22 Nisan 2014 Salı

Hz.Musa ve Çoban

https://twitter.com/kanaryamfenerli __/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ Hazreti Musa, bir gün bir başına dağları dolanırken, uzaktan yoksul ve yanlız bir çoban gördü. Çoban dizüstü çökmüş, ellerini semaya açıp dua etmekteydi. Bu durum hz. Musa’nın çok hoşuna gitti, ama yaklaşıpta çobanın duasını duyunca şaşırdı. Çoban Rab’ine şöyle yalvarıyordu: Kurban olduğumAllah ‘ım. Seni ne kadar severim, bir bilsen. ne istersen yaparım, yeter ki Sen iste. Sürüdeki en yağlı koyunu kes desen, gözümü kırpmadan keserim Sen’in için. Koyun kavurması güzeldirAllah ‘ım, kuyruk yağını da alır pilavına katarsın, tadına yenmez olur. Hz. Musa duaya kulak kabartarak çobana yaklaştı. Çoban Duasına devam ediyordu: Yeter ki Sen dile, ayaklarını yıkarım. Kulaklarını temizler, bitlerini ayıklarım. Ne kadar çok severim ben Sen’i. Sana çok hayranım. Duydukları karşısında hz. Musa öfekeden küplere bindi, bağıra çağıra kesti çobanbın duasını: Hz. Musa: Sus, seni cahil adam! Ne yaptığını sanırsın?Allah pilav yer mi? Allah’ın ayakları mı var yıkayasın? Böyle dua olur mu? Külliyen günaha giriyorsun. Derhal tövbe et! Çoban, Hz. Musa’dan azarı işitince kulaklarına kadar kızardı, utancından yerin dibine girdi. Bir daha böyle kendi kafasına göre dua etmiyeceğine gözyaşları içinde yeminler etti. o gün akşama kadar hz. Musa çobanın yanında durup ona temel duaları ezberletti.Sonra “Allah benden razı olur, iyi iş yaptım” diye düşünerek yoluna devam etti. Hz. Musa o gece bir ses işitti, seselenen Rab idi: “Ey Musa! sen bugün ne yaptın? sen ayırmaya mı geldin buluşturmaya mı? Şu garip çobanı azarladın. Onun bana ne kadar yakın olduğunu anlayamadın. Ağzından çıkan lafı bilmese de, O çoban inancında samimi idi. kalbi temiz, niyeti halisti. Biz kelimelere bakmayız, Niyete bakarız! kelamlara bakacak olsak yeryüyünde insan kalmazdı! Biz çobandan razıydık. başkasına medih olan söz sana zemdir. Ona bal olan sana zehirdir. Sen işittiklerini inkar ve küfür saydın ama bilsen ki bir kabahati varsa bile, ne tatlı kabahattır onun ki” Musa hatasını anlatı ertesi gün çobanın yanına gitti çoban duaya durmuştu yine, Ama dünkü heyecanından, samimiyetinden eser yoktu. Öğretildiği gibi yakarmaya gayret gösterdiğinden, aman bir yanlış laf etmiyeyim diye takılıyor, kekeliyor, terliyordu. Hz. Musa, çobana ettiğinden pişman olup sırtını okşadı ve dediki: ” Ey dost, ben hatalıyım, ne olur affet. Bildiğin gibi dua et.Allah nazarında böylesi daha kıymetlidir. - Ey kerem sahibi Rabbim,nerdesin ki sana kul köle olayım. Ça­rığını dikeyim, saçını tarayayım. Elbiseniyıkayayım, bitlerini kıra­yım. Ey Yüce Rabbim, sana süt ikram edeyim. Eliniöpüp ayağını ovayım. Uyuma vakti gelince yerini silip süpüreyim. Bütün keçile­rimsana kurban olsun! Hz. Musa yolda bir çobana rastladı. Çoban şöyle duaediyordu: Çobanın bu şekilde saçma sapankonuştuğunu gören Hz. Musa: - Kiminle konuşuyorsun, diyesordu. - Bizi yaratan, bu yer ve göğühalk edenle, diye cevap verdi ço­ban. - Yazık, sen daha Müslümanolmadan kâfir oldun. Bu ne saçma söz, bu ne küfür! Çarık, elbise ancak sanayaraşır. Bir güneşin bun­lara ne ihtiyacı var?! Allahu Teala'nın her şeye kadirolduğunu bili­yorsan nasıl oluyor da böyle hezeyanlarda bulunuyorsun? Allah (c.c.)böylesi hizmetlerden müstağnidir. Sen bu lafları kime söylüyorsun, amcana,dayına mı?! Büyüyüp gelişmekte olan süt içer. Ayağa muh­taç olan çarıkgiyer. Çoban: - Ya Musa, dedi, pişmanlıktancanım yandı. Elbisesini yırttı, ah ü figanederek çöle doğru yola düştü. Bunun üzerine Allahu Teala, Musa (a.s.)'a şöylevahyetti: - Kulumuzu bizden ayırdın. Benherkese bir huy, bir ıstılah ver­dim. Onun için medh ü senaolan söz, senin için yergidir. Biz, temizden de münezzehiz, pisten de. Onlarınbeni teşbih etmeleriyle münezzeh ve mukaddes olmam. Bununla kendileritemizlenirler. Biz dile ve söze değil,gönle ve hale bakarız. Kalb huşu sahibiyse kal­be bakarız, söze değil. Ey Musa,edep bilenler başka, içi yanmış aşık­lar başka. Musa (a.s.), Allahu Teala'danbu itabı duyunca çöle düşüp çobanı aramaya başladı. Onun izlerini takipediyordu. Nihayet onu buldu: - Müjde, dedi, AllahuTeala'dan izin geldi. Gönlün nasıl istiyorsa öyle söyle! - Ey Musa, dedi çoban, ben ohalde, o sözden geçtim. Şimdi be­nim halim söze sığmaz. Allahu Teala'ya hamd etsen de,bu çobanın layık olmayan övüşü gibidir. Senin övüşün çobanınkine nispetle dahaiyi olsa da, Allahu Teala'nın yüceliğine nisbetle onun da değeri yok. Allah'ızikrediyor oluşunun makbul olması, O'nun rahmetindend

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

https://twitter.com/kanaryamfenerli