirini kazandı.Ancak hala vaftiz olmayı reddediyordu.398 yılında yılında korkunç bir deprem İznik kentini yerle bir etti. Cesaire yıkıntılar arasındaki ölümü yakından gördü. Zenginliğinin büyük bir bölümünü de yitirdi. Yaşadığı olaylar Cesaire'e yaşamını değiştirme kararı aldırdı. Görevini bırakarak Nazianz'a(Aksaray-Bekarlar) ailesinin yanına döndü ve orada vaftiz oldu. Karısı ve çocukları olmadığı için yoksulları mirasçısı yaptı. -Daniel-† (Antakya, 493) -Samosate (Adıyaman'ın bucağı Samsat) yakınlarındaki Maratha'da Fırat kıyılarında doğdu. Annesi adağı olduğu için onu 5 yaşındayken bölgedeki bir manastıra verdi. Daniel 12 yaşındayken rahip oldu.Halep yakınlarında bulunan Symeon'u(Simeon Stilit) çok görmek istiyordu. Bir toplantı için Antakya'ya gitmekte olan başrahip onu da yanına aldı. Toplantı dönüşünde yollarını değiştirerek bir sütun üzerinde yaşayan Symeon'u görmeye gittiler. Daniel'e sütuna çıkma ayrıcalığı tanındı. Orada Symeon'la söyleşide bulundu ve onun tarafından kutsandı. Aradan günler geçti. Daniel bulunduğu manastırın başrahibi oldu. Symeon'un yanına döndü, onunla 15 gün geçirdi sonra Kudüs'e doğru yola çıktı. Yolda giderken karşısına Symeon'a benzeyen yaşlı bir adam çıktı ve kendisine "Yeni Kudüs" olan Constantinople'a gitmesinin daha doğru olacağını söyledi. Bunun üzerine Daniel yolunu değiştirerek Boğaz'ın batı yakasında bulunan Anaplous'taki Aziz Michel manastırına gitti ve orada 9 yıl kaldı. Yeni ölmüş Symeon'un ruhu ona görünerek kendisinin halefi olmasını istedi. O andan itibaren gelen halk artık Daniel'in vaazlarını dinliyor, Daniel aracılığıyla mucizeler ve iyileşmeler oluyordu. Daniel aynı zamanda İmparator I. Leon'un (457-471) ve Zenon'un (474-491) akıl hocalığını da yaptı. Aziz Symeon'un kalıntıları Antakya'dan Daniel'in sütunun yanına inşa edilmiş kiliseye, Daniel'in isteği üzerine İmparator Leon tarafından getirildi. Kilise devamlı olarak zorbacı İmparator Basilisque tarafından zulme uğradı. Kentteki 7 episkoposun ricası üzerine Daniel ilk ve son defa olmak üzere sütunundan aşağı indi, ama yürüyemiyordu. Halk onu büyük bir coşku ile Hebdomen'in imparatorluk sarayına kadar taşıdı. Kortej askerler tarafından durduruldu. Saray muhafızları ona geri dönmesini söylediler. O sırada saraydaki bir kule çöktü. Daniel simgesel bir işaretle giysisinin tozunu silker gibi yapıp halka yarım tur attırdı. Basilisque'i bir korku aldı ve kiliseye hatırı sayılır bir bağışta bulundu. Daniel yeniden sütununa çıktı, Basilisque de bir yıl sonra öldü! O devirde Tanrıbilimsel ve politik birçok tartışmalar yapılıyordu. Tüm bu fırtınaların ortasında Daniel daima ılımlı ve bilge olmasını bildi. Sonunun yaklaştığını hisseden Daniel rahiplerini, halkı ve episkoposu bir araya topladı. Sonra sütunun yüzeyine yavaşça yığıldı kaldı. 493 yılının 11 Aralık Cumartesi günüydü. Daniel 84 yaşındaydı, 33 yıl sütun üzerinde yaşadı. -Efrem-† (Nusaybin/Mardin, 373) -Efrem Kutsal Kitabın yaklaşık tümünün yorumunu yapmıştı.Hıristiyanlık inancı ve İsa’nın giz dolu yaşamı üzerine sayısız ilahi yazdı.Tüm yaşamını Kilise’nin uğruna yazı yazarak, dua ederek ve yoksulluk içinde geçirdi. Aziz Efraim (süryanice: Afrêm [okunuşu]), Edessa (Urfa) Diyakozu Süryani Efraim olarak da bilinir (d.y. 306, Nisibis[Nusaybin]-ö. 9 Haziran 373,Edessa; yortu günü, Batı'da 9 Haziran, Doğu'da 28 Ocak), Hıristiyan ilahiyatçı, şair, ilahi yazarı ve kilise bilgini. Doğu Kilisesi'ne bağlı din adamlarına öğreti konusunda danışmanlık yapmış, ilahiyat ve Kitabı Mukaddes yorumlarıyla polemiklerinde ortak bir Hıristiyan geleneğinden söz ederek, Yunan ve Latin kiliselerini büyük ölçüde etkilemiştir. 4. yüzyıl Süryani Kilisesi'nin en etkin temsilcisi kabul edilir. -Nisibis piskoposunun yanında diyakozluk ve ilahiyat öğretmenliği yaptı. Kentin 363'te Perslerin eline geçmesinden sonra, ders vermek üzere Edessa'daki (Urfa) akademiye gitti. Tarihsel kaynak niteliğindeki Carmina Nisibena (Nisibis Şarkıları) adlı manzum yapıtında bu olayları anlattı. Kilisede herhangi bir yüksek görev almayı reddetti; hatta deli rolü oynayarak piskoposluğa atanmaktan kurtuldu. Çabuk öfkelenen bir yaradılışı vardı. Çileci manastır yaşamıyla kendisini terbiye ederek ilahiyat alanında pek çok yapıt verdi. 5. yüzyıl Bizans tarihçisi Sozomen'e göre yaklaşık 3 milyon satırdan oluşan, binin üstünde çalışması vardır. Eski Ahitin Tekvin ve Çıkış kitapları üzerine yorumlarının yanında, 2. yüzyıla ait önemli bir Süryanice – Yunanca Yeni Ahit metni olan Diatessaron için de açıklama notları yazdı. En çok şiir biçimini kullandı; manzum incelemeler, vaazlar ve ilahiler yazdı. Bu nedenle eğretileme ve alegorilere geniş yer verdiği eski Süryanice yapıtları genellikle zor okunur. İlahilerinin çoğunda çağının önemli heretik görüşlerini, özellikle de 2. yüzyıl gnostiklerinden Markion ve Bardesanes'in öğretilerini hedef aldı. Bazı ilahilerinde İsa konusunda öğretiden ayrılan görüşlere ve özellikle Ariusçuluğa saldırırken bazılarında da İsa'nın yeryüzündeki devamı olarak kiliseyi, inanca dayanan ilahiyatı, bakireliğin ahlaki üstünlüğünü, İsa'nın Çektiklerini (Pasyon) ve Diriliş'inde yüklendiği görevleri övdü. 5. yüzyıl tarihçilerine göre, Hıristiyan ayinlerinde bu ilahilerin özel bir yeri vardı. Efraim, ayrıca Meryem Ana'ya bağlılığa, özellikle de onun günahsızlığına ve örnek sadakatine büyük önem verdi. Düzyazı ve şiirlerinde ele aldığı öğretiye ilişkin öteki konular arasında Baba, Oğul(İsa)ve Kutsal Ruh'un ölümsüzlüğünü savunan Üçleme öğretisi; İsa'nın kişiliğinde ilahi ve insani özelliklerin birliği; Kutsal Ruh'un dua içinde, özellikle de Komünyon sırasında İsa'nın var olmasını sağlamadaki işlevi; Cennet'te mutluluğa ulaşmak için bütün insanların kıyameti beklemeleri gerektiği biçimindeki geleneksel Süryani inancına dayanan diriliş öğretisi sayılabilir. Efraim'in şematik Cennet ve Cehennem betimlemeleri Dante’nin La Divina Commedia'sının (y. 1310-21;İlahi Komedya, 1956-64, 3 cilt) esin kaynaklarındandır. Efraim'in yazıları çeşitli yayımcı ya da redaktörlerin kişisel yargılarına göre değişikliğe uğramış, Latince ve Yunanca baskılarda birçok yanlış ve tutarsızlık ortaya çıkmıştır. Yapıtları çağdaş bilim adamlarınca yeniden özgün biçimleriyle oluşturulmaya çalışılan Efraim, Papa XV. Benedictus tarafından 1920'de kilise bilgini ilan edilmiştir.Aziz Efraim'in hayatını, 9. ilahisinden bir alıntıyla noktalayalım: "Bu dünyada gözlerini ne kadar arı kılabilmişsen Yüce Tanrı'nın Mutluluğunu o kadar görebileceksin! Burada kulaklarını ne kadar açmışsan Tanrı'nın Bilgeliğini o kadar alabileceksin! Burada yüreğini ne kadar genişletirsen Tanrı'nın hazinelerini o kadar alabilirsin! Çünkü sınırsız Tanrı her yaratığa gereksinimi olduğu kadarını verir, Vizyonunun görüntüsünü gözlerimize, Sesini kulaklarımıza uydurur! Kutsaması da dilimize yanıt verir! İyilikleri lütfundan taşacaktır" -Eleuterio ve İzmit'li arkadaşları-† (İzmit, 250) Aziz Eleuterio ve Nicomedia'lı Aziz arkadaşları,İzmit'te- Nicomedia'da imparatorun sarayında çıkan yangından sonra ilk defa açıkça öldürülen hıristiyan gruba aittirler. -Espedit-† (Malatya,300) -Aziz Espedit hakkında çok fazla bilgi olmamasına rağmen onun bir Romalı asker olduğunu bilinir, inancı uğruna Malatya’da şehit olmuştur. Aziz Yves de Chartres (d.y. 1040, Beauvais yakınları - ö. 23 Aralık 1116, Chartres, Fransa; azizler listesine kabul tarihi bilinmiyor; yortu günü 23 Mayıs), döneminin en bilgili kilise hukukçusu olarak kabul edilen Fransız piskopos. Soylu bir aileden geliyordu. Yaklaşık 1078'de Beauvais'deki St. Quentin Manastırı'nda başpapaz oldu. 1090'da Papa II. Urbanus'un onayıyla Chartres piskoposluğuna seçildi. Fransa kralı I. Philippe'in karısı Bertha'dan ayrılarak Anjou Hanedanı'ndan Kontes Bertrade'la evlenme tasarısına karşı çıktığı için 1092'de hapse atıldı. Ama halkın baskısı ve Papa Urbanus'un I. Philippe'i aforoz etmesi sonucunda serbest bırakıldı. I. Beaugency Konsili'nde (1104) Phillippe'in bağışlanmasını önererek onun papalıkla uzlaşmasını sağladı. Ilımlı bir din adamı olarak, imparatorla papalık arasındaki Tayin Çatışması'nda arabuluculuk etti.[1] Yves'in Decretum (17 cilt) ve Panormia (8 cilt) adlı yapıtları kilise hukukçusu olarak önemini ortaya koyar. Ayrıca günümüze ulaşan 228 mektubunda dönemin siyasal ve dinsel konulardaki tartışmalarına ilişkin bilgiler vardır. A Anacletus B Jean de Brébeuf L Loyolalı Ignatius M Thomas More P Padovalı Antonio T Thomas Aquinas F Felix ve Regula T Tutku taşıyan Felix ve Regula Zürih şehrinin 3 koruyucu azizinden ikisi. Katolik kilisesi tarafından aziz ilan edilmişlerdir. Erken dönem ortaçağına ait bir efsaneye göre hıristiyanlara karşı zulüm uygulayan Roma imparatoru Diocletianus tarafından öldürülmüş ve şehit olmuşlardır. Reform çağına kadar Felix ve kız kardeşi Regula'ya ibadet edilmiş ve Grossmünster, Wasserkirche ve Fraumünster onlara adanmıştır. Anma günleri 11 Eylül'dür. Ana öykü Efsaneye göre Felix ve Regula kardeşler, tümü hıristiyanlığa geçen ve bu yüzden Agaunum (Saint-Maurice) Wallis'de katledilen Teb lejyonundan idiler. Lejyonun komutanı olan Mauritius'un emri ile hizmetçileri Exuperantius'ı da yanlarına alarak kaçarlar ve Furka geçidi ve Klausen geçidi üzerinden Glarus'a gelirler. Linth Nehrini izleyerek Zürih Gölüne ve ordan da Turricum'a (Zürih) ulaşırlar. Burda çadırlarını kurup, gece gündüz tanrıya hizmet ederler. Fakat, efsaneye göre oldukça gaddar bir imparator olan Maximian arkalarından adamlarını yollar. Üç aziz ibadetlerini yapmakta oldukları sırada imparatorun askerlerinin baskınına uğrarlar. Ancak bir mucize eseri kim oldukları hemen anlaşılmaz. Nihayet Teb lejyonunun kaçaklarından Exuperius, Candidus ve Viktor olup olmadıkları sorulduğu zaman, inançlı bir şekilde gerçek kimliklerini açıklarlar. Yapılan işkencelere rağmen, Roma tanrıları Merkür ve Jüpiter'a kurban kesmeyi kabul etmezler. İmparatorluk güçlerinin komutanı Decius'un emri ile Limmat üzerindeki bir adada kafaları kesilerek idam edilirler. Daha sonra melekler, kafalarını ellerinde taşıyan azizlerin cesetlerini, 40 arşın yukarda gömüldükleri yer olan bir tepeye çıkarır. Ortaçağda birçok kişi, ellerinde kafalarını taşıyarak suyun üzerinde yürüyen ve Felix ile Regula'ya benzeyen kişileri gördüğünü ileri sürmüştür. Kutsal Metinle ilişkisi Zalim komutan Decius, Felix ve Regula'ya boyunların cellatın önüne uzatmalarını emretti. Kutsal şehitler bunu duyar duymaz, bir ağızdan tanrıya dua etmeye başladılar: "Tanrım, senin yolunu göster bize. Bize doğru yolu öğret, çünkü sen bizim tanrımız ve kurtarıcımızsın." Böyle hızlı ve içten bir şekilde, bir ağızdan Rab İsa'ya dua ettikten sonra, ellerini gökyüzüne doğru çevirdiler ve boyunlarını uzattılar. Kiralanmış olan cellat boyunlarına baltayı indirdiğinde Tanrı adına şerefli bir ölüme gittiler. Ve şarkı söyleyen bir meleğin geldiğini gördüklerinde şöyle bir ses duydular:"Bu melek sizi cennete götürsün ve şehitlerin azametini kaydetsin."Müller/Mani: Die Leidensgeschichte der Heiligen Felix und Regula.[1] Efsanenin en eski yazılı hali 9. yüzyılın ilk yarısına ait bir metinde yer alır. (Codex 225, St.Gallen kütüphanesi) «Tempore illo» (her zaman) ifadesiyle yapılan giriş Karolenj dönemini işaret eder. Teb lejyonunu anlatan Passio acaunensis martyrumdan kaynak almıştır. Exuperantius figürü ise başlangıçta efsanede yer almaz ve ilk olarak 13. yüzyılda ortaya çıkar. İlk yazılı metnin ortaya çıkmasından sonraki yüzyıllarda efsane giderek yayılır. Bilinen son ünlü versiyon Zürihli yazar Heinrich Brennwald'a aittir.[2] İsviçre'li tarihçinin, efsanenin yeni b,r versiyonunu da içeren bu yazılı çalışması Reform dönemine, 1508 ile 1516 yılları arasına denk gelir. Yazar 1523'de inancını değiştirmiş olsa bile, elyazmaları katolik kilisesinin ve Felix ve Regula kutsallığını yaratmakta etkili olmuştur. Brennwald, ilk versiyondan farklı olarak kendi öyküsünü yerel diyalek ile kaleme almıştır. Brennwald'ın tarihçesi İsviçre tarihini pragmatik bir tarzda sunabilmek için yapılan ilk girişimdir. Yazarın kimi zaman sözlü anlatımlara kimi zaman kendi hayal gücüne başvurarak ortaya çıkan boşlukları doldurmaya çabaladığı görülür. 1576'da Wettingenli kilise babası Christoph Silberysen efsaneyi bir kez daha yayınladı. Bu versiyonuna bazı çizimler de eşlik etmekteydi. Efsane, yazım stili ve sözcük seçimleri ile güçlü bir şekilde kutsal metinlerden esinlenmiştir. Hemen her yerinde kısmen Eski ve Yeni Antlaşma'dan türetilmiş bölümlere rastlanır. Kitab-ı Mukaddese ait olan sözcüklerinin sık sık tekrar edildiği görülür. Bazı ilahilerin yanında Latince İncil'de yeralan bayı deyişler de sık sık öne çıkar: Örneğin yerleşmek yerine "çadırlarını kurdular", ibadet edişlerini tanımlamak için "Rabba yöneldiler", "gece gündüz Rabbın adını zikrettiler". Hatta bazı cümleler İncil'deki ifade biçimlerinin birleştirilmesinden oluşturulmuştur.[3] Bunun dışında İncildeki bazı ifadeler kısmen değiştirilerek kullanılmıştır. Örneğin "Bedenimize zorla sahip olabilirsin, ama ruhumuza sahip olamazsın, çünkü ona sadece Rab sahip olabilir" şeklindeki ifade Matta 10, 28'deki İsa'ya ait bir ifadeden alınıp kısmen değiştirilmiştir.[4] Birkaç yerde metin yanlış aktarılmıştır. En eski latince metindeki "Babamızın kutsadıkları geldiler, Rabbın en baştan beri onlara hazırladığı krallığında karşılandılar" ifadesinde olduğu gibi metin o Vulgata'nden (Matta, 25:34) sapmalar gösterir. Azizlerin yakarışlarını gösteren "Göklerdeki Tanrıya onur ve iyi niyetleri olan insanların toprağına huzur ver. Baba Mesih İsa, seni övüyor, seni sonsuzluğun sonsuzluğunda kutsuyoruz. Amin" şeklindeki sözler karolenj döneminin Litürji kitapları ile uyum gösterir.[5] Efsanenin sonlarına doğru bahsi geçen şarkı söyleyen melek ("Ve şarkı söyleyen bir meleğin geldiğini gördüklerinde şöyle bir ses duydular:Bu melek sizi cennete götürsün ve şehitlerin azametini kaydetsin." cümlesinde) 8. yüzyılda Galikanist cenaze ayinlerinde, ölünün kiliseden mezarlığa götürülüşü sırasında yapılan dualardan kaynağını alır. Katolik Kilisesine ait bazı yerlerde ölü mezara götürülürken cenazeye hala bu sözlerle eşlik edilir. Felix ve Regula efsanesi, cenaze sırasında yapılan duanın kağıda aktarılmış, en iyi bilinen halidir. Efsane, hıristiyanlık literatüründe kendine ait bir alt tür sayılan, işkence çekerek şehit olma türünden bir efsanedir. Bu alt tür örnekleri, en zor durumlarda dahi inancına sarılan bir azizin metanetini ve gücünü gösteren efsanelerden oluşur. Çekilen yoğun acıları anlatan bu türün ilk örneği İsa öyküsüdür. «Passio sanctorum Felicis et Regula» (Felix ve Regula'nın acıları) şehit efsanelerine tipik bir örnek sayılabilir. Tarihsel ve coğrafi arka plan Efsanede, tanrıtanımaz imparator Maximian Felix ve Regula'yı yakalamaları için gaddarlığıyla bilinen bir ekip gönderir. Başlarında Decius adında biri vardır. Decius aynı zamanda hıristiyanlığa ilk sistemli vahşeti uygulattıran imparatorun da adıdır. Öykü, 302 ile 305 arasında Diokletian'ın hıristiyanlara zulüm uyguladığı bir tarihsel dönemde, 302 ile 305 yılları arasında geçer. Diokletian, 286'da Maximian ile birlikte ortak imparatorluk yapmışlardır. Hıristiyanlara yulüm edildiğini anlatan birçok öyküde kral naibi Diokletian sorumlu olarak gösterilir. Öyküde, tarihsel arkaplandan farklı olarak, coğrafi arka plan da detaylı bir şekilde işlenmiştir. Kısa giriş bölümünde, Felix ve Regula, hizmetçileri ve yol arkadaşları ile birlikte lejyonlarının komutanı Mauritius'un tavsiyesi ile, tanrıya hizmetlerini sürdürebilmek için bir yolculuğa çıkarlar. Yolları Glarus üzerinden Turricum kalesine kadar sürer. Geçtikleri yerlerin manzaraları, çağdaşları olan yazarların anlattıklarına benzer şekilde tarif edilmiştir. Yolculuğun nedeni olan, dünyevi isteklerden vazgeçme ve Tanrıya hizmet için bir yaşam sürme, dönem yazarlarının eserlerinde sık sık ortaya çıkan bir nedendir. Glarus bölgesini anlatırken kullanılan "boş ve ıssız bir bölge" şeklindeki tanımlama sözcüğü sözcüğüne anlaşılmamalıdır. Muhtemelen hacıların zor yaşamını betimleyebilmek için kullanılmıştır. Zira hem Geç Antikçağda hem karolenjler döneminde yerleşimin olduğu bir bölgeydi.[6] Felıx ve Regula'nın yolculuklarının hedefi Zürih gölünün Limmat'a döküldüğü Turricum kalesinin yakınlarıdır. Burda onları takip eden Decius ve adamları ile karşılaşırlar ve şehit edilirler. Nehirin yanındaki idam edildikleri yerden, kaleden 200 dextri uzaklıkta olan tepedeki mezarlarının olduğu yere 40 dextri (adım) kadar giderler. Söylenceye göre idam edildikleri yer, daha sonra Wasserkirchenin kurulacağı adadadır. Ancak efsanenin en eski versiyonunda ne adadan ne de idam edilen yerden bahsedilmektedir. Sadece öldürülen azizlerin kesilen kafalarını kucaklarını alıp Limmat kıyısından tepeye doğru 40 adım yukarıya yürüdükleri anlatılır. Efsane'de ayrıca bu mezarın, körlerin ve sağırların iyileşmek amacıyla geldikleri kutsal kabul edilen bir yer olduğundan bahsedilir. Bu yere daha sonra Grossmünster'ün inşa edilmiş olduğu söylenir. Kilisenin kaleden 200 dextri uzak olması bu teoriyi desteklemektedir. Efsanenin sonlarına doğru, Felix ve Regula efsanesinin aziz keşiş Florencius'a kutsal ruh tarafından aktarılmış olduğundan bahsedilir. Ne yazık ki, bu ayrıntı da araştırmacılara çok az bir ipucu verir, zira Merovenjler döneminde Florencius adı oldukça yaygın bir addır. Aziz ve keşiş tanımlamaları da fazla yardımcı olmaz. Karşılaştırmalı yazılarda münzevi hayat yaşayanlara da keşiş denildiği, aziz nitelemesinin ruhban sınıfından olanlar için de kullanıldığı görülmektedir. Yani "aziz keşiş Florencius" onu tanımlayan yazar gibi bilinmeyen birisi olarak kalır.[7] Anma günü Efsane, azizlerin Eylül ayındaki Idus'dan (ayın 14. günü) üç gün önce kutlandığını söyleyerek biter. Roma takviminde bu tarih 11 Eylül'e denk gelir ve Zürih takviminde de anılan Felix ve Regula'nın anma günüdür. Bu günde geleneksel olarak Knabenschiessen adı verilen, gençlerin katıldığı ok atma yarışmaları düzenlenir. Tarihin belirlenmesi konusunda araştırmacılar anlaşamazlar.[8] 6. yüzyıldan kalma, kilisenin anma ve bayramlarını gösteren Kalendarium Carthaginense adlı dizinde ise Eylül'ün Calends'inden önceki üçüncü gün (III Kalendas Septembris, 30 Ağustos) Felix, Eva ve Regiola isimleri kaydedilmiştir. Bu takvim fransız keşiş ve bilge Jean Mabillon'un çıkardığı kopya sayesinde günümüze gelmiştir. Aşırı şekilde hasar görmüş olan orijinali uzun zaman önce kaybolmuştur. Bazı uzmanlar III Id. Sept. ve III Kl. Sept. şeklindeki kısaltılmış roma rakamları arasındaki benzerliğin, bu karışıklığa neden olduğunu düşünürler.[9] Bu durum diğer önemli günler hakkındaki tartışmalara da neden olmuştur. Kartaca takviminde bahsedilen Felix ve Regiola isimleri o dönem Roma'nın Afrika'daki bir şehri olan Abitinae'deki bir grup şehite aittir. Bu nedenle afrikalı şehitlere ait kalıntıların Zürih'e getirildiği ve bu şekilde efsanenin Zürih'e maledilmek istendiği şeklinde teoriler geliştirilmiştir. Bu konuda bir başka tahmin de, Abitinae'deki öykünün bir model olarak alınıp İsviçreli azizlere uyarlanmış olduğu, aralarında başkaca bir bağlantının bulunmadığı şeklindedir. Azizlerin tasvirleri Felix, Regula ve Exuperantius tasvirlerinin olduğu 1347 yılına ait bir şahir mühürü 17. yüzyıla air bir Dukat. Ön yüzüne Felix ve Regula, arka yüzüne ise Şarlman işlenmiştir. Reform ikonoklazmından kurtarılan altar resimlerinden birine ait kesit, Hans Leu d.Ä.nin eseri, 1500 civarı Mühürler üzerindeki tasvirler Azizlerin tasvir edildiği mühürler tüm ortaçağ boyunca kullanılmıştır. İlk mühürlerden biri 1224'de Fraumünster'de üretilmiştir ve adı mühürde anılmamış olmasına karşın Adelheid von Murghart'a atfedilmektedir. O yıllarda Fraumünster'e ait mühürler sivri uçlu oval bir şekilde tasarlanıp, üzerine Felix ve Regula'nın başlarıyla birlikte birer tasviri, önlerinde diz çökmüş durumda manastırın başrahibesi ve en üstte de tanrının elinden oluşan bir figur yerleştirilirdi. İlk olarak 1258'de farklı bir motif kullanılmaya başlandı: Bir tarafta azizler kesik başlarını ellerine almış şekilde duruyorlardı. Diz çökmüş rahibe de alt tarafta yine duruyordu. Bu tasvir biçimi Fraumünsterin sonraki bütün mühürlerinde kullanılmaya başlandı. Sonraki yıllarda bu tasvirler giderek daha detaylı ve incelikli hale geldi. Paralar üzerindeki tasvirler Azizlerin tasvir edildiği en eski para imparator II. Heinrich dönemine ait bir Roma denariusudur ve tek parça olarak Stockholm'de bulunmuştur. Paranın arka yüzünde FELIX (REG) VL (A) harfleri kazınmıştır. Resimli olan ön yüzü ise tanınmaz durumdadır.[10] 13. yüzyıldan sonraki birkaç yüzyıl boyunca Felix'in kafası Zürih Pfennigi üzerinde kullanıldı. Kafanın resmi isimsizdir ve kutsallık haresi yoktur. Kafa resminin Felix'e ait olduğu, aynı döneme ait mühürlerdeki resimlerle aynı olması sayesinde anlaşılmıştır. Metal paraların düzenli aralıklarla değiştirilmesinden dolayı resimlerde de bazı değişiklikler olmuştur. 13. yüzyılın ikinci yarısı ile 14. yüzyılın başı arasında dokuz değişik Pfennig tipi görülür. Bunların bazılarında Felix sağdayken diğerlerinde soldadır. Ancak hepsinde de Zürih'in Latincesi (TURICUM) ile Almancası (ZVRICH) sözcükleri farklı biçimlerde kullanılmıştır. Bir Pfennig'de ise ters yazılmıştır. Sonraki yıllarda ise Felix'in yerini Fraumünster başrahibesinin ve kralların resimleri almıştır. Büyük gümüş paralarla alışverişin olduğu yeni dönemde azizlerin tasvirleri yeniden görünmeye başladı. 1504 ve 1505'e ait gümüş paralarda Felix ve Regula kesik başları ve kutsal haleleriyle görülürler. Şehrin bayrağı ayaklarının altına serilmiştir. Tasvirin sağında ve solunda azizlerin adları kazınmıştır. 1512 yılına ait bir Taler 14. yüzyıla ait bir mühür örnek alınarak yapılmıştır. İlk olarak bu parada üç aziz biraraya getirilmiştir. Aynı döneme ait altın paralarda ise Grossmünster kilisesinin kurucusu Şarlman tasviri bulunur. Reform döneminden sonra koruyucu azizler uzunca bir süre paraların üzerinde görülmezler. Tahminen yaklaşık 100 yıl sonra Felix ve Regula tarihi belirsiz bir Zürih Dukat'ının üzerinde yeniden görülür. Arka yüzünde Şarlman'ın bir tasviri görülür. Paranın basım tarihi Zürihli teolog Johann Jakob Ulrich'in yazılarını yayınlamasıyla aynı döneme denk gelir. Zira yazar koruyucu azizlerin tasvirlerinin paraların üzerine konulmasının ateşli bir taraftarıdır.[11] Yazar'a göre azizler Zürih'te hıristiyan inancının ilk savunucularıdır ve bu onuru haketmişlerdir. Grossmünster vakfının yönetimi üzerindeki etkisine karşın, bahsi geçen aziz figürlü Dukat Felix ve Regula'nın kullanıldığı son para olmuştur. Reform ve karşıreform Reform hareketinin geliştiği birçok bölgeye nazaran, Zürih'teki Reform İkonoklazmı nispeten hafif geçti ve kiliselerdeki altar, resim ve kilise hazinelerinin kaldırılması düzenli bir şekilde gerçekleşti. Tek istisna 1524 yılınındaki Pfingsten'de Zollikon'da gerçekleşen ayaklanma oldu. Olaylar şehir yöneticileri tarafından hızla kontrol altına alındı. Verilen ilk karar resimlerin kiliselerden kaldırılması, ancak imha edilmemesi idi.[12] Karar 15 Haziran'da alındı. 20 Haziran'dan 2 Temmuz'a kadar kiliselerin boşaltılması ve kaldırılan eşyaların kilit altına alınması tamamlandı. Bu görevle reform hareketinin liderlerinden Huldrych Zwingli, Engelhart ve Leo ile birlikte her marangozlar, çilingirleri, dökümcüler, kaynakçılar gibi her loncadan bir kişinin içinde bulunduğu çok sayıda kişi görevlendirildi.[13] Bu ilk temizlik operasyonunda koruyucu azizlerin mezarlarına dokunulmadı. Şehir meclisi mezarların olduğu ibadet bölümünün kaldırılmasına 12 Aralık 1524'te karar verdi. Bu karar ilişkin resmi belgeler şu anda kayıptır, ancak aralarında Gerold Edlibach ve tarihçi Bernhard Wyss'in de bulunduğu dönem yazarı, her iki mezarın açılmasına dair raporlar yazmıştır. 17 Aralık'ta Felix ve Regula altarları söküldü. Eylül 1525'te meclis, kilise hazinesinin kalanlarına da el koymayı kararlaştırdı. Gerekçe olarak, bu paraya Reform hareketinin maliyetini karşılamak için ihtiyaç duyulduğu belirtildi.[14] Grossmünster kilise vakfı kısa süreli bir erteleme istedi ise de, meclis 30 Eylül'de aldığı kararla bu erteleme isteğini kabul etmedi. 2 Ekim sabahı saat 7'de bir grup meclis üyesi Felix ve Regula'nın mezarlarının da bulunduğu ve kiliseye ait eşyaların korunduğu yere geldi. Kilise varlıklarının müsadere edilmesinden sonra azizlerin izlerine bir daha rastlanmadı. Şu anda kilisenin altındaki 12 Beton Şapelin bulunduğu yerde bulunan 5 kutsal Altar resmi, Felix ve Regula'nın şehit edilmelerini resmediyorlardı. Bu resimler ikonaklazm hareketinden hasar almadan kurtulmuştur. Şu anda beşi de Zürih'teki İsviçre Ulusal Müzesi'nde "«Der Stadt Zürich Conterfey" adı altında sergilenmektedir. Altın çerçeveler içinde saklandıkları için bu resimlerin bir zamanlar Altar'da yer alan resimler olduğu düşünülmektedir. Çalınmış olan bir altıncı resmin olma ihtimali de vardır. Kutsal emanetler Söylentiye göre Felix ve Regula'nın kafalarının saklanmış olduğu Andermatt'taki St. Peter ve Paul kilisesi Korunmakta olan emanetler Bir zamanlar Grossmünster'de olan Felix ve Regula'nın kafaları, söylentiye göre Andermatt kilisesinin sacriste'sinde (kutsal emanetlerin saklandığı oda) saklanmıştı. Şu anda elde bulunan ve bu emanetlerin gerçek olduğunu ve Zürich'ten Urseren'e gönderilişini gösteren çizimler görece yenidir ve pek güvenilir değildir. Bilinen en eski rapor 1648 yılına aittir. Buna göre Erstfeld'deki Jagdmattkapelle kilisesi Andermatt'tan Regula'nın saçına ait emanetleri hediye olarak almıştır. Kilise'de bulunan ve Rahip Nicolaus Thong'un bir kopyasını çıkarmış olduğu yeminli noter kayıdında, emanetlerin bir tabutun içinde bulunduğu ve Urseren sakinleri tarafından Zürich'ten alınıp gizlice buraya getirildiği yazılıdır. Sözde bu tabut kaybolmuş ancak Zwingli nerde olduğunu öğrenmiştir. Bunun üzerine emanetler o sırada Zürih'te bulunan Urseren'li Hansli Benet'e emanet edilmiş, o da alıp Andermatt'a getirmiştir. Sonraki yıllarda emanetlerin anahtarları çeşitli prenslerin koruması altında kalmıştır.[15] Tabutların öyküsü 1688 yılındaki bir tutanak ile yeniden gündeme gelir. Buna göre Andermatt'ta bulunan tabutlar kilise temsilcileri ve laik yedieminlerin huzurunda yeniden açılır.[16] Yazar Cristoph Christen azizlerin emanetlerinin yanında Felix ve Regula'nın kafalarının da bulunduğunu yazmıştır. Tabut daha sonra tekrar kilitlenir ve sonraki 80 yıl boyunca kamuoyundan gizli şekilde saklanır. İlk olarak 1730'da Urseren'lilerin kararıyla azizlerin kafaları için birer vitrin yaptırılır ve 1716'da Jodocus Ritz tarafından yapılmış olan Altar'a konarak halka sergilenir.[17] Andermatt'ta sergilenen emanetlerin gerçekten Zürih'ten gelmiş olduğu oldukça şüphelidir. Bunun birinci nedeni 2 Ekim 1525 tarihinde Grossmünster'deki emanetlerin kaldırılmasına ilişkin hiçbir kayıdın olmamasıdır. Felix ve Regula'nın kafaları kaybolmuş olsaydı, bu bir kargaşaya neden olurdu. Halbuki kafatasları ile ilgili ilk kayıt, ikonaklazm'dan 120 yıl sonraya, 1648 yılına aittir. Bunun dışında 1648 yılında Nicolaus Thong tarafından çıkarılan kopyada Felix ve Regula adından tek söz edilmez. 1688 yılındaki tutanak'ta ise tabutun içinde yatan çok sayıda emanetten bahsedilir. Bunların Zürihten olduklarına dair bir iz yoktur. Bütün bunlar Andermatt'ta bulunan kafaların daha önce Zürih'te bulunanlarla aynı olmadığını göstermektedir. Bunlardan yola çıkarak, 17. yüzyılda Reform döneminin unutulmasının ardından, Andermatt'ta Felix ve Regula tapımını yeniden canlandırmak için bir çaba gösterildiği sonucuna varılabilir. Kutsal emanetler üzerinde yapılan incelemeler 1950'de emanetler bir kez daha açıldı ve her iki kafatasının arka bölgesinden yaklaşık beşer santimetre çağında bir parça kesilip çıkarıldı. Bu parçalar Zürih'te yeni yapılmakta olan Stç Felix ve Regula kilisesine hediye olarak gönderildi. Birkaç onyıl sonra kutsal emanetler daha ayrıntılı bir incelemeden geçirebilmek için son bir kez daha açıldı. Bu incelemede kafataslarının yaşını saptamak ve kafataslarının nereye ait olduğu sorusuna açıklık sağlamak amaçlanıyordu.[18] Felix'in kafatası tüm altçenesi eksik olmasına rağmen nerdeyse eksiksizdi ve oldukça iyi korunmuştu. Sağ paryetal kemiğinin arka kısmında 1950 yılında kesilip çıkarılmış olan parça eksikti. omiriliğin kafatası ile birleştiği yer olan Os occipitale'in arkasında sola yanlamasına küçük bir kemik parçası kırılıp çıkmış durumdaydı. Bu eklem bölgesi, kafa ile omurga arasındaki hareketli bağlantıyı sağlayan eklem yerlerinin doğal bir şekilde mi yoksa parçalanarak mı ayrıldığı ya da çürüme sonunda mı yoksa yapay bir şekilde mi oluştuğunu gösteriyordu. İzlere göre eklemlerin iki tarafına da zarar verme kastıyla müdahale edilmiş olduğu tespit edildi. Başlangıçta güçlü olan eklemler her iki yandan simetrik olarak üstdış taraftan alt iç tarafa doğru kesilmişti. Kafatasının arka üst kısmında üzerine çini mürekkebi ile yazılmış yaklaşık onbir santimetre uzunluğunda bir kağıt yapıştırılmış durumda idi. Belki de başlangıçta bu tüm kafatasını çevreleyen bir şeritken, şimdi sadece orta kısımdaki metnin okunabildiği bir hale gelmişti. Okunabilen metinde şunlar yazıyordu: Anno 312 Caput S. Felicis Martyris ex Thebae oder 30. Legion. Tyguri martyrizati. Kağıt şeridin altında, deliğin arka tarafında bir mühür vurulmuştu. Mühürde ise ortada kanatlarını açmış bir ejderhanın üstüne binmiş ve elindeki mızrağı canavarın boğazına saplamış olan yer meleği Mikâil görülüyordu. Mührün sağ kısmında ise "…en Engel" harfleri okunuyordu. Mühür üzerindeki yazı ve işaretler muhtemelen Altdorf'daki Attinghausen'de Kapusenler manastırı ile ilgilidir. Benzer bir mühür örneği Manastırın 1644 yılındaki bir çeyiz mektubunda görülür. Yazının tamamı "Zuo allen Heiligen Engeln" (Türkçe: Bütün kutsal meleklere) şeklindedir.[19] Manastır 1676 yılında tamamen yanmış ve yerine yeni bir manastır inşa edilmiştir. 1677 yılında yapılan yeni manastırı rahibeler St. Karl'a adamıştır. Genellikle Felix ve Regula'nın kafataslarının kadınlara emanet edilmiş olduğu kabul edilir. Her nekadar şimdi geriye sadece (kardeşlerin erkek olanı) Felix'in kafatası kalmış olsa da, kafataslarının üzerine bu eski manastır mühürü vurularak bu vurgulanmıştır. Kafatasının dış görünümü nerdeyse hiç bozulmamıştır, hatta ince çeperli göz çukurları bile eksiksiz şekilde korunmuş durumdadır. Kemik materyali olağandışı şekilde sert durumdadır ki, bu da Felix'in kafasının en fazla iki yüzyıldır toprak altında yatmış olduğunu gösterir. Kafatasının özelliklerinden yola çıkarak kafatasının bir erkeğe ait olduğu söylenebilir. Kafatasından kesilerek alınan parçaya göre, kafatasının sahibi 20 ile 40 yaşları arasında ölmüştür. Bu, kemiklerin birleşim yerlerinin durumuna da uyumludur. Ne iç ne de dış kısımdan bir erime başlamamış durumdadır, ki bu da ölümün 25 ile 35 yaşları arasında olduğunu gösterir. Kafatasının oranları, çevresi ve kütlesi de Ön Ortaçağ ve Üst Ortaçağ'da Zürih'teki sayısız mezarda bulunan kafataslarına uyar. tutku taşıyan Ortadoks inancında tutku taşıyan (Rusça: страстотéрпец, tr. strastoterpets; IPA: [strəstɐˈtʲerpʲɪts]) kilise takviminde[1] yer alan azizleri, ilahi hizmetlerinden ötürü anma törenlerinde, azizleri ve azizeleri övmek için kullanılan bir çeşit geleneksel ünvandır. Tutku taşıyan kişi: ölümle İsa gibi benzer şekilde yüzleşen kişidir. Onlar şehitler gibi değillerdir, çünkü tutku taşıyanlar inançları yüzünden öldürülmezler ama buna rağmen onlar inançlarını ve sadakatlerini gerçek olan tanrı aşkında saklarlar. Tüm şehitler "tutku taşıyan"dır ama tüm tutku taşıyanlar şehit değildir. Kayda değer tutku taşıyanlar arasında Boris ve Gleb kardeşler ve 1918 yılında Bolşevikler tarafından idam edilen tüm Rus İmparatorluk ailesi üyeleri yer almaktadır. M ► Moskova metropolitleri ve patrikleri R ► Rus Ortodoks Hıristiyanlar A Aziz Vasil Katedrali C Cilysler N Nil Manastırı Viktor Mikhaylovich Vasnetsov (Rusça: Ви́ктор Миха́йлович Васнецо́в; Lop'jal (Vyatka yakınında), 15 Mayıs, 1848 — Moskova, 23 Temmuz, 1926) mitolojik ve tarihî konular üzerine uzmanlaşmış bir Rus ressamdı. Rus resim sanatında folklorist/romantik modernizmin kurucularından olarak [1] ve Rus sanatında yeniden canlanma akımınındaki başlıca kişilerden biri olarak tarif edilir Yol Kavşağında Bir Şövalye Viktor Vasnetsovö 1848'de Vyatka guberniyasının ücra bir köyü olan Lopyal'da, altı kardeşin ikincisi olarak doğdu.[2] Bir köy rahibi olan babası Mikhail Vasilievich Vasnetsov eğitimliydi; doğal bilimlere, astronomiye ve resim yapmaya ilgi duyan 'felsefi eğilimli' bir kişiydi. Büyük babası bir ikona ressamıydı. Mikhail Vasnetsov'un üç oğlunda ikisi, Viktor ve Apollinaryi kayda değer ressamlar oldular, üçüncüsü ise okul öğretmeni oldu. Viktor, Lopyal'da, başlıca manzara ve köy hayatı resimleri ile resim hayatına başladı. Vasnetsov, Vladimir Stasov'a bir mektubunda çocukluk anılarını aktarırken, köylü çocuklarla yaşamış olduğunu ve onları narodnik değil, birer arkadaş olarak sevdiğini belirtmiştir.[2] Vyatka (1858-1867) Viktor, on yaşından itibaren, Vyatka'daki bir din okulunda (seminer) okumaya başladı. Her yaz ailesiyle beraber zengin bir ticaret köyü olan Ryabovo'ya taşınırdı. İlahiyat okulu yılları sırasında yerel bir ikono satıcısının yanında çalışırdı. Ayrıca, Polonyalı sürgün bir sanatçı olan Michał Elwiro Andriolli'ye yardım etmekteydi, Vyatka'daki Alexander Nevsky katedrali için freskler yapmak için. İlahiyat okulundan mezun olduktan sonra Viktor, sanat eğitimi için Sankt Petersburg'a taşınmaya karar verdi. Rusya'nın başkentine seyahatini finanse edebilmek için 1867'de yapmış olduğu iki tablosunu, Kadın Hasatçılar ve Sutçü Kadın'ı açık artırmada sattı. Ev taşıması, 1876 Sankt Petersburg (1867-1876) Ağustos 1867'de Viktor İmparatorluk Sanatlar Akademisi'ne girdi. Üç yıl sonra, gerçekçi sanatçıların Peredvijniki (Gezginler) akımı, Akademizm'e karşı başkaldırdı. Vasnetsov, Gezginler akımının lideri Ivan Kramskoi ile arkadaş oldu, onu hocası olarak saydı. Ayrıca, öğrencilerden Ilya Yefimovich Repin ile çok yakın bir ilişki geliştirdi. Tarihî ve mitolojik resimlerle adı eşleşmiş olan Vasnetsov, başlangıçta bu konulardan mümkün olduğunca uzak durdu. İsa ve Pontius Pilate Halkın Önünde eserinin grafik kompozisyonu için Akademi onu gümüş madalya ile ödüllendirdi. 1870'lerin başlarında güncel hayatla ilgili pek çok gravür yaptı. Bunlardan ikisi (Taşra kitapçısı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

https://twitter.com/kanaryamfenerli