5 Mayıs 2014 Pazartesi

Konsantrasyon-Dikkat Bozukluğu Stres Kırığı BİLİNÇALTI-ÖZGÜVEN-

https://twitter.com/kanaryamfenerli __/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯ KONSANTRASYON BOZUKLUĞU yaptığı işe kendini verememe,-yaptığı işi bitirme güçlüğü yaşama,-o an uğraştığı işten başka şeyler düşünme, -sık sık dalıp gitme,-ders çalışma, kitap okuma gibi alanlarda uzun zaman geçirememe,-sıklıkla eşya kaybetme v.b. gibi sorunlar görülüyorsa kişi muhtemelen konsantrasyon bozukluğu yaşıyor demektir. Herkes zaman zaman ilgilendiği uğraştan başka konulara kayabilir, ancak burada önemli olan yaşanan sorunun sıklığı ve süresidir.ilaçların yan etkisi bu probleme sebep olabilmektedir. Kansızlık, fizyolojinin konsantrasyon bozukluğu üzerindeki etkisine iyi bir örnektir. Yapılan işi isteksiz yapmak da yine konsantrasyon bozukluklarını ortaya çıkarmaktadır. Kişi o anda başka bir meseleyle meşgulken mecburiyet nedeniyle bir işi yapmak zorunda kalmışsa, o iş üzerinde dikkatini toplayabilmesi güçleşecektir. Konsantrasyon bozukluğu aslında büyük ölçüde kişinin kendini tanımamasıyla alakalı bir durumdur. Birey kendine uygun olmayan hedeflere yönelik bir yol izlediği takdirde o hedefe ulaşabilmek için üzerinde durması gereken noktalarda dikkatini yoğunlaştırma konusunda elbette sorun yaşayacaktır. Bu yüzden bu problemin en önemli nedenini eyleme isteksiz başlamak oluşturmaktadır.BELİRTİLERİ -Dikkat gerektiren işlerden kaçma,-Belirli bir konu üzerinde uzun süre odaklanamama,-Sık sık eşya kaybetme -Unutkanlık,-Dağınıklık/düzensizlik,-Çabuk sıkılma v.b.ÖZGÜVEN DOĞUŞTAN OLUŞUR. ŞÜKÜRETMENİN ÖRNEKLERİ Var olduğum için şükürler olsun--Rüzgara, yağmura, güneşe, bana yaşadığımı hatırlatan herşey için şükürler olsun--Ağlayabildiğim ve gülebildiğim için şükürler olsun--Kusursuz bir beden ile donatılmış, ruhsal bir varlık olduğum için şükürler olsun.Farkettiğim ve etmediğim tüm yeteneklerim için şükürler olsun. hiperaktivitenin kardeşi olan sinrsel rahatsızlık. doğuştan gelir ve kalıtımsaldır. özellikle okulda derslerde ve sosyal ilişkilerde sorunlara yol açar. adından da anlaşılacağı gibi dikkat kaybı dalgınlık vb şekilde günlük hayata yansır. çeşitli ilaçlarla kısmen de olsa tedavisi mümkündür fakat en iyi tedavisi beyni geliştirici uğraşlardır. bu uğraşlardan da en kalıcısı kitap okumaktır. düzenli kitap okuyan bir hasta büyük oranda konsantrasyon artışı sağlar. albert einstein de bu rahatsizlığı yaşamış fakat yenmiştir. dikkat eksikliği olan insanların geneli zeka bakımından üstündür.sorunları olan insanların, gün içerisinde bu sorunları karşısında "ben bu sorunu nasıl çözerim?" diye düşünmesi sonucu oluşan durum. zihnin devamlı meşgul olması.dikkatini ve konsantrasyonunu başka bir noktaya kilitleme durumunda ortaya çıkabilecek hede. kişi ilgisiz gibi görülse bile o aşırı derecede kafasında büyüttüğü şeye ilgilidir.yaptığınız her işi baştan savma yapmanıza neden olur. üç işi birlikte yapabilirsiniz fakat tam yapamazsınız. dikkatin dağılmaması için ve yapılan işten sıkılmamak adına, birden fazla şey yapılabilir. şöyle ki, kitap okursunuz, müzik dinlerseniz ve yemek yersiniz. bunu gerçekleştirirsiniz fakat ne tam manasıyla kitaptan okuduğunuzu anlarsanız, ne müziği tam duyumsarsınız ne de yemeği dökmeden yiyebilirsiniz. hele ki kitabın üstüne dökülüyorsa, dördüncü bir iş olarak ağlamak dahi isteyebilirsiniz. konuşurken, kelimeleri yanlış seçebilir, aslında anlatmak istediğiniz şeyin tam zıttında bir şeyler söyleyebilirsiniz. konuşurken, zihin, başka şeyler düşündüğünden dolayı kekeleminize bile sebep olabilir. sabırsızlık had safhadadır. eger adhd'li bırıysen. insanları asla dınleyemezsın. tv seyredemezsın takıp ettıgın bır dızın olmaz. Sinema maceraların fılmın ıkl yarısını seyredıp çıkmakla sınırlıdır. derslerınde ve ıs hayatında hep gerıdesındır. Kontrolsuz para harcarsın sonucunu duşunmeden. Başladıgın bır ışı bıtıremezsın. Hep daha sonra yaparım dıye yıgdıgım bır ton ışın vardır. evde dagınıksındır ofiste masan hıç toplu olmaz. Gırdıgın sınavda 1 saat zor durursun. ınsanların sozunu kesersın. konudan konuya atlarsın konuşurken. duygu durumun gun ıçınde defalarca degısır. sayısal verılerı hafızada tutmak ve algılamak nerdeyse mumkun degıldır. Ailenın dikkatsız kıçının uzerıne oturmayan çocugusundur. çok hızlı karar verır duşunmeden hareket edersın. en kuçuk uyaranlar bıle dıkkatını dagıtabılır. asla bır kez okuman yetmez bır konuyu en az 10 defa okursun yarım yamalak anlarsın. çevren çok zekısın der ama bır turlu bu zekayı ortaya koyamazsın. Gecelerı uykuya dalana kadar 20 defa pozızyon degıstırırsın. ilaç kullanılmadan tedavi etmek, mümkün olmadığı söyleniyor. bazı doktorlar, "kendini tanı" diyerek işin içine panteizmi, tasavvufu sokar. hayatı mahvedebilir. sebebi ise, matematiğin hayatın ta içinde olması.o kadar kötü bir hastalıktır ki bir televizyon programını 30 saniyeden fazla izleyemezsiniz. zap yaparsınız sonra tekrar eski programa dönersiniz veya hiç dönmezsiniz. kitabı, gazeteyi, uzun yazıları okumak birer işkenceye dönüşür.4 dakikalık şarkıların introlarını geçip bir an önce ana bölüme gelirsiniz. şarkıların son 20 30 saniyesini de dinlemekten sıkılırsınız. sudoku, bulmaca gibi şeyleri çözmeye çalışmak neredeyse hayal olmuştur sizin için. ve son olarak başkalarını 1 dk dan fazla dinlerseniz dikkatiniz tamamen dağılır ve karşınızdakinin ağzını bantlamayı düşünebilirsiniz.Konsantrasyon eksikliği, her bir birey, özellikle öğrenciler için de oldukça önemlidir. Zihniniz bir şeyden diğerine kayıyorsa,yoğun tempolu iş yaşamınız veya ilgilendiğiniz konu size sıkıcı, zor gelmeye başlamıştır. Doğal olarak konsantrasyonunuz azalmaya doğru gitmektedir Yetişkinler için 1- Yaşamınızda endişeler varsa 2- Mutsuz bir evlilik, ikili ilişki yaşıyorsanız 3- Yoğun stress altında çalışıyorsanız 4- Çözümleyemediğiniz sorunlarınız varsa 5- Dıştan gelen etkenler sizi zorluyorsa 6- Beslenme bozukluğunuz varsa Öğrenciler ve gençler için; 1-Okulu ve arkadaşlarını benimsememişse 2-Derslerinden bazılarında zorlanıyorsa 3-Başarısız arkadaşlar edinmişse 4-ilgisini dağıtacak konulara yönelmişse 5-Ailede yeterli sevgi ilgi görmüyorsa 6-Maddi problemli, bir ortamda yaşıyorsa 7- Flört seçimi döneminde ise ..vs Konsantrasyon eksikliği yaşanır eğer yeterli üzerinde durulmazsa,gitgide ilerler. Öncelikle ,herkesin bir konsantrasyon zamanı vardır. Bu zamanlar kiminde, bilgisayarda gezinmek, diğerinde,filim seyretmek, müzik dinlemek, ev işi yapmak,spor yapmak olarak sıralanabilir.Konsantrasyonda en önemli etken motivasyondur. Motivasyonunuzu sağlayacak ne ise, öncelikle bunu yerine getirmeniz gerekir. Sabahın erken saatinde kalkıp, okuldaki sınava yetişmek veya bir iş görüşmesine gitmek toplantıya katılmak sizin için önemlidir Bu durumda ise,konsantre olmanız için, bakalım neler yapmamız gerekir: YAŞAMINIZA DEĞER VERiN 1- Çok geç saatlere kadar uykusuz kalmayın 2- Karbonhidratlı besinleri azaltın 3- Sunni,tatlandırıcılar,asit içeren içeceklerden uzak durun 4-B vitaminleri içeren yiyecekleri arttırın (fındık, ceviz, fındık, fasulye, bezelye, süt, yağsız et, yeşil yapraklı sebzeler, avakado, karnabahar ve ıspanak ) 5-Demir eksikliğini giderin( Kırmızı et,deniz ürünleri,brokoli vs) 6-Hafif müzikler dinleyin Hoş (lavanta ) kokular koklayın 7- Bol bol su için Vucudunuzun büyük bölümü suyla kaplıdır 8-Aklınıza gelen konuları not tutun.Fikir defteri edinin NEFES EGZERSiZi YAPIN 1. Rahat bir konumda oturun.Kısa bir süre için,telefonları kapatın 2. Yavaş yavaş nefes alın verin Sırayla önce göğsünüzün alt kısmını,(diyafram) aldığınız nefesle doldurun. Yavaş yavaş nefes alın 3. Gözleriniz kapalı,şu an son derece rahatım deyin 4. Sonra rahat ve sakin bir şekilde nefesinizi verin. 5. Birkaç saniye durun ve aynı derin nefes alıp verme işlemini tekrar edin. 6. Bu egzersizi yaparken başınızın döndüğünü hissederseniz, nefes alıp vermeyi çok hızlı yapıyorsunuz demektir. Bu gibi durumlarda yavaşlayın. 7. Aynı zamanda denizkenarında, sevdiğiniz bir manzaralı ortamda olduğunu düşünün. Burada son derece rahat olduğunuzu hayal edin 8- Yavaş yavaş ortama dönün ve dönerken son derece rahatım deyin Öğrencilere etkin aktif sporlar yaptırılması, satranç gibi zihinsel aktivasyonu arttırıcı yöntemler, öğretilmesi oldukça önemlidir Gençler, yürüyüş, yüzme meditasyon, yoga, tai chi ile konsantrasyonlarını sağlayabilirler Yoğun tempolu işte çalışan ve vakit sorunu olanların, Mutlaka sağlıklı beslenip,iyi uyku almaları, nefes egzersizlerini yapmaları ile bir derece çözümlenmiş olur. konsantrasyon bozukluğu, kişinin performansını olumsuz etkileyerek depresyona kadar sürükleyebiliyor. Daha çok, beyin yorgunluğu, uyku düzensizliği, ısı ve ışık değişimleri, ekonomik sorunlar, aile içi iletişimsizlik, mutsuzluk, umutsuzluk, uyku bozukluğu ve gelecek kaygıları insanları konsantrasyon bozukluğuna itmektedir. ´Okunan kitaptan bir şey anlamama, çabuk sıkılma, düşünceleri toparlayamama, isimleri unutma gibi durumlar konsantrasyon bozukluğunun işareti sayılabilir. Konsantrasyon zihnin sürekli elde tutamayacağı bir durumdur. Konsantrasyonu sağlamak için ne kadar uğraşır ve kendinizi ne kadar zorlarsanız yoğunlaşmanız da o kadar zor olacaktır. Bu yüzden konsantrasyonu geliştirmek için kullanılan yöntemler dolaylıdır. Mesela; zihnin ilgisini çeken dış uyaranları elemek konsantrasyonu kolaylaştırır. Dikkat; duygularla düşünceyi bir nokta üzerinde toplama, uyanıklık hali olarak tanımlanmaktadır ve öğrenmenin en önemli unsurlarındandır. Eğitimde dikkat, algılama ve anlamlandırma sürecidir. Bu süreçte yaşanan problemler dikkatsizlik olarak adlandırılır. Çocukların okulda, arkadaş ortamlarında dikkat sorunu yaşamaları, hem ders başarısını hem sosyal ilişkilerini olumsuz etkiler. Başarısızlıkları düşük benlik algısı geliştirmelerine neden olur. Her zaman başarısız olacakları, beceremeyecekleri inancıyla işlerine başlayınca bu düşünce kısır döngü olarak onları başarısızlığa sevk eder. Yetersizlik duyguları, ilişkilerindeki bozukluk içlerinde büyük üzüntüye sebep olur ve öfke duygularını uyandırır. Bu öfkelerini ya içlerine atarak kendilerine zarar verme yolunu seçerler ya da herkesi rahatsız ede­cek biçimde, saldırganlıkla çevreye yöneltirler. Dikkatsizlik özel adıyla ‘dikkat dağınıklığı’ bebeklikten başlayabilen ve erişkinlikte de görülebilen bir sorundur. Dikkat dağınıklığı, çocuğun zekâ puanıyla yani üstün zekâlı veya normal zekâlı olup olmadığıyla doğrudan ilişkili değildir. Zekâsı normal ya da üstün olduğu halde, dikkati dağınık olduğu için kendini derse veremeyen birçok çocuk ve genç başarısız olabilmektedir. Dikkat bozukluğu size üç mesaj verir: -1. Beyninizi çalışma talimatına uygun kullanmıyorsunuz demektir. 2. Okuduklarınızı doğru şekilde okumuyorsunuz demektir 3. Konsantrasyon eşiğinizi ihlal ediyorsunuz demektir. Konsantrasyon bozukluğunun nedenleri: -Herhangi bir durumda dikkatimiz içe yahut dışa dönüktür. Eğer hayal kuruyorsak karşımızdaki manzarayı göremeyiz. Eğer kafamızın içinde kendi kendimizle konuşuyorsak okuduğumuzu da anlayamayız. Şimdi başınızı kaldırın ve çevredeki bir nesneye bakın. O nesneye bakarken ilkokulunuzu ve yaşadığınız şeyleri canlandırın. Gördüğünüz üzere zihnininiz hayale daldıkça nesne de bulanıklaşmaktadır. Çünkü beyin iç görüntüyü de dış görüntüyü de aynı kanal aracılığıyla algılamaktadır. Ders çalışırken dışa dönük dikkate ihtiyaç olduğundan hayal kurduğunuzu veya farklı şeyler düşündüğünüzü fark ettiğiniz anda hemen hayalinizi kesmeli ve “nerede kalmıştık” demelisiniz. Dikkatin ve dolayısıyla konsantrasyonun üzerinde etkili olan psikolojik ve çevresel faktörler vardır. Mesela moral çöküntüsü yaşanılan bir günde dikkati toplamak güç olacaktır. Dikkati dağıtabilecek faktörler şunlardır: - Fizyolojik yorgunluk .- Gürültülü ortamlar (TV odası veya başka işlerle uğraşan insanların bulunduğu yerler.) -- Hayal kurmak -- İlgi alanınıza girmeyen veya istemeyerek okunan metinler -- Bir çalışma ortamının dışında yatarak veya uzanarak çalışma - Kontrolsüz iç konuşmalar -- Yoğun duygusal anılar ve etkisinden henüz çıkılmamış günlük olaylar -- Ana fikri yakalamadan okuma - Stres Ne yapmalı? - Beynimiz aynı anda iki işi birden yapmakta zorlanır. Ders çalışırken yaşadığınız olayları düşünmeyiniz. - Kendinizi yorgun hissediyorsanız duş alarak veya uyuyarak beden ve zihninizi dinlendirdikten sonra çalışmaya başlamalısınız. - Uzun süreli bir konsantrasyon zor sağlanır. Çalışmaya ara vermek, zihnin dinlenmesi için önemlidir. Yorgun zihin dikkatini toparlayamaz. Bu nedenle ara vererek çalışınız. - Sevmediğiniz dersleri ve konuları okumaya başlamadan önce çevrenizdekilere ve kendinize “bunun ilginç yanı nedir” diye sorunuz. - Gürültülü ortamlarda ders çalışmayınız. (TV karşısında veya müzik dinleyerek...) - Kendinize bir çalışma ortamı hazırlayın ve sadece orada çalışınız - Aynı amaç etrafında toplanacağınız “öğrenme grubu” oluşturarak konsantrasyonunuzu artırınız. “Ayşe çalışma masasında oturmuyor. Söylediklerimi hep eksik anlayıp cevap vermekte gecikiyor. Derse çalışmaya başladıktan 5 dakika sonra nereye çalışacağını, nerede kaldığını hatırlamıyor. Ödevini bitirmesi saatler sürüyor. Ders esnasında her şey dikkatini dağıtabiliyor. Oynadığı bir oyundan hiçbir zaman tam anlamıyla hoşnut kalmıyor. Okurken sıkça hatalar yapıyor. Okuldan eve hep eşyalarını kaybetmiş olarak geliyor…” İyi ama gayet sağlıklı görünen Ayşe’nin sorunu ne olabilir? Bu şikâyetler dikkat dağınıklığını düşündürüyor. Dikkat dağınıklığının okul öncesi, okul çağı ve ergenlik dönemindeki belirtileri genel hatlarıyla aşağıdaki gibidir. Ancak bu özelliklerin bulunduğu her çocukta dikkat dağınıklığı olduğu düşünülmemelidir. Saydığımız noktaların ne sıklıkta ve hangi alanlarda yaşandığı da çok önemlidir. Sık sık bir oyundan diğerine geçerler. Belirli bir şeyle çok kısa süre ilgilenebilirler. Sakardırlar, sık sık yaralanabilirler. Faaliyetleri sürdüremez, yarım bırakırlar. Dersi dikkatle dinleyemezler, etrafı ile daha çok ilgilenirler. Ev ödevlerini almayı unuturlar ya da eksik alırlar. Eşyalarını tam olarak getirmezler, kaybederler. Dağınıklıkları vardır, defter vb. gereçlerinin düzenleri bozuktur. Gelişim düzeyi içinde geç olgunlaşırlar. Öğretmenlerle ilişkilerinde sorunlar yaşarlar. Karşılık veren, saygısız, ilgisiz bir öğrenci olabilirler. Zekâlarına uygun hayat başarısı gösteremezler. Algıladıklarını örgütlemede, organize etmede mesela okuduklarını anlamlandırmada güçlük çekerler. (”p, b, d” harflerini çoğu kez karıştırırlar.) İyi arkadaş ilişkileri kurmada zorlanırlar. TAVSİYELER Dikkat dağınıklığı olan çocukların bu durumları erken fark edilebilir ve kendilerine yardımda bulunulabilinirse başarıyı yakalayabilirler. Anne ve babalar çocuklarına şu şekillerde yaklaşmalıdırlar: Öncelikle dikkat dağınıklığı hakkında bilgi sahibi olun.Çocuğun davranışlarını ya da derslerle ilgili yaşadığı sıkıntılarını yaramazlık ya da tembellik olarak yorumlamayın.Evde vereceğiniz görevlerle ( ilk önce onun da hoşuna giden görevleri tercih etmelisiniz) dikkat yoğunluğunu ve süresini artırın. Davranışları ile ilgili daha sık geri bildirimde bulunun, sonuçlarını paylaşın. Dikkatli davranışlarını ödüllendirin (ödülün her zaman maddi olması gerekmez, ebeveynin ilgisi ve mutlu olduğunu göstermesi yeterli olabilir). Çocuk kendisinden beklenilenin ne olduğunu tam anlamıyla bilmelidir. Bu nedenle beklentilerinizi açıklayın. Ve beklentilerinizde tutarlı olun. Büyük resimli kitaplar alın ve okutun. Bilmece çözmek, resimleri eşlemek gibi hafıza ve dikkat üzerine olumlu etkiler yapacak etkin­likler tercih edin. Boyama, boncuk dizme ve el işlerine teşvik edin. Dikkat dağınıklığının tedavi sürecinde özel eğitim programlarının uygulanması gerekebilir. Olumsuz davranışların düzeltilmesi ve yerine olumludavranışların konulması için çeşitli destekleyici ve davranışçı tedavi teknikleri uygulanabilir. Aile terapisi önerilebilir. Dikkat dağınıklığının çok yüksek olduğu durumlarda hekim kontrolünde ilaç tedavisi de söz konusu olabilir. Stres kırıkları neden olur?Risk faktörleri nelerdir?Belirtiler ve semptomlar-Gerilim kırıklarının tedavisi-Stres kırıklarını önleme-Teşhis Stres kırıkları, aşırı kullanımdan kaynaklanan kırık tipidir. Kaslar yorulduğunda, bu minicik çatlaklar, kemiklerinizde gelişir ve tekrarlayan çarpma şoklarını, daha fazla karşılayamaz. Bu durum olduğunda, kaslar gerilimi, kemiklere; küçük bir çatlak veya kırık yaratarak transfer ederler. Gerilim kırıkları, sıklıkla "yetersizlik" kırıkları diye adlandırılırlar, çünkü; günlük kullanımın normal gerginliğine karşı koyacak, yeterli kemik yoktur. Bu tip kırıklarda en çok etkilenen bölge, orta ayak ile ayak parmakları arasında yer alan, ayağın ikinci veya üçüncü uzun kemikleridir. Gerilim kırıkları, topukta, alt bacağın dış taraftaki kemiğinde ve orta ayağın tepesinde bir kemik olan naviküler kemikte de olmaktadır. Pist ve saha sporları gibi yüksek darbe sporlarına, basketbol, jimnastik, bale veya tenis gibi sporlara katılan atletler,-Kemikleri yeterince sertleşmemiş ergenlik çağı çocukları,-Kadınlarda ve özellikle kemik kütlesinde azalmayla sonuçlanan; anormal adet dönemi geçiren veya adet olmayan kadın atletlerde,-Oturarak iş yapılan bir sivil hayattan, birdenbire daha aktif, askeri bir eğitimsel yönetime katılan acemi erler risk altında olabilirler. Yüksek şoka neden olan zeminlerdeki sportif aktiviteler,Uygun olmayan ani yükleyici antrenman programları,Düz tabanlık, Osteoporoz, Uygun olmayan, yıpranmış ve sert ayakkabılar gibi spor ekipmanları da gerilim kırıklarına katkıda bulunurlar,Kırığın olduğu bölgede dokunmakla hassasiyet,Yavaş yavaş gelişen, vücuda ağırlık yükleyen aktivitelerde, artan ve istirahatla azalan ağrı,Ayağın tepesinde veya ayak bileğinin dış tarafında şişlik,Bölgesel morluk. Gerilim kırıklarını, kırık gerçekten iyileşmeye başlayıncaya kadar, röntgende görmek zordur. Ortopedistiniz, röntgenden daha hassas olan ve gerilim kırıklarını erken ortaya çıkaran, bir kemik taraması isteyebilir. Eğer ayağınızda bir gerilim kırığından şüphe ediyorsanız, aktiviteyi durdurun ve ayağınızı dinlendirin. Ağrıya aldırmamak, ciddi sonuçlar doğurabilir ve kemik bütün olarak kırılmış olabilir. Buz paketi uygulayın ve ayağınızı kalbinizin üzerindeki bir seviyeye yükseltin. Doktorunuzu görünceye kadar ayağınızın üzerine ağırlık vermeyin.. Gerilim kırıklarının birçoğu, eğer aktivite seviyenizi düşürür ve koruyucu ayakkabı giyerseniz iki ile dört haftada iyileşir. Ortopedistiniz, sert tabanlı ayakkabı, tahta tabanlı sandalet veya çıkartılabilen, kısa bacak ayak destek cihazı tavsiye edebilir. İyileşme kırık bölgesine göre değişir beşinci metatars kemiğinde (ayağın dış tarafındaki) veya naviküler veya talus kemiğindeki gerilim kırıklarının iyileşmesi daha uzun sürer. Belki altı veya sekiz haftadan daha da uzun zaman alabilir. Bazı vakalarda ameliyata ihtiyacınız olabilir, bu durumda ortopedist, kemiğin düzgün iyileşmesi için, kemiğin içine bir vida koyabilir. Düzgün iyileşmeyen gerilim kırıklarında, kemiğin tam kırıkları ve kronik problemler gelişebilir. Bu kırıkları önlemek için:-Spor yaparken doğru ve uygun bir ayakkabı kullanımını tercih edin.Kemiklerinizi kuvvetlendirecek, kalsiyumdan zengin gıdalar alın.Spor aktivitelerinizi değiştirin. Örneğin, koşu yerine yüzmeyi seçin.Yeni spor aktivitenizi aşamalı olarak arttırın.Ağrı ve şişlik yeniden oluşursa, aktiviteyi durdurup birkaç gün dinlenin. Buna rağmen ağrı devam ederse ortopedistinizi görün. Stres, vücudumuzun en büyük düşmanlarından biri. Aynı zamanda birçok hastalığa sebep olan önemli bir risk faktörü. Tüm bedenimiz gibi kemiklerimiz de stresten etkileniyor. Ancak onların stresi biraz daha farklı. Aşırı kullanım veya tekrarlayan darbeler kemiklerde stres kırığına yol açabiliyor.Stres kırıklarında kırılma kuru bir ağaç dalının kırılıp ikiye ayrılması gibi değil zaman içerisinde mikro düzeyde gerçekleşiyor. Mikroskobik boyutta olan kırıklar, ağrı ve şişliğe neden oluyor. Eğer başlangıç düzeyindeyse yalnızca MR ya da tomografik tetkiklerde görülebiliyor. Ancak çoğu zaman normal çekilen röntgende görülemiyor ve bu yüzden de tespiti atlanabiliyor.Stres kırıkları genelde 20-35 yaş grubunda görülüyor. En sık da profesyonel sporcularda rastlanıyor. 45-55 yaş aralığındaki kadınlarda da hem kilo hem de östrojen-progesteron dengesinin farklılaşması nedeniyle ayak tarak kemiğinde stres kırıkları oluşabiliyor. Üstelik normal bir kemik kırığının iyileşme süresi 1-1,5 ay iken stres kırığında bu süreç iki katına kadar çıkabiliyor.Aşırı spor yapma durumunda vücut sinyal veriyor. Vücuduna fazla yüklenenlerde çeşitli ağrılar meydana geliyor. Yani vücut bir şekilde ağrıyla kişiyi durması için uyarıyor. Bu nedenle basit bir incinme bile olsa dinlenmek gerekiyor. Ancak spor yaparken ağrılar devam ediyorsa bu durum ya sporun derecesi ya da çalışılan gün sayısı veya saatinin fazla olduğu anlamına geliyor. Bu durumda hemen önlem alınması gerekiyor. Öncelikle herkesin vücudunu dinlemesi ve tanıması gerekiyor. Vücudun tolere ettiği dengeyi bilmek; örneğin 10 kiloyla çalışılıyorsa beş kiloya, 50 tekrar yapılıyorsa 30'a indirmek büyük önem taşıyor. Fakat bu kararı vermeden önce mutlaka bir uzmana başvurarak onun önerilerini uygulamak önemli.Kişi işi gereği sürekli ayakta duruyorsa, durumuna uygun, yükü homojen bir şekilde dağıtacak ayakkabılar seçmesi gerekiyor. Özellikle işi ayakta durmayı gerektiren kadınların topuklu ayakkabı giymesi vücudun yükünün tarak kemiklerine binmesine yol açıyor. Sporcularda ise basış veya yürüyüş bozukluğu varsa yine ayakkabının bu duruma uygun olması gerekiyor. Ayrıca yapılan yürüyüş ve koşu analizleriyle sporcunun ayağında basma sırasında, koşarken ve yürürken herhangi bir anormallik ya da yük dağılımında bozukluk varsa tespit edilebiliyor. Bu sayede de ayakkabısı ya da kramponunun içerisine özel tabanlıklar yaptırılıyor. Stres kırığının oluşmasındaki faktörlerden biri mikro travmaların tekrarlaması ve yük bindirmesi… İyileşme sürecinde ise normal kırıklarda olduğu gibi, o dokuyu istirahate almak gerekiyor. Gerekirse hastaya o bölgedeki yükten kurtulabilmesi için koltuk değneği kullandırılıyor. Aşırı yük ve mikrotravmalar kesildiği takdirde de vücut kemiğin kaynamasını kendi yapıyor. Tedaviye rağmen kaynamayan ya da geç kaynayan stres kırıkları var ise kaynamayı hızlandırıcı başka yöntemler devreye sokuluyor. Dışarıdan ses ultrasonuyla kemikteki biyolojik olay mekanik bir şekilde tetiklenmeye çalışılıyor. Cilt altına çok yakındaysa PRP denilen kişinin kendi kanından trombosit ve türevi hücreler enjekte ediliyor. O bölgede iyileşmeyi tetiklemesi için de bu biyolojik ajanlar kullanılıyor. Stres kırığı ayak tarak kemiğindeyse ayakkabıdaki yük dağılımını ortadan kaldırmak için özel tabanlıklar öneriliyor. Çok nadir olarak da cerrahi gündeme geliyor. Genelde koruyucu önlemlerle yüzde 80-90'ı kendiliğinden kaynıyor.Stres kırıkları, kemikte, aşırı kullanımdan veya tekrar eden uygulamadan ileri gelen, örneğin tekrar tekrar zıplasanız veya tutarlı biçimde uzun mesafelerde koşacak olsanız ayaklarınızda oluşacak çatlaklar gibi, minik çatlaklardır. Bu kırıklar aynı zamanda osteoporoz (kemik erimesi) gibi bir rahatsızlık nedeniyle zayıf düşmüş olan kemiğin normal kullanımından ötürü de oluşabilir. Stres kırıkları, herhangi bir kemikte oluşabilir, ancak en çok bacağınızın alt kısmının ve ayağınızın ağırlık taşıyan kısımlarına musallat olurlar. Sporcularda, stres kırıkları en yaygın yaralanmalar arasındadır. Atletizm sporcuları özellikle hassas durumdadır, yaralanmaların yarısından hayli fazla bölümü bu sporcularda görülmektedir. Kadın sporcular, stres kırıklarına karşı özellikle hassas olabilir, düztaban, ayak kıvrımları sert bireyler de daha fazla risk altında olabilir. Ancak herkes stres kırığı yaşayabilir; örneğin, sporcu olmayan ve yeni bir egzersiz programına başlayan ya da uzun bir yürüyüşe çıkan biri de "çok kısa sürede çok şey" yaparsa risk altında olabilir. Doktorunuz, stres kırığını teşhis etmek için röntgenden veya kemik testinden yararlanabilir. En basit vakada, stres kırığının tedavisi, yaralanmadan etkilenen alana buz uygulamak ve bol bol istirahat etmeyi içerir. Daha ağır vakalarda kırık tahtası kullanma veya alçıya alma, bazen de kemiğin iyileşmesine yardım etmek için cerrahi olarak iğne takılması gerekebilir. Özgüven---Kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi; kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumu. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri (Örnek: Zekiyim, Sevilen bir insanım), hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları(Umutsuzluk, Utanç, Gurur), hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları (Çekingenlik, Dikkat, İddiacılık) içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi (Örnek: Zeytinyağlı sarmayı iyi yapabildiğimi düşünüyorum ve bu becerimle gurur duyuyorum), genel bir kavram olarak da düşünülebilir (Örnek: İyi bir insan olduğumu düşünüyorum ve bu nedenle kendimle her zaman gurur duyuyorum).mprik araştırmalarda özgüven niceliksel bir sonuç üreten ölçekler ile ölçülür. Bu ölçeklerin kullanımından önce güvenirlilik ve geçerlilik çalışmaları yapılmış olmalıdır. Özgüven Niteliği Özgüvenin niteliği (güvenli ya da kırılgan oluşu) niceliğinden (yüksek ya da düşük) oluşundan ayrı bir özelliktir. Özgüven yüksek fakat aynı zamanda kırılgan olabilir (örnek: Narsisizm); düşük fakat aynı zamanda güvenli olması da mümkündür (örnek: alçakgönüllülük). Özgüveninin niteliği farklı şekillerde ölçülmeye çalışılmaktadır; zaman içindeki sürekliliği, çeşitli durumların ortaya çıkışına bağlı olup olmayışı. İnsan İlişkileri ile İlişkilendirme 1960'lardan 1990'lara kadar ABD’de kabul gören yaygın görüş, özgüvenin öğrencilerin okul başarısında, arkadaşları ile kurdukları ilişkilerde ve ilerdeki yaşamlarında gösterecekleri başarılarda önemli bir etken olduğuydu. Bu nedenle öğrencilerin özgüvenini güçlendirmeye yönelik pek çok program başlatıldı. 1990’lardan itibaren yapılan araştırmalar ise öğrencilerin özgüvenini yükseltmenin okul başarılarına olumlu bir katkısı olmadığı gibi, olumsuz etki yapabileceğini gösterdi. Saldırganlık - kabadayılık ile özgüven arasındaki ilişkiyi araştıran son çalışmalar da gençlerde özgüveni geliştirmenin faydası ile ilgili mitlerin yıkılmasına yol açmıştır. Önceleri, insan ilişkilerinde saldırganca davranışların kaynağının saldırgan bireylerdeki özgüven eksikliği olduğu düşünülmekteydi, ancak bu düşünceyi destekleyecek kontrollü deneyler bulunmamaktaydı. 2000'li yıllarda Baumeister ve arkadaşları tarafından yapılan psikolojik deneyler, saldırganlığın asıl kaynağının hak edilmemiş yüksek özgüven olduğunu göstermiştir. Saldırganca davranışlar sergilemiş suçluların çoğu kendilerini diğer insanlardan üstün kabul ederler ve saldırganlıklarının mazareti pek çok kez kendilerini hakarete uğramış, aşağılanmış hissetmeleridir. Sokak çetelerinin üyeleri genelde kendileri hakkında olumlu düşüncelere sahip olduklarını ifade ederler ve kendileri hakkındaki bu olumlu düşünceleri sarsacak şekilde davranan oldu mu saldırganlıkla karşılık verirler. Okullardaki zorba çocuklarların kendilerini diğerlerinden üstün gördükleri; düşük özgüvenli çocukların zorba olanlar değil, genellikle zorbalıklara kurban giden çocuklar oldukları bulunmuştur -Kendimize en çok güvendiğimiz zamanlar hangileridir? Yeteneklerimizden emin olduğumuz ve kendimizi en rahat hissettiğimiz durumlar nelerdir?- -Karşısında özgüvenimizin en yüksek olduğunu düşündüğümüz insanlar kimlerdir? Niçin? - Onlar, bize özgüvenimizi artıracak ne söylüyorlar veya ne yapıyorlar? -Ne zaman kendimize olan güvenimizin en düşük olduğunu hissediyoruz? - Özgüvenimizi azaltanlar nelerdir? Hangi insanlar ve hangi durumlar bizim kendimizi güvensiz hissetmemize neden oluyor? Söylenen ya da yapılanlar nelerdir? İZLEMELER kendisi ile konuşmak isteyen insanlardan hemen rahatsız olur--anlamadıkları halde arkadaşları ayıplamasın diye soro sormaz--sosyal etkinliklere katılmaz--önemsemmemezlik--Düğün, cenaze ve bayramlarda yeni insanlar tanımak insana güç ve kuvvet verir. Olumsuz insanlardan uzak kal..Eleştiriye karşı alıngan olmakAşağılık duygusuna kapılan insanlar hata yaptıklarını bilseler de diğer insanların bunu vurgulamaları hoşlarına gitmez. Ne kadar yapıcı ya da naif olursa olsun her eleştiriyi kişisel bir saldırı olarak algılarla -Özgüvene uygunsuz cevap verme-Bu iki şekilde olur. Bazı insanlar kendileri hakkında iyi şeyler duymak için can atarlar ve sürekli iltifat edilmesinden hoşlanırlar. Diğer davranış biçimi ise tam tersidir. Özgüven eksikliği çeken bir grup insan ise kendileri hakkında pozitif bir şey duymak istemezler çünkü kendi hissettikleriyle çelişirler.Aşırı eleştirel yaklaşım Kendilerini iyi hissetmeyen kişiler başkaları hakkında iyi şeyler düşünmezler. İnsanların kusur ve hatalarını ararlar. Böylece kendilerinin çok kötü olmadığını kanıtlamaya çalışırlar. Bu insanlar çevredeki en akıllı, çekici, başarılı insan olmadıkları zaman akıllı, çekici, başarılı hissetmezler. . Suçlama eğilimi--Bazı insanlar aşağılık hissetmenin acısından kurtulmak için kendi güçsüzlüklerini diğer insanlara yüklemeye çalışırlar. Bu noktada kendi hataları için başkalarını suçlarlar. . İşkence isteği--Özgüvensizlik doruk noktasındayken başkasına zarar vermeye kadar varabilir. Başkalarını suçlama davranışı kontrol edilemez bir duruma ulaşabilir. Rekabetle ilgili negatif hisler--Aşağılık kompleksi olan insanlar da herkes gibi bir oyunu ya da yarışmayı kazanmak ister ama böyle durumlardan kaçınırlar çünkü kazanamayacaklarını düşünürler. Birinci gelememe korkusu tamamen başarısız oldukları korkusuna kapılmalarına neden olur.-. Yalnızlık ve çekingenlik eğilimi-Aşağılık duygusu olan insanlar diğer insanlar kadar zeki ve ilginç olmadıklarını düşündüklerinden diğer insanların da onları böyle göreceğini düşünürler. Bu yüzden sosyal ortamlardan kaçınırlar. İnsanlarla birlikteyken susmayı tercih ederler çünkü bunun yalnızca aptallıklarını ya da sıkıcılıklarını kanıtlayacağını düşünürler. http://www.psikiyatr.com/ozguven.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

https://twitter.com/kanaryamfenerli