Afaki

https://twitter.com/kanaryamfenerli _/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯ Âfâk, ufuk kelimesinin çoğuludur.ufuk kökünden gelir ama ufuklarda demektir. çoğulu değildir yani. örnek verelim. afaki konuşma , nedir ufuklarda konuşma ayakların yere bassın."uzaklara (ufuklara) ait, görünmeyen, belirsiz" anlamında bir kelime. günümüzde, var olduğu düşünülen ama varlığına dair elde pek bir done olmayan şeyleri ifade etmek için kullanılırkendi kafasina gore, herhangi bir resmi belge ya da dokuman ile kanitlanmadan yapılan hareketler icin de kullanilabilirafak, ufuk kelimesinin çoğuludur. ufukları andıran, çok yüksek manasında kullanılan kelimedir. yerine astronomik, abartılı veya mübalağalı gibi kelimeler kullanılabilir. Âfâka nisbet eki eklenerek yapılmış bir kelime olan âfâkî kelimesi kelâm, felsefe ve psikoloji ilimlerinde objektif (nesnel) karşılığı olarak kullanılmaktadır. Âfâkî kelimesiyle genellikle "dış dünya ile ilgili olan, bireyin şahsî görüş ve inançlarından bağımsız olarak gerçekliği bulunan, herkesin izleyip gözleyebileceği reel durumlarla ilgili olan şey" kastedilmektedir. Âfâkî kelimesinin karşıtı enfüsî (sübjektif) kelimesidir. Kur'ân'da âfâk ve enfüs kelimeleri karşıt kavram olarak bir arada geçmektedir. "Gerek âfâkta (dış dünya ve madde âlemi), gerek enfüste (insanın iç dünyası ve ruh âlemi) delillerimizi yakında onlara göstereceğiz" (Fussilet, 41/53). Kur'ân'ın bu yaklaşımına uygun olarak Allah'ın varlığını ispatta kelâmcılar daha çok âfâkî (kozmolojik ve ontolojik) delilleri kullanırken, mutasavvıflar enfüsi (psikolojik ve ahlâkî) delilleri kullanma yoluna gitmişlerdir. Bir fıkıh terim olarak âfâk, Mekke dışından hacca gelenler için belirlenmiş ve "mîkât" denilen yerlerin dışında kalan bölgelere denir. Bu bölgede yaşayanlara da "âfâkî" denir. ) AFAKİ Gereksiz, önemsiz (söz)afaki-Belli bir konu üzerine olmayan, dereden tepeden (konuşma)-İnsanın dışındaki şeyler.Akla, hayâle gelen her şey, hattâ keşif ile anlaşılan bilgiler, ister âfâkî olsunlar, ister enfüsî olsunlar, yâni insanın içinde bulunsunlar hepsi mâsivâdır, Allah'tan başkadır, mahlûktur. (İmâm-ı Rabbânî) Uzak memleketlerden hac ibâdetini yapmak için gelenler. Haccın vâciblerinden biri de; âfâkî olanların, Mekke'den ayrılacağı son gün tavâf-ı sadr yâni vedâ tavafı yapmasıdır. Bu tavaf hayızlı kadına vâcib değildir. (Burhâneddîn Merginânî) Âfâkî olanların Mekke'ye varınca hemen Mescid-i Harâm'a girip, tavâf-ı kudum yapmaları sünnettir. (İbn-i Âbidîn)