18 Eylül 2014 Perşembe

9 DOKUZ VE 40 KIRK

https://twitter.com/kanaryamfenerli _/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯ Türk ve Altay mitolojisinde, halk kültüründe, halk inancında ve şamanizminde kutlu rakamdır. Tokus, tuğız, tugıs, dokıs, toğuz, tokız olarak da söylenir. Türkler’de kutsal rakamdır. Dokuzun as ve üs katları da yine önemli rakamlardandır. Dokuz Tuğ, Dokuz Oğuz, Dokuz Boy, Dokuz Yer, Dokuz Gök gibi… Tuva Cumhuriyetinin başkenti olan Kızıl şehrinin yakınlarında Dokuz Bulak adı verilen bir su kaynağı vardır. Türklerde 9, 19, 90, 99, 900 şeklinde bir sıralama önem kazanır. Slav kökenli kültürel anlamda Türkleşmiş olan Boşnaklarda Bosna Irmağı’nın 99 kaynaktan beslendiği söylenir. Moğollarda güneyde 99, kuzeyde 77 tanrı vardır. Ayrıca 17 ve 19 diğer kutsal ve önemli sayılar olarak görülür. Kahramanlar üçlü yol kavşakları arasında kalırlar ve seçim yapmaya zorlanırlar. Yine Moğollarda göğün dokuz oğlu olduğu kabul edilir. Dokuz Arka; eski dönemlerde soyluluk gösterme ve belli etmesi açısından, bir kişinin babasından itibaren geriye doğru dokuz atasının sayılıp açıklanmasıdır. Moğollarda Arban Gurban adı verilen dokuz tıp tanrısı vardır. Nart destanlarında da zaman zaman bu rakama rastlanır. Örneğin Demirci Debet’in dokuz oğlu olduğu söylenir. Dünyayı yaratan Kara Han, dünyanın tam göbeğine (merkezine) dokuz dallı bir çam ağacı diker. Altay Türkleri denizin dibinde dokuz çatallı bir karataş bulunduğunu, Kalgançı Çağ (kıyamet vakti) gelince bu taşın dokuz yerinden ayrılacağın söylerler, bundan sonra demirden ve koyu sarı renkli atlara binmiş dokuz savaşçı gelecek yeryüzünü dağıtacaktır. Türk efsanelerinde Dokuzoğuzlar adlı boy adından anlaşılacağı üzere dokuz büyük kavimden oluşur. Altay ve Sibirya inançlarında şamanlar göğe çıkarlar ve göğün dokuz katını dolaştıktan sonra yere tekrar inerler. Ama ilk önce bir tören yapılır, dokuz kişinin tuttuğu beyaz bir keçe üzerine oturtulan kam (şaman) dokuz defa döndürülür. (Dok/Doğ) kökünden türemiştir. Bu kök, doğmak, doğa, dokumak, doymak anlamlarını içerir. Doksan sayısı da bu rakamdan türemiş bir sözcüktür. Kutlu alamet kabul edilen Tuğ kelimesi ile bağlantısı önemlidir. Kırk, Kır/Qır kökünden türemiştir. Çokluk ifade eder. Kırkmak fiili ile aynı köke sahiptir. Türk kültüründe 40 sayısı Kırk, Türk, Altay, Orta Asya ve Ortadoğu mitolojilerinde ve halk kültüründe ayrıca İslam inancında Kutsal Sayıdır. Gırk, Kırh, Kırn olarak da söylenir. İslam’ın etkisiyle önemi artmıştır. Kırk eren tarafından veya kırk şaman tarafından korunan kutlu kişilere Kırklı adı verilir. Burla Hatun’un savaşçı Kırk Kız yardımcısı vardır. Yeni doğum yapmış bir kadının yanına bir iki kişi hariç kırk gün boyunca kimse girip çıkmaz. Bu durumun sağlık gerekçeleriyle bir bağlantısı olduğu açıktır. Ayrıca bu süre çocuğun kırkının çıkması anlamına da gelir ki, bu anlayışa bağlı gelenekler vardır; dua okunması, yemek verilmesi vs. gibi. Ölünün kırkının çıkması da yine benzer biçimde dualarla ve helva yapılarak gerçekleştirilir. Bu anlayışın temelinde ruhun yaşadığı evi kırk gün sonra terk ettiği inancı vardır. Kırgızistan bayrağında Güneşin etrafında kırk Kırgız boyunu simgeleyen kırk ışın vardır. Dede Korkut Hikayeleri, Manas Destanı, Kırgız Türeyiş Efsanesi’nde Kırk Kız vardır. Oğuz Han’ın verdiği şölenlerde diktirdiği sırıkların boyu kırk kulaç uzunluğundadır. Hikâye ve masallarda “kırk gün, kırk gece” düğünler yapılır. Cezalandırılanlar için “Kırk katır veya kırk satır” şeklinde bir uygulamadan bahsedilir. Ejderhalar kırk gün veya kırk yıl uyurlar. Ejderhadan kırk kıl koparılır ve ateşte yakılır, ejderha ancak o zaman ölür. İslamiyet'te ise ölümün ardından kırk gün sonra mevlit ve Kuran okunur. Musa Peygamber, Tanrı’nın buyruklarını Turdağı'nda kırk gün kırk gecede almıştır. Kırk erenlerin sonsuza kadar yaşayacağına inanılır. Göze görünmezler, Tanrı tarafından seçilmişlerdir. Bektaşilerde dört kapı kırk makam anlayışı yer alır. Kırk sayısının Çuvaşçadaki söyleyiş biçimi olan Hereh’in kurban anlamıyla bağlılığı dikkat çekicidir. Kırklar, Türk halk inancında Kırk Evliya demektir. Hıristiyan Türklerde 40 Aziz kavramı vardır. Onlar için 40 mum yakılır. Kırklara karışan erenler veya yiğitler de bir daha görünmezler. Hastaların şifa için gittiği “Çilten Ocağı” Asyada farklı yörelerde mevcuttur. Kırk Çilten veya Kırk Eren adıyla da anılırlar. Kışın ardından baharda yeniden dirilmeye hazırlık süreci olarak kışın doğadaki üç kez ölüp dirilmeyi ifade eden ve ilki kırk gün süren üç dönemin adı Çille şeklinde geçer. Büyük Çille 40, Küçük Çille 20, Boz Çille ise Nevruz’a kadar gider. Nevruzda nihai diriliş gerçekleşir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

https://twitter.com/kanaryamfenerli