15 Eylül 2014 Pazartesi

Postkognisyon Akaşa Sözdebilim Metapsişik Teozofi

https://twitter.com/kanaryamfenerli _/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯ Postkognisyon, kişinin geçmişte kendisinin bulunmadığı bir olayı paranormal olarak algılaması fenomenine metapsişikçiler ve parapsikologlar tarafından verilen addır. Retrokognisyon da denilen postkognisyon fenomeni ruhçulara göre şu üç şekilde gerçekleşebilir: Kişinin ya da medyumun bedensiz varlıklardan bilgi alması. Kişinin ya da medyumun geçmişteki olayda yer almış varlığın “serbest hafıza” kayıtlarından yararlanması. Geçmişteki olayda yer almış kişinin bıraktığı imaj yüklü vibrasyonların hassas bir kişi ya da medyum tarafından algılanması. Psişik kriminolojide, psişik arkeolojide ve kayıp eşyaların yerinin bulunmasında postkognisyon medyumlarından yararlandığı ileri sürülür. Bazı psikometri medyumları aynı zamanda postkognisyon medyumudur. Postkognisyon teozofik literatürde “akaşik okuma” ya da “akaşik kayıtları okuma” olarak adlandırılı Serbest hafıza Akaşik kayıtlar Prekognisyon “Metafizik” terimiyle karıştırılmaması gereken “metapsişik” terimi, “insanın olağan ruhsal fenomenlerini aşan, henüz yeterince açıklanamayan, insanın birtakım bilinmeyen yetenekleriyle oluşturduğu tüm paranormal olayları konu alan araştırma alanı” olarak tanımlanır. “`Bedene bağlı ruh`a ait” anlamındaki “psişik” sözcüğü ile “ötesinde” anlamındaki “meta” sözcüklerinden türetilen metapsişik terimi ilk kez 1905’te Paris Tıp Fakültesi fizyoloji profesörü Charles Richet tarafından kullanılmıştır. Terim hem isim hem sıfat olarak kullanılmaktadır. Metapsişik, günümüzde parapsikolojinin kapsamı alanına giren konuları parapsikoloji terimi popüler hale gelmeden önce ele almış olduğundan, parapsikolojinin öncüsü olarak da kabul edilir. Fakat parapsikologların çoğunun paranormal fenomenlerde ruhun varlığının söz konusu olmadığını ileri sürmelerine karşın, metapsişikçilerin hepsi de bu fenomenlerde kaynağın bedenli veya bedensiz bir ruh olduğunu kabul etmişlerdir. Bu yüzden kimi spiritüalistler parapsikoloji terimi yerine parapsişik ya da metapsişik terimini kullanmayı tercih ederler. Metapsişik alanında kullanılan belli başlı terimler Aparisyon Apor Aspor Şuur projeksiyonu Bilokasyon Biyoaktinik Darbeler Dedublüman Demateryalizasyon Dermo-optik Durugörü Duruişiti Duyarlığın dışarılaşması Düşünce aktarımı Düşünce okuma Eflüv Eflüvyoğrafi Ektoplazma Ekminezi Elongasyon Etken Fakülte (psişik yetenek) Fantom Glosolali İdeoplasti Kriptoskopi Ksenoglosi Levitasyon Medyumluk Mumyalama (manyetik dondurulma) Postkognisyon Prekognisyon Psikometri Psişik cerrahlık Radyestezi Renkli cam etkisi Telekinezi Telepati Trans Transfigürasyon Uzaktan hipnotizma H ► Hipnoz M ► Metapsişikçiler R ► Rüya T ► Telepati A Astral seyahat B Bilokasyon C Canlısal manyetizma D Dedublüman Dermo-optik Duble Durugörü Duruişiti Duyarlığın dışarılaşması Düşünce aktarımı Düşünce okuma E Edgar Cayce Ekminezi Ektoplazma H Hayalet Hidrokinezi K Kaşık bükme Kendiliğinden yanma fenomeni Ksenoglosi L Levitasyon M Mesmer metodu Wolf Messing Metapsişik P Pirokinezi Postkognisyon Premonisyon Psikometri Psişik cerrahlık Psişik yetenek R Rüya yorumu S Seans (spiritüalizm) T Telekinezi Teleportasyon Trans Transfigürasyon U Uluslararası Metapsişik Enstitüsü V Vizyon İ İkinci kişilik Sözdebilim veya sahte bilim (İngilizce pseudoscience) bilimsel argümanlar kullanılarak ileri sürülen, ancak bilimsel çalışmaların gerektirdiği materyal, metot, test edilebilirlik (doğrulanabilirlik) gibi standartları taşımayan veya yeterli bilimsel araştırma ile desteklenmeyen iddia, inanç, bilgi ve uygulamalar bütününe verilen addır. Sözde bilim genellikle belirsiz, çelişkili, eleştirilere yönelik aşırı tepki ve kişiselleştirmeler, destekleyici verilerin abartılması, sonuçlara yönelik doğrulanması imkansız abartılı iddialar ile karakterize, kullanıcıları açısından da sosyal, maddi-manevi kazançlar sağladığı düşünülebilecek konular üzerinden yürütülür. Pseudoscience deyimi Yunanca sahte, sözde anlamına gelen pseudo köküyle Latince bilgi veya bilgi alanı anlamına gelen scientia terimlerinin bir araya getirilmesiyle türetilmiştir. İlk kez 1843 yılında kullanılan kelime genellikle negatif bir bağlamda kullanılmakta, sunucuları tarafından bilim olarak nitelendiği halde bilim alanına girdiği düşünülmeyen şeylerle ilgili küçümseyici bir yan anlamı da içermektedir. Sözdebilim yapmakla eleştirilen kişiler, doğal olarak bu sınıflandırmayı kabul etmemektedirler. Frenoloji günümüzde bir sözdebilim kabul edilmektedirBelirli bir bilgi, metodoloji, araştırma ve uygulama alanının gerçekten bilimsel olup olmadığıyla ilgili standartlar araştırma alanına göre değişkenlik göstermekle birlikte yeniden üretilirlik (reproducibility) ve farklı özneler tarafından doğrulanabilirlik (intersubjective verifiability) gibi temel prensipler aynı kalmaya devam etmektedir. Bu ilkeler belirli bir fenomenle ilişkili hipotez veya teorilerin başkaları tarafından da geçerli ve güvenilir olup olmadığını test etmek için daha ileri araştırmalara imkân veren ölçülebilirlik veya yeniden üretilebilirliği sağlamaktadırlar. Bu ön şartlar bir araştırmaya doğrudan veya dolaylı olarak önyargıların hakim olmasını önlemektedir. ([Değişik alanlarda kendini gösteren sözdebilimlerin listesi; https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_topics_characterized_as_pseudoscience]) Yaygın sözdebilimsel teoriler geçerli bilimlerden çok öykü-olgu temelli olmaya eğilim göstermektedirler. Bu iddialar dikkatli bir şekilde kullanılan bir metodolojiden çok gerçeğin araştırılmasında yaygın bilimsel yanlış anlamalarla desteklenir. Günümüzün sözdebilimleri bir zamanların bilimiydi.Bir alan, uygulama veya bilgi--Kendisini bilimsel olarak sunduğu ve Bilimsel araştırmanın kabul edilen normlarını karşılamakta ve daha önemlisi bilimsel metodun kullanılmasında başarısızlık gösterdiğinde sözdebilim olarak adlandırılır. Sözdebilimi tanımlayan diğer niteliklerden bazıları İddianın, yanlış veya ilgisiz olma durumu metodolojik araştırmalarla kanıtlansa bile bilimsel diye öne sürülmeye devam edilmesi, Teorinin öngördüğü sonuçların gösterilemeyişi, Kullanılan veri veya metodolojinin araştırılması isteklerine, bilginin gizli veya özel olduğu gerekçeleri ile karşı çıkılması, Bilim insanlarının bu konuyu bildikleri, ancak sonuçları halka açıklamadığı şeklinde komplo teorileri öne sürülmesi, Yanlış olduğu ispatlanmayan iddiaların zorunlu olarak doğru olduğu iddiası, Uygulanan işlemin tanımını yapmakta başarısızlık, İddia edilen sonuçları diğer araştırmacıların da yeniden üretebilmesi için gereken enformasyonun sağlanmasında başarısızlık, Deneysel sonuçların seçmeci kullanımı ve iddiayı desteklemeyen veya onunla çatışan verilerin gözardı edilmesi, reddedilmesi, kenara konulması Bilim kendi kendini düzelten (self-corrective) bir yapıya sahiptir. Bu sebeple herhangi bir bilimsel yayında yayınlanan bilimsel bir makale, aynı veya benzer alanlardaki bir başka bilim insanı tarafından yine bilimsel temellere dayalı olarak eleştirilebilir. Buna karşı makale yazarı bilim insanının göstereceği tutum bunun, kendisine yönelik kişisel bir saldırı olduğunu düşünmek değil eleştirileri mantık ve deneyler süzgecinde değerlendirerek varsa karşı argümanlarını ortaya koymak veya bulgularını yeniden gözden geçirmektir. Sözdebilime yönelik eleştirilerden biri sözdebilim taraftarlarının eleştirel düşünceleri kişisel saldırı olarak gördükleri, eleştiri sahibi bilim insanlarını statükonun destekleyicileri, yeni fikirlere düşman veya kendilerine yönelik bir komplo içinde olarak değerlendirdikleri, bilimin kendi bilgilerine nüfuz edebilecek yeterlilikte olabileceğini gözardı etme eğiliminde oldukları buna karşılık eleştirileri sahiplerinin iddilarını mantıksal veya deneysel bir temelde değerlendirmedikleri yönündedir. Nörolog ve klinik psikologlar psikoterapi ve popüler psikolojide sözdebilim olarak gördükleri şeylerin ve ayrıca sözdebilimsel terapi olarak kabul ettikleri Nörolinguistik Programlama, Rebirthing, Reparenting ve Primal Therapy'nin artışına dikkati çekmektedirler. Uzmanlar, bilimsel açılardan desteklenmemiş bu tip popüler veya halk psikolojisi tarafından kullanılan terapilerin toplumda insan zihni ve beyni hakkındaki yanlış kanaatleri yaygınlaştıracağını ve halkı gerçek terapilerden uzaklaştırarak, halk sağlığına zarar vermeye yol açacağını ifade etmektedirler. Önbilim (Protoscience) terimi bilimsel metotla yeterince test edilmemiş ancak mevcut bilimle tutarlı veya tutarsız olduğu durumlarda da bu tutarsızlğına dair akla uygun gerekçeler sunabilen hipotezleri tanımlamakta kullanılır. Terimin bir başka kullanım alanı da pratik bir bilgi alanında bilimsel bilgi alanına geçişi tasvir etmesidir. Sözdebilim ise tersine uygulamada veya prensipte test edilebilir olmayan veya testlerin aksini göstermesine karşın bilimsel olduğu savunulan bilgi tarzları için kullanılır. Sözdebilim ile önbilim ve gerçek bilim arasında anlamlı sınırların olup olmadığı tartışmalıdır. Özellikle kültürel ve tarihi mesafelerin olduğu durumlarda (örneğin kimya ve simyada arasındaki ilişki) ön bilimler yanlışlıkla sözdebilim olarak yorumlanabilmektedir. Şarlatanlık Alternatif tıp Astroloji Parapsikoloji Akıllı tasarım Devridaim makinası Tanımlanamayan Uçan Nesne Apollo Ay inişi sahtekârlığı Hacamat Ozon terapisi Bilimsel ırkçılık Analitik felsefe Çöp bilim ► 2012 fenomeni A ► Akıllı tasarım ► Apollo Ay inişi aldatmacası suçlamaları ► Sözde arkeoloji ► Astroloji B ► Bilimsel ırkçılık D ► Devridaim makinesi ► Dovsing H ► Holokost inkârı ► Homeopati K ► Komplo teorileri N ► New Age ► Nümeroloji P ► Paranormal ► Parapsikoloji ► Psişik S ► Scientoloji ► Simya ► Sözde tarih U ► Ufoloji ► Ulusal mistisizm Sözdebilim A Akıllı tasarım Aryan Astroloji Astroloji/Arşiv B Bilim Araştırma Grubu (ruhçu) Bilim Araştırma Vakfı Biorezonans D Deprem bulutu Dianetik E Ekminezi Erke Dönergeci F Feydamid Flat Earth Society Frenoloji G Geller etkisi Genç Dünya yaratılışçılığı Güneş-dil teorisi H Hızlı yazı okuma tekniği J John Titor K Kazım Mirşan Kaşık bükme Kirlian fotoğrafçılığı M Marduk (efsanevi gezegen) Metapsişik Mu P Parapsikoloji Foton kuşağı Power Balance R Radyonik James Randi S Karl Shuker U UFO Ulusal mistisizm Y Yalan makinesi Yaratılış Atlası Z Zihin kontrolü Ö Önbilim İ İndigo çocuk Ş Şarlatanlık Akaşa kayıtları, evrende meydana gelen hiçbir olayın, hiçbir hareketin yok olmadığını, hepsinin izlerini bıraktığını ve kaydolduğunu ileri süren teozoflarca kullanılan bir terimdir. Terim Hint teozofisindeki “evrendeki tüm uzayı kapsayan temel esîrî cevher” olarak tanımlanan “akaşa” sözcüğünden Batılı teozoflar tarafından türetilmiştir. Bu görüşe göre, nasıl evrende hiçbir madde dönüşümler geçirmekle birlikte yok olmazsa, hiçbir hareket ve olay da yok olmayıp akaşa denilen, algılanması zor, cevhere kaydolur. Budizm’de akaşa, bu kayıtlanma olayının kapsamıyla ilgili olarak iki türde ele alınır: 1- Kişisel akaşa: Kişinin duyguları, algıları, zihinsel oluşumları, bilinç hareketleri, fiziksel biçimi vs. ile ilgili bireysel akaşa. 2- Maddi her şey ile ilgili olan sınırsız akaşa. Batı teozofisine göre akaşa ya da akaşik kayıtlar her düşüncenin, her eylemin, her sesin, her ışığın vibrasyonlarının kaydolduğu, özetle, fiziksel alemden yansıyan tüm tesirlerin seri ve dakik bir biçimde yoğunluklarına göre sınıflanıp kaydolduğu sınırsız ve ebedi bir arşivdir. Batı teozofisinin kurucusu olan ve akaşa sözcüğünü Batı’ya aktaran H.P. Blavatsky’ye göre kişisel akaşa kayıtlarının yanı sıra, her gezegenin küresel akaşa kayıtları da mevcuttur ki, Rudolf Steiner ve Edgar Cayce gibi ünlü medyumların Dünya tarihinin bilinmeyen geçmişiyle (Atlantis, yedi kök soy vs.) ilgili olarak aktardıkları bilgileri, bu küresel akaşa kayıtlarıyla irtibata geçerek aktardıkları ileri sürülür. Kimileri Kur'an’daki Levh-i Mahfûz kavramını akaşa kavramıyla ilişkili olarak yorumlarlar. Spiritüalistler kişisel akaşa kayıtları yerine serbest hafıza terimini kullanırlar ve sınırsız akaşa kavramına sıcak bakmazlar. Çünkü spiritüalist anlayışa göre, bir vibrasyonun varlığını akaşa teorisindeki gibi ebediyen sürdürmesi maddesel olarak imkânsızdır. Serbest hafıza, Neo-spiritüalist terminolojide kullanılan bir terim olup, “ruhun şimdiki ve geçmiş yaşamlarına ait her şeyin kaydedilmiş olduğu, serbest şuurun bildiği ve kullandığı hafıza” olarak tanımlanır. Neo-spiritüalist görüşe göre, insanın beyin organına bağlı olan ve klasik psikolojide hafıza adı verilen “bağlı hafıza” ile “serbest hafıza” kıyaslandığında aralarındaki farklar şöyle açıklanabilir: “Bağlı hafıza”nın beyne bağımlı durumda çalışan ve geçici bir hafıza olmasına karşın, serbest hafıza fiziksel beden veya onun bir organı olan beyin olmadan da mevcudiyetini sürdüren, perisprital ve ebedi (kalıcı) bir hafızadır. Olayların yarım yamalak bir biçimde, beyinde saklanmasıyla nitelenen “bağlı hafıza”nın unutma denilen olgudan kendisini kurtaramamasına karşın serbest hafıza, ruhun, yaşadığı tüm olayları bir daha kaybetmemek üzere kendisinde ebediyen muhafaza etmesine yarayan bir yetenektir. Bağlı hafıza, beyin gibi fizikokimyasal maddelerin olanaklarıyla sınırlıdır. Beyinde mevcut olan her şey, beynin kendisi gibi eskimeye, değerinden kaybetmeye mahkûm olduğundan, beyne bağlı durumdaki bağlı hafıza da eskimekten ve değer kaybetmekten kendini kurtaramaz. Bağlı hafızadaki kayıtlar zamanla silikleşir ve silinir. Oysa ruhun perisprisi ve onda kayıtlı şeyler eskimediği ve ölmediği için, serbest hafızada her şey kaydedildiği gibi kalır. Bağlı hafızasıyla üç gün önce yediği yemeği bile hatırlayamayan deneğin, metapsişik deneylerde (ekminezi vs.) serbest hafızasıyla beş ay önce yediğini tüm ayrıntılarıyla hatırlayabilmesinin nedeni budur. Bağlı hafıza beyne işlenen izlere dayanır ki, beyin organının rejenerasyona gereksinim duyan, bir gün fonksiyonlarını yitirmek ve tükenmek durumundaki maddi bir oluşum oluşu, algılanan şeylerden birçoğunu unutmasını zorunlu kılar. Bazı anıların canlanması ancak bir takım psikofizyolojik koşulların oluşumuna bağlıdır. Bağlı hafızaya ilişkin hatırlama olanağı ve derecesi beyindeki izlenimlerin derinlik derecelerine ve devam sürelerine bağlıdır. Dolayısıyla bunlar daima noksan ve zamanla kaybolmaya mahkumdur. Serbest hafıza içinse yok olma, unutma gibi kavramlar sözkonusu olmadığı gibi, serbest hafızadaki kaydolma işleyişinde, insanın çevresinden aldığı izlenimler doğrudan doğruya perispride oluşurlar. Dolayısıyla serbest hafıza kayıtları insanın farkında olmadan algıladığı olayları da içerir.(Hatırlanmasıyla sonradan deja-vü’ye neden olan, “kendiliğinden dikkat” yeteneğiyle farkında olmadan yapılan kayıtlar) Bağlı hafızadaki kayıtlara ilişkin hatırlamalarda (“bağlı hatırlama”) olayları düşünerek bulma süreci söz konusu olur. İmajlar açık seçik olmayıp, cansız, reel değerden yoksun, birer masal gibidir; yani kişinin artık içinde yaşamadığı bir hatırlama söz konusudur. Serbest hafızaya ilişkin hatırlamalarda (“serbest hatırlama”) ise tam tersi söz konusudur; kişinin o anki yaşamından sıyrılıp geçmişteki olayları adeta yeniden yaşadığı görülmektedir, yani hatırlamaktan ziyade, şimdiki halin unutularak geçmişteki olayların yeniden yaşanmasının söz konusu olduğu görülmektedir. Özellikle, rüyalar tarzında, bilincini kaybetmenin söz konusu olduğu marazi haller (koma, senkop, defeyans) sırasında, deneysel degajman halleri (somnambülizm, psikolojik ayrışma, dedublüman) sırasında meydana geldiği görülen, “hakiki hatırlamalar” da denilen “serbest hatırlama”ların (past-life recall) doğal ve kendiliğinden oluşabilen hallerde de meydana geldiğine rastlanmıştır. Avrupalı metapsişikçiler serbest hatırlama fenomenlerini kriptomnezi (“gizli hafıza”) adı altında incelemektedir. Birçok metapsişikçi gibi, kimi zihinsel rahatsızlıkların önceki reenkarnasyonlardan kaynaklandığını düşünen Joan Grant ise 1960’lı yıllarda serbest hafızayı adlandırmak üzere “uzak-bellek” anlamına gelen far-memory terimini ortaya atmıştır. Geçmiş yaşamlara ait kayıtlara Teozofi’de akaşik kayıtlar adı verilir. Spiritüalistlere göre perispri’de bulunan geçmiş yaşam kayıtları, ruh ve fiziksel beden arasındaki irtibatı 7 kademeye ayıran Teozoflara’a göre ruhun kozal bedeninde bulunmaktadır. Eski Yunan tradisyonunda Mnémosyne çeşmesi öyküsüyle değinilen serbest hafıza kayıtları kimilerine göre dinlerde ve birçok inanç sisteminde kayıt melekleri sembolizmiyle ifade edilmiştir. Serbest hafıza kavramı Yoga-sutra’larda Chitta terimiyle ifade edilir. Chitta, Yoga-sutra’lara göre geçmiş reenkarnasyonların tüm ayrıntılarının ve karmik plan izlenimlerinin bulunduğu üst şuur ya da şuuraltıdır. Teozofi (Yunanca: θεός, tanrı + σοφία, usluluk, bilgi, bilgelik) sözcüğü birleştirilerek türetilmiştir.[1] Günümüzde teozofi denildiğinde, öncelikle, kaynağını esas olarak Hint mistisizminin insan ile evren ve Tanrı arasındaki ilişkileri açıklayan felsefesi denebilecek Hint teozofisinden almış olmakla birlikte, Batı teozofisi akla gelir. Batı teozofisi bir yandan okült gelenek, diğer yandan Doğu gelenekleri üzerine kurulmuş, ezoterik bilgilerden yararlanan felsefi bir sistemdir. Batı teozofisinin kurucusu, daha doğrusu teozofiyi Batı'da kurumsallaştıran kişi H.P. Blavatsky'dir. Teozofi Cemiyeti'ne üye olan ünlü isimlerden bazıları Thomas Alva Edison, talyum elementini keşfeden William Crookes, sonradan Antropozofi'yi kuran Rudolf Steiner'dir. Batı Tezofisi'nin günümüzdeki sözcüleri birbirlerinden farklı görüşleri dile getirmekteyseler de, Batı teozofisi esas olarak iki kola ayrılmış durumdadır: Bu iki teozofik sistemden biri Annie Besant tarafından, diğeri C.W. Leadbeater tarafından belirlenmiştir. Her ikisinde de, ruhun gelişimi ilke edinilmekle birlikte, monoteist dinlerdeki tek tanrı inancı yoktur. Daha doğrusu, “varlık birliği” görüşünü kabul ederler. Hint Batı teozofisi gibi “varlık birliği” görüşüne sahip olan Hint teozofisi, Batı teozofisine kıyasla daha karmaşık ve anlaşılması güç bir felsefeye sahiptir. Hint teozofisinde Batı teozofisinde rastlandığı biçimde belirgin bir ruh ve madde ikilemi yoktur. Hint teozofisine göre dünyada yaşayan bir insan, üçü semavi, dördü dünyevi olmak üzere 7 unsurdan oluşur. Atma ya da atman (tasavvuftaki zat), manas (nefs) ve buddhi’den (sezginin kaynağı olan ruhani unsur) oluşan semavi ya da “yüksek trinite” gelişmek, mükemmel hale gelmek için dünyaya iner. Varlık dünyaya indiğinde bu semavi ya da yüksek trinite, linga-sharira (süptil beden), prana (hayati unsur), kama (hayvansal nefis) ve sthula sharira’dan (fiziksel beden) oluşan "dünyevi dörtlü"yle birleşir. Ölümsüz “yüksek trinite” dünyada pek çok yaşam geçirdikten sonra sonunda devachan adlı cennete gider ki, orası onun zaten asli vatanıdır. Kısaca, Hint teozofisine göre “yüksek trinite” hem insandır, hem ruhtur, hem Tanrı’dır. Teosofi de denilen Teozofi, bir başka tanımlamayla, tüm din ve inançların "İlahi"yi bulmak, ulaşmak için olduğunu öngören ve böylece her din ve inancın hakikatın bir bölümüne sahip olduğunu ileri süren düşünceler bütünüdür. Günlük kullanımda ve teozofi anlayışı dışında ise genelde mistizm ve meditasyon temellerinde kurulmuş, hakikatin böyle elde edilebileceğine inanan felsefelere verilen isimdir. Teosofi, tutarlı bir düşünce sistemi olarak, Helena Petrovna Blavatsky'nin çalışmalarından geliştirilmiştir. Henry Steel Olcott, William Quan Judge ve diğerleriyle birlikte Blavatsky, 1875'te Teosofi Derneği ni kurmuştur. terimler Akaşa Akaşik kayıtlar Astral beden Astral plan Astral seyahat Atman Aura Aura renkleri Aurik yumurta Atlantis Buddha Büyük Beyaz Loca Çakralar Devalar Dharma Dhyan-Chohan’lar Düşünce formu Dzyan Kitabı Elemantaller Ether (esîr) Gezegensel zincir Grup ruhu Hint Teozofisi Hiperborea Hiyerarşi Kali-Yuga Kanal kurma Karma yasası Karmik plan Karmik tortulardan arındırılma Kozal beden Kozal plan Krişna Lemurya (Mu kıtası) Maitreya Mantal beden Mantal plan Manu Manvantara Nirvana Şambala (Agarta) Tezahür etmemiş alem Üçüncü göz Vizyon Yedi ışın Yedi kök soy Yükseliş yayı Ünlü Kişiler H.P.Blavatsky Madam Blavatsky Alice Bailey Annie Besant C.W. Leadbeater S. Olcott William Q. Judge Rudolf Steiner William Crookes Thomas Alva Edison William Butler Yeats ► Teozofistler A ► Antroposofi ► Atlantis D ► Teosofi Derneği K ► Karma yasası Teozofi A Agarta Akaşa kayıtları Astral seyahat Aura (teozofik) B Helena Petrovna Blavatsky Buda D Dharma G Gezegensel zincir K Karma yasası Kurtuluş (mitoloji) M Manu Manvantara S D. T. Suzuki Y Yedi kök soy Yükseliş yayı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

https://twitter.com/kanaryamfenerli