2 Mart 2016 Çarşamba

UZAYDAN SU GELMESİ SOĞUMA TUFAN AĞIR SU Asteroit-Kuiper Kuşakları Öpik-Oort Bulutu

https://twitter.com/kanaryamfenerli _/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯ HZ NUH- YERYÜZÜNDE YÜRÜYEN BİR KAFİR BIRAKMA. TUFANDA KARANLIK VE 7 GÜN DEPREM OLDUĞU TÜRK TARİHİNDE 13 TANE TUFANLA İLGİLİ BİLGİ AMERİKA TARİHİNDE 37 TANE TUFANLA İLGİLİ BİLGİ MAYALAR 4000 YILDA BİR TUFAN OLDUĞUNU GEÇER. MÖ 13100 ZODYSK TAKVİM HER ÇAĞ 2160 6 LIK SİSTEM 10 LU SİSTEM 12 RAKAMI 6 X 360 10 TANE ZODYAK ÇAĞI Dünya’nın oluştuğu zamanlardaki ısısının su ve diğer elemetlerin soğuyarak yüzeyde yoğunlaşmasına izin verecek denli düşük olmadığı, bunun uzaydan gelen buzul kaplı göktaşları yoluyla geldiği,yoğunlaşmanın Dünya oluştuktan yaklaşık 100 milyon yıl sonra olduğu.Dünya oluştuktan sonraki zaman diliminde Jüpiter ve Satürn başta olmak üzere bütün gezegenler Güneş Sistemi içinde bolca bulunan gök cisimlerini merkezkaç kuvvetiyle savuruyordu. Dünya’ya sıkça isabet eden bu göktaşlarının taşıdığı buz, zamanla Dünya’nın kabuğunun yumuşamasına ve bir kısım suyun yeraltına çekilmesine yol açtı. Albarede’ye göre Dünya’daki ilk tektonik hareketler de bu aşamadan sonra başladı. Yerkabuğunun altındaki katmanlarda, en kuru noktalarda bile yüzbinde bir oranında suya rastlanması bu teoriyi destekliyor. Ancak Dünya’daki okyanusların ve atmosferin gezegende varolan elementlerden yaklaşık 4.5 milyar yıl önce oluştuğu yönünde genel kabul gören teoriyi çürütmesi için henüz zaman var.nuh tufanın astronomik bir olay.dünyaya yakın geçen bir gök cisminin yeraltı sularını yeryüzüne çektiğini ve şiddetli yağışların olduğu,bütün yeraltı sularının tamamı yeryüzüne çıksa bile bir Tufan için yeterli değildir.Mayalar "göklerden büyük gürültüler geldi ve ardı arkası kesilmeyen yağmurlar gece gündüz yağdı. Gökler yere iniyordu sanki karalar çöktü ve bir anda her şey sona eriverdi." "biz göklerin kapılarını açtık" ayeti kerimesi, yeraltı sularının yetersizliği .Kuyruklu yıldızlar donmuş su, toz ve gazlardan ibarettir. Dünyanın yörüngesine giren dev bir kuyruklu yıldız tufana sebep olur. Hem çekimle mağmayı tetikler, yeraltı sularını yeryüzüne çıkarır hem de bünyesindeki buzun erimesi ile suyunu dünyaya kaptırır. İkinci ihtimal ay bir astronomik olayla atmosferini kaybetti. Su buharı ve gazlardan oluşan karışım bin yıl gibi bir zamanda dünyaya ulaştı. Üçüncü bir ihtimal dünyaya yakın geçen bir gök cisminin atmosferini dünyaya kaptırması. Dördüncü ve zayıf bir ihtimal dünyanın aydan başka bir uydusu daha vardı. Atmosferini dünyaya kaptırdıktan sonra uzayın boşluğuna gitti. Beşinci bir ihtimal su buhar halinde göktaşları gibi uzayın bilinmeyen bir yerinden geldi" diyerek sürdürdü.Tufanın altı ay sürdüğü . Bu altı ay içinde çok şiddetli bir kış ile suların bir kısmı kuzey ve güney yarım küresinde buzullaştı. Mağmadaki hareketlenmeden dolayı üstüne binen ağır su kütlesinin etkisi ile okyanus tabanları çökmeye başladı. Karalar ise bazı yerlerde yükselmeye başladı.Kur'an da 'ey yer suyu yut ibaresievrende farklı “su molekülleri” var.“Su sudan farklıdır”.normal su var, “ağır su” var ve bir de “yarı ağır su” var.AĞIR SU Döteryum oksittir (2H2O veya D2O ----Dünya’daki su kaynaklarını oluşturan normal suda, her 1 milyon hidrojen atomuna karşılık 156 döteryum atomudur. Ağır su (D2O) , nükleer reaktörlerde kullanılan hidrojen yerine ağır hidrojen (döteryum) izotopuna sahip yoğunluğu yüksek sudur. 1932'de ilk kez suyun elektrolizi yolu ile Hugh Taylor bulmuştur. Su moleküllerinin çoğu atom ağırlığı 1 olan hidrojen ile 16 olan oksijenden meydana gelmiştir. Fakat suyu oluşturan elementlerden yani hidrojen ve oksijen izotopları düşünülürse farklı molekül yapısı olduğu görülür. Hidrojenin döteryumla trityum, oksijenin O18, O17 gibi ağır izotoplarını içeren sulara ağır su denmektedir. Ancak ağır su diyerek bahsedilen döteryum oksittir. Ağır su, tatlı sularda ve yeraltı sularında eser miktarda; kar, deniz ve göl sularındaysa daha bol bulunur. Organizmalar için zehirlidir. Ağır suyun nötron yavaşlatma gücünün normal sudan daha yüksek olması ve soğurma özelliğinin daha az olması ile reaktörlerde yakıt olarak doğal uranyumun kullanılmasına olanak verir. Ağır su, II. Dünya Savaşı'nda Almanlar tarafından, atom bombasını geliştirmek amacıyla da kullanılmıştır. Bon Voyage (Herkes Kendi Yoluna) ve buna benzer bazı filmlerde Fransızlar'ın, Hitler'den bu Ağır Su'yu saklama mücadeleleri de işlenmiştir. Güneş sisteminde üç asteroit bölgesi var: Birincisi, Mars ile Dünya arasında yer alan Asteroit Kuşağı. İkincisi, Güneş Sistemi’nin hemen dışında, en uzak gaz devi Neptün’ün yörüngesinin hemen ötesinde bulunan Kuiper Kuşağı ve üçüncüsü de gezegenlerden çok daha uzaktaki Oort Bulutu. Asteroit Kuşağı’nda su bakımından zengin asteroit yok. Asteroit Kuşağı Güneş’e yakın olduğu için, buradaki gökcisimlerinin su rezervleri son birkaç milyar yılda buharlaşmıştır. Yüklü parçacıklardan oluşan Güneş Rüzgârının bunda büyük pay sahibi olduğunu biliyoruz… Güneş’e yaklaşan kuyrukluyıldızları kaplayan buz tabakası ısınarak buharlaşıyor ve Güneş Rüzgârı bu gaz bulutunu arkaya doğru ince, uzun bir kuyruk halinde üflüyor. Böylece kuyrukluyıldızın buz tabakası zamanla eriyip tükeniyor.Oort Bulutu’ndaki kuyrukluyıldızlar ise Güneş’e çok uzak oldukları için ısınarak buharlaşmıyor ve buz tabakasını buharlaşma yoluyla kaybetmiyor. Ancak Bilim adamları, Oort Bulutu’ndan İç Güneş Sistemi’ne ulaşan az sayıdaki kuyrukluyıldızın “yarı ağır su” oranını incelediklerinde, bu oranın Dünya’dan farklı olduğunu buldular. Bu da Dünya’daki suyun Oort Bulutu kuyrukluyıldızlarından gelmediğini gösteriyordu. Asteroit Kuşağı’nda da fazla su olmadığına göre, Dünya’daki suyun kaynağı olarak, Kuiper Kuşağı kalıyor. Asteroit kuşağı, Mars ve Jüpiter'in yörüngeleri arasında kalan, asteroit yörüngelerinin en yoğun bulunduğu güneş sistemi bölgesidir. Asteroit kuşağı Güneş Sisteminin oluşumundan kalan toz ve asteroitlerden oluşur. Asteroit Kuşağında Bode Yasası ile bir gezegen olduğu düşünülüyordu. Detaylı gözlemler sonucunda bir gezegen değil fakat bir cüce gezegen olan Ceres bulundu. Asteroid kuşağı'ndaki asteroidlerin toplam kütlesi yaklaşık Ay'ın kütlesi kadardır. Oort bulutu veya Öpik-Oort bulutu Güneş'in etrafında dönen kuyruklu yıldız kümesi. Bu kuyrukluyıldızların enberi ölçeği 5-50 AB (Astronomi birimi) ve enöte ölçeği ise 30.000-100.000 AB'dir (bu uzaklıkların hepsi güneş merkezlidir). Unutulmamalıdır ki enöte yörüngeleri Plüton'un yörüngesinin (ortalama 39 AB) çok ötesindedir. Güneşe en yakın yıldız olan Proxima Centauri 270.000 AB uzakta olduğundan, bu kuyrukluyıldızların yörüngeleri yakınından geçtikleri yıldızlar tarafından değiştirilebilir. Bunun sonucu, ya Güneş Sistemi'ne doğru ya da yörüngeyi değiştiren yıldıza doğru yönelirler. Doğal olarak bu tür kuyrukluyıldızların yörüngeleri 100.000'lerce yıl olabilir. Bu özelliklerinden dolayı Oort Bulutu, dönmüş kuyrukluyıldızların deposu olarak da anılır. İlk olarak 1932'de Ernst Öpik, bir kuyrukluyıldız deposunun varlığından söz etmiştir. 1950'de Jan Hendrik Oort, çok uzak bir gezegenden gelen kuyrukluyıldızlardan söz etmiştir. Bulut'taki tahmini kuyrukluyıldızların sayısı 1011 ile 1012 (100 milyar ile 1000 milyar)'dır. Tahmini toplam kütlesi 1028 gm'dır. 100.000 AB yarıçaplı bir bulut yörüngesinin yaşam süresi ise, 1,1 milyar yıl tahmin edilmektedir. Oort Bulutu'nun iki ayrı bölgeden oluştuğu düşünülmektedir. Küre şeklindeki dış Oort Bulutu ve disk şeklindeki iç Oort Blutu veya Hills Bulutu. Kuiper kuşağı, Neptün gezegeninin yörüngesi ile Plüton gezegeninden daha uzakta kalan gezegenimsilerin var olduğu bilinen alandır. Edgeworth-Kuiper Kuşağı adıyla da anılmaktadır. Hawaii'deki gökbilimciler 1992 yılında bu bölgede sayıları 1.000'i bulan buzlu cisimlerin ilkini keşfetmişlerdir. Bu cisimlerin bir bölümü çok yığışık olup, çapları da yüzlerce kilometreyi bulabilmektedir. Kuiper kuşağı ile oort bulutunun da üstüste bindiği bugünkü varsayımlar arasında yer almaktadır. Kuiper kuşağında bulunan gök cisimlerinin birer gezegen olup olmadığı yönünde de büyük tartışmalar bulunmaktadır. Kuiper kuşağında şimdiye kadar 400 gezegensi göktaşı bulunmuştur. Bu kuşakta, çapı 100 km'den büyük en az 70.000 gökcismi olduğu varsayılmaktadır. Neptün ötesi cisimlerin Dünya'ya göre büyüklükleri. Bu bölgeye kuiper uçurumu adı da verilmektedir. Bu ismin verilmesindeki neden ise kaya yoğunluğunun bu bölgede birdenbire azalmasından dolayıdır. NASA'nın Kuiper kuşağı ve Plüton'a doğru yol alacak olan Yeni Ufuklara uzay aracı da 2006 yılının Ocak ayında fırlatılması planlanmıştır. 2015 yılından önce Plüton'a ulaşacak olan uzay aracından gelecek bilgiler doğrultusunda bu bölge hakkında daha detaylı bilgileri ulaşılabileceği tahmin edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

https://twitter.com/kanaryamfenerli