5 Ağustos 2014 Salı

SEYYİD ŞERİF EHLİ BEYT

https://twitter.com/kanaryamfenerli _/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯ Peygamber Efendimizin 38. Torunu vardır. Seyyid (Arapça:سيد),Arapça’da “sâde” fiilinin masdarlarından biri “siyâdet”tir. Bu fiil “büyük oldu”, “şerefli oldu”, “kavmine ve başkalarına seyyid oldu” anlamlarına gelir. İslam peygamberi Muhammed Mustafa'nın kızı Fatıma'dan olan torunları Hasan, Hüseyin, Zeynep, Rukiyye ve Ümmü Gülsüm'ün soyundan olduğu inanılanlar genel olarak bu adla anılır. Hanımlar için Seyyide sıfatı kullanılır. Sünniler arasında Hüseyin'in soyundan gelen Hüseyniler'e Seyyid, Hasan'ın soyu'ndan gelen Hasaniler'e Şerif denir. İran'da Seyyid kökenli aileler Mir ya da Mirza olarak da anılır. Osmanlılar zamanında Şerif ve Seyyid ailelerin birliğini Nakibu'l-Eşraflık Kurumu sağlardı. Peygamber soyundan gelmekle beraber onun inanç sistemine bağlı olmayan kişiler Ehli Beyt'ten sayılmazlar. Seyyidler Fatıma'nın kocasına nisbetle Aleviler olarak da adlandırılsada, bu başlık çeşitli karışıklıklara sebeb olduğu için bu manada pek kullanılmaz. Ali'nin, Fatıma'nın vefatından sonra yaptığı evlilikten doğan çocukları genetik olarak Alevi olmakla beraber, Fatimi olmadıkları için Seyyid veya Şerif değildirler. Ayrıca Alevi kelimesi genetik anlamı dışında Ali taraftarı olanlar içinde kullanılmakta olduğundan, her zaman Seyyidlik'le örtüşmez. z. Peygamber'in [s.a.v], "Hasan [r.aj ve Hüse­yin [r.a]cennet ehlinin gençlerinin iki seyyididirler"buyurması ve onları seyyidler olarak vasıflandır- masr, müslümanlarca, onların ve onların soyun­dan gelenlerin seyyid olarak isimlendirilmelerine sebep olmuştur.Hz. Hasan [r.a] ve Hz. Hüseyin'in [r.a] her ikisi ve onların çocukları için "seyyid" ifade­si kullanılmaktaydı. Ancak Abbâsîler'den itibaren Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere "seyyid", Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere de "şerif de­nilmeye başlandı. Kız çocuklarına da "seyyide" ve "şerife" dendi. Ayrıca Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere "Hasenî", Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere de "Hüseynî" denildi.Hz. Hasan [r.a] ve Hz. Hüseyin'in [r.a] her ikisi ve onların çocukları için "seyyid" ifade­si kullanılmaktaydı. Ancak Abbâsîler'den itibaren Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere "seyyid", Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere de "şerif de­nilmeye başlandı. Kız çocuklarına da "seyyide" ve "şerife" dendi. Ayrıca Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere "Hasenî", Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere de "Hüseynî" denildi. Biri seyyid, biri şerif ana babaya sahip olan çocuğa “Seyyid Şerif” ünvanı verilir.Seyyidetü’n- Nisa (Kadınların Efendisi) Hazreti Fatma için kullanılan bir ünvandır.Nakîbüleşrafın konağı aynı zamanda resmî dairesi sayılırdı. Osmanlılar'da nakîbüleşraftan sonra şerif ve seyyidlerin en büyük âmirine "alem­dar" denirdi.Padişah sefere gittiğine, nakip efendi, beraberinde seyyid ve şerîfleri de götürürdü. Sefer sırasında nakibüleşraf Sancak-ı şerîfin dibinde yürürdü. Savaş sırasında seyyid ve şerîfler Sancak-ı şerîf altında tekbir ve salavat-ı şerîfe getirirlerdi. Seyyidler Zeynel Abidin Muhammed Bakır Cafer-i Sadık Musa Kazım Ali Rıza Muhammed Taki Ali Naki Hasan el-Askeri Muhammed Mehdi Seyyid Bucak Şerif Ehli beyt Şerif, İslam peygamberi Muhammed'in kızı Fatıma'nın büyük oğlu Hasan’dan gelen soya denir. Hasan'ın kardeşi Hüseyin'den gelen soya ise Seyyid denmektedir. Abbâsilerden itibâren İslam devletlerinde şeriflerin ve seyyidlerin kaydı tutulmuştur. Osmanlı Devleti zamanında ise bu iş kurumsallaştırılmış ve bu iş için Nakîbü’l eşrâflık müessesesi kurulmuştur. Bu kurumun görevi Ehli Beytin kaydını tutup sahte şerif ve seyyidlerin ortaya çıkmasını önlemekti. “şerefli olan” demektir. Şerif ünvanı ayırt etmek amaçlı kullanılır ise Hazreti Hasan’ın soyundan gelenleri ifade eder.Yıldırım Bayezid döneminde kurulduğu belirtilmektedir. Bu vazifeye ilk tayin edilen şahıs ise, Hazreti Hüseyin’in soyundan olan ve Bağdadî ismiyle maruf Seyyid Ali Natta’dır. Bu kişi, Bayezid döneminde Bağdat’tan Bursa’ya hicret etmiş ve Nakibü’l-Eşraf tayin edilmiştir. Daha o zaman Seyyid ve Şeriflerin ön planda bulunduğu, Yıldırım Bayezid’in damadının Emir Sultan –ki o da Seyyid’tir- olması hasebiyle önem taşımaktadır.Osmanlı ülkesinde Sâdât’ın soy kütükleri Nakib Efendi Ceridesi’ne kaydediliyor, te’dibi lazım gelen seyyid ve şerifler, der-dest edilip Nikabet Dairesi’ne gönderiliyor. Nakibü’l-Eşrafların (Seyyidlerin Reisi) teşrifatta ön plana çıktığı en önemli yerlerden biri padişahların cülus, yani tahta oturma merasimleri idi. Kılıç kuşanma töreninde seyyidlerin büyüklerinin ve Nakib’in bulunması Yıldırım Bayezid dönemine kadar uzanan bir gelenektir. II. Murad Han’a, Emir Sultan hazretleri kılıç kuşandırmıştır. Diğer Nakibü’l-Eşraf tarafından kılıç kuşanan padişahları ise şu şekilde sıralamak mümkündür: 1- III. Ahmed Han 2- I. Mahmud Han 3- III. Mustafa Han 4- I. Abdülhamid Han 5- II. Mahmud Han "Biz, Abdulmuttalib'in çocukları cennet ehlinin seyyidleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Hz. Mehdi" (İbn Mace, Fiten, 34) Hz. Hasan (ra)’nın ve Hz. Hüseyin (ra)’in şehit edilmelerinden sonra, seyyidlerin göç hareketleri iyice hız kazanmıştır. Göçler, o zamanki İslam Devleti’nin sınır bölgeleri olan Mağrib (Fas), Kafkasya, Maveraünnehir, Horasan, Taberistan, Yemen gibi yerlere olmuştur. Bu seyyid göçleri neticesinde Fas’ta İdrisiler, Yemen’de Süleymaniler, İran’da Zeydiler gibi pek çok hanedanlık kurulmuştur. Pek çok seyyid, Moğol ve Türk devletlerine sığınmış, buralardaki yerel halk ile kaynaşmıştır. Hatta kimi zaman, Kafkasya’da kurulan Nogay Hanlığı’nda olduğu gibi devletin kurucuları arasında dahi yer almışlardır.Türkiyede Ankara, Siirt, Şanlıurfa, Erzurum, Elazığ, Erzincan, Adana, Iğdır gibi şehirlerde daha yoğun olarak yaşamaktadırlar. Özellikle Osmanlı-Rus Savaşları ve Rus-Kafkas Savaşları sırasında Anadolu’ya göç eden çok sayıda Kafkasyalı’nın arasında bir çok seyyid de bulunmaktadır. Bu seyyidler daha ziyade İç Anadolu Bölgesi’ne yerleştirilmişlerdir.Müteseyyid (sahte seyyid) olarak adlandırılan bu kişilerin sayıları hızla artınca, Devlet-i Ali Osmaniye’nin vergi kaynaklarında meydana gelen ciddi azalmanın önüne geçmek ve seyyidlik makamının namını korumak için bazı önlemler alınmıştır. Büyük İslam alimleri Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-1780) ve Abdülkadir Geylani Hazretleri (1078-1166) de anne tarafından seyyiddirler. Nakîbül-eşrâf adı verilen kişi, bu soydan gelenler arasından seçilir ve Hz. Peygamber (s.a.s) neslinden gelenlerin işlerine bakar, neseplerini kaydeder, doğumlarını ve ölümlerini deftere geçirir, gelişigüzel mesleklere girmelerine engel olur, fey ve ganimetlerden kendilerine ait. paylarını alıp aralarında dağıtır, hanımların denkleri olmayan erkeklerle evlenmelerine mani olurdu. Bu açıdan nakîbül-eşrâf, Peygamber (s.a.s) hanedanı mensuplarının umumi bir vasisi hükmünde idi (Mehmet Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, II, 647).Abbasi halifesi Harun er-Reşid ile oğlu Me'mun dönemlerinde seyyid ve şerifler yeşil sarık sarıp yeşil cübbe giyerlerdi. Ancak bir süre sonra bu usûl terkedilmiş olduğundan halk içinde farkedilmez olmuşlardı. Mısır'da Türk Memluk sultanlarından Melik Eşref Şaban (773-1371) zamanında şeritlerin başlarına yeşil bir alâmet sarmaları emrolunmuştur. Bu yeşil alâmet Osmanlı döneminde de bu kişilerin özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlılar, seyyidlere "emir", başlarına sardıkları yeşil sarığa da "emir sarığı" derlerdi. Hz. Peygamber (s.a.s) soyundan gelen kadınlar da başlarına yeşil bir alâmet takıyorlardı. Şerif ve seyyidler her zaman yeşil sarıkla gezmeye mecburdu, ancak bunlardan biri şeyhülislâm olacak olursa o zaman şeyhülislâmlara mahsus beyaz sarık sarardı (İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, Ankara 1984, s. 163). Osmanlı Devletinde nakîbül-eşrâflık makamı, Ramazan 802/Mayıs 1400'de Sultan Yıldırım Bayezid döneminde tesis edilmiş ve Emir Buhari talebelerinden Bağdatlı Seyyid Ali Nita' b. Muhammed adında biri, Anadolu'daki seyyid ve şeriflere nâzır tayin edilerek, kendisine aynı padişah tarafından Bursa'da yaptırılmış olan Ebu İshak Kâzerûnî Zaviyesi'nin tevliyeti verilmiştir (Nevîzâde Atâî, Hadâikul-Hakâik, İstanbul 1268, s. 176; H. Adnan Erzi, "Bursa'da İshakî Dervişlerine Mahsus Zâviyenin Vakfiyesi ", Vakıflar Dergisi, II, 424).Ankara Savaşı'nda esir edilen Seyyîd Nita', kısa bir süre sonra serbest bırakılmış ve haccını eda ettikten sonra II. Murad zamanında Bursa'ya gelerek eski görevine dönmüştür. Vefatından sonra oğlu Seyyid Zeynelabidin, seyyid ve şeriflere nâzır olmuştur. Zeynelabidin'in ölümünden sonra Fatih Sultan Mehmed, bu makamı ortadan kaldırmışsa da, sonraları seyyidlik iddiasında bulunan bazı kişiler türediği için, bu konu tekrar ele alınarak bazı yeni düzenlemelere gidilmiştir. Sultan II. Bayezid döneminde, padişahın hocası Seyyid Abdullah oğlu Seyyid Mahmud, 900/1494te şerif ve seyyid teşkilâtının başına getirilmişti. Seyyid Mahmud, Arap ülkelerinde seyyid ve şeriflere nezaret eden kişiye "nakîbül-eşrâf" denildiğini görmüş ve bu durumu hükümete intikal ettirerek kendisine bu ünvanın verilmesini talep etmişti (Atâî, a.g.e., s.176). Bunun üzerine sözkonusu ünvan kendisine verilmiştir. Nakîbül-eşrâflık makamı, Osmanlı saltanatının ilgâsına kadar devam etmiştir. "Şecere-i tayyibe" adı verilen bu defterlerde her seyyid veya şerifin ismi, hüviyeti, silsilesi, evlâdı, ahvâli ve ikâmetgâhına dair bilgiler bulunur. deftere kaydedildikleri gibi ellerine de "temessük" adı verilen tanıtıcı bir belge (hüviyet cüzdanı) veriliyordu. Nitekim, H. 976 senesi Receb ayının başlarında (1568 Aralık sonu) Defterdar Ahmed Çelebi'...nakîb kelimesi, tekkelerde şeyh vekili makamında bulunan sülûkü ilerlemiş dervişler hakkında da kullanılmaktaydı. Rifâî, Sa'dî ve Bedevî tarikatlarında sülûklerini ilerletmelerine rağmen "nukebâ" derecesine ulaşamamış dervişlere "nakîb" denilmekteydi (Pakalın, a.g.e., II, 648). Ayrıca bu kelime ile ilgili olarak, "nakîb-i imâret" terimine vakfiyelerde karşılaşılmaktadır. Burada kelime, imaret şeyhinin yardımcısı anlamına gelir.Mefail HIZLI Ehli Beyt (Arapça: أهل البيت), bir İslam dini terimi. Ev halkı anlamına gelen Ehli Beyt sözcüğü İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisini tanımlamak için kullanılır.Ehli Beyt deki, ehl ile ahali aynı köktendir. Kişiler demektir. Beyt ise ev demektir. Yani ev ahalisi manasına gelir. İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisi için kullanılan bir terimdir. Ehli Beyt deyimi Kuran'da da geçer.Ehli beyt'ten olmak İslam toplumunda özel bir statü ve seçkinlik anlamına geldiği gibi Şii İslam toplumunda kendilerine özel bir gelir tahsis edilmiştir. Sünniler ehli beyti genel olarak peygamberin hanımları, çocukları ve torunlarından oluşan, saygı duyulan bir topluluk olarak ele alırlar. Şiilikte ise bu toplum halifelik, yönetim hakları, görüşlerinin eleştirilemezliği, masum oluşları, dünya ve ahiretteki statüleri ve yer yer insanüstü özellikler barındıran mistik yönleriyle bir üst katman şeklinde değerlendirilirler. Sünnilik ile şiilik arasında bir anlayış farkı da bu kavramın kapsamı ile ilgilidir. sünnilikte kesin hatlarla çerçevesi çizilmeyen bu kavram şiilere göre Ali, Fatıma Zehra, Hasan ve Hüseyin'[1] ve onların soyundan gelen 12 imamları kapsar. 12 İmam: Ali bin Ebu Talib (Ebu Talip Oğlu Ali) Hasan bin Ali (Şerifan) (Ali Oğlu Hasan) Hüseyin bin Ali (Seyyidan) (Ali Oğlu Hüseyin) Zeynel Abidin (Hüseyin Oğlu Zeynel) Muhammed el-Bakır (Ali Oğlu Muhammed) Cafer-i Sadık (Muhammed oğlu Cafer) Musa-i Kazım (Cafer Oğlu Musa) Ali Rıza (Musa Oğlu Ali) Muhammed Taki (Ali Oğlu Muhammed) Ali Naki (Muhammed oğlu Ali) Hasan-ul Askeri (Ali Oğlu Hasan) Muhammed Mehdi (Hasan oğlu Muhammed) Ehli Beyt 1 14 Masum-u Pak A Abbas bin Abdulmuttalib Abd Menâf bin Kusayy Aişe Ali Naki Amine C Cafer bin Ebu Talib Cüveyriye bint-i Haris E Ebu Talib bin Abdulmuttalib El-Askeri Camii Esed bin Haşim F Fatıma Fatıma bint Esed H Hafsa bint Ömer bin Hattab Hasan bin Zeyd'ül-Alevi Hasan el-Askerî Haşim bin Abdimenaf Hatice bint Hüveylid Hüseyin bin Ali K Kilâb ibn-i Mûrrah Kusay bin Kilab M Meymûne bint-i Haris Muhammed Muhammed el-Bakır Muhammed Mehdi Mâriye el-Kıbtiyye Mûrrah ibn-i Kâ’b O On Dört Masum On yedi kemerbest R Reyhâne bint-i Zeyd Rukiyye binti Muhammed S Safiyye bint-i Huyey bin Ahtab Selma bint Amr Sevde bint-i Zem'a Seyyid T Tathir Ayeti Teberru Tevella V Varaka bin Nevfel Y Yahya bin Ömer Z Zeyneb bint Ali Zeyneb bint-i Cahş Zeyneb bint-i Muhammed Zeyneb binti Huzeyme Zülfikar Ü Ümmü Eymen Ümmü Gülsüm binti Muhammed Ümmü Habibe Remle bint-i Ebî Süfyan Ümmü Seleme İ İfk Olayı İmam Ali Türbesi http://books.google.com.tr/books?id=QeXRIt1irR8C&pg=PA62&lpg=PA62&dq=osmanl%C4%B1+da+seyyid&source=bl&ots=YT6KR_gy_S&sig=p4E8H_zh_-Mq2mHlTiBo_FGtSFE&hl=tr&sa=X&ei=KvmSU-zmN8fE4gTC2oGACw&ved=0CDIQ6AEwAjgK#v=onepage&q=osmanl%C4%B1%20da%20seyyid&f=false A Abbas bin Ali Abdullah bin Revaha Adak kurbanı Adil Adnaniler Afrika'da İslam Afüv Ahbârilik Akide (din) Aklîleşme Amentü Arfaja al-Bariqi Aruba'da İslam Ashab-ı suffa Aslî deliller Asr-ı Saadet Atâ bin Ebu Rebah Ayetullah Azrail Azîm (İslam) B Baliğ Barla Lahikası Bayramilik Berr Berzah (İslam) Beşaret Bi'ri Maune Bi'ri Rûme Bi'set Biat Bid'at Buhurilik Bulgaristan'da İslam Burak Busiri Bâis Bâki Mezarlığı Bâkî (İslam) Bâri' Bâsit (İslam) Bâtın (İslam) Büyük Ayetullahlar listesi Büyük İslam İlmihali C Cafer bin Ebu Talib Cebbâr Cebrâîl Celîl Cem (Ehl-i Hakk) Cenaze namazı Cerh ve Ta'dil Cevşen Cibril Hadisi Cocos Adaları'nda İslam Cuma namazı Cümle kapısı Cüveyriye bint-i Haris Cüz D Dabbe'tül Arz Darülkurra Dathin Muharebesi Davud-i Taî Davudî İsmailîlik Deccal Devir Devir kuramı Dirayet tefsiri Divanî Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Muhammed Abdullah Draz Dâru'n-Nedve Dîn Dört Halife E Ebtah Ebu Nuaym Ecel Edep Ef'âl-i mükellefîn Ehl-i kitap Ehli Beyt El-Fıkh-ul-Ekber El-Fıkhu'l-Ekber El-Âlim ve'l-Müteallim En-el Hak Ensar Er-Risale (Ebu Hanife) Erbain Evvel (İslam) Ezan F Fakıdağı, Çekerek Farkad Sabahi Fer'î deliller Fettâh Fıkıh Fil Yılı Finlandiya'da İslam Fitre G Ganimet Gayb Gaza Gazi (din) Gazve Gıybet H Habib-i Acemî Habîr Hacamat Hacerü'l-Esved Hadis hâfızı Hafsa bint Ömer bin Hattab Hakem (İslam) Hakikat Kapısı Hakk (İslam) Halvetiyye Hamîd (İslam) Hanbeli mezhebi Hanif Harut ve Marut Hasan-ı Basri Hasîb Hatme Hayber Muharebesi Hayrat (İslam) Hayy Hazrec Helal Hicr-i ismail Hicri Yılbaşı Hidayet Hılful Fudul Hudeybiye Antlaşması Hudhayfah Ibn Mihsan al-Bariqi Hums (İslam) Huri Hutbe Hutbe-i Şamiye Hâdî Hünkar mahfili Hüzün Senesi I İsviçre'de İslam K Kadem-i şerif Kadirîlik Kahhâr Karmatîlik Kefen Kerahat vakti Kerîm (İslam) Kevser Keysanilik Kıraat-ı Aşere Kıtmir Kıyas Kur'an hâfızı Kuran kursları Kureyş Kutsal Emanetler Kutsal Topraklar Küfi Kütüb-i Erbaa Kütüb-i Sitte Kābid Kādir (İslam) L Laos'ta İslam Lemalar Lifafe Lut Kavmi M Mahdum-ı Azam Mahrem Mahşer Malta'da İslam Marifetullah Maruf Kerhi Masiva Mağribî Maşallah Medine Sözleşmesi Mehdi Mekruh Mektubat (Said Nursî) Mektûbât (Mevlânâ) Mele (dinî unvan) Memlûkler Mendub Mescid-i Aksa Mescid-i Arîş Mescid-i B'iri Ravhâ Mescid-i Cuma Mescid-i Haram Mescid-i Kıbleteyn Mescid-i Kubâ Mesih Mesihcilik Mesâlih-i mürsele Metîn (İslam) Mevlid Kandili Mevlânâ (unvan) Mevzu Meymuniye Meymûne bint-i Haris Mikâil Mina, Mekke * ► Din adamları B ► Bahai ► Budizm D ► Dinsizlik H ► Hinduizm ► Hristiyanlık ) M ► Mitoloji P ► Paganizm Y ► Yahudilik ► Dini yapı İ ► İslam Adlivun Adur aduran Aforoz Agasha Bilgelik Kilisesi Ahiret Ahlaki teoloji Akosmizm Alazlama Angeloloji Anikonizm Antropoteizm Arnavutluk'ta din Avesta Azazil Azda B Babailik Balbal Batıl Binyılcılık Brahmanizm C Câlût D Deccal Demonoloji Deus otiosus Din adamı Din felsefesi Din özgürlüğü Dine hakaret Dini komünizm Dinler tarihi Dinî kozmoloji Dua Duoteizm Düalizm E Ehrimen Ekankar Erkek sünneti Esin Eskatoloji F Fatımanın Eli Flamen Dialis G Gatalar Gerin oil Ginza Rabba Guru Granth Sahib Günah H Harae Helenizm (çağdaş) Henoteizm Heterodoks Hilomorfizm Hipsistariler Hrislam Hu Hâle Hüddam K Kami (Şintoizm) Karesi Türbesi Kitab-ı Akdes Kitab-ı İkan Kitonik Kitâb el-Mecmû Kıyamet-ul Kıyamet Kopimizm Kilisesi Kutsal Kutsal metin Kutsal Topraklar Kült L Laliş M Menerik Metodizm Metriksizm Mezar Mezarlık Mezhep Misyonerlik Monizm Monolatrizm Mucize N Nihon Shoki Nuh'un gemisi O Orişa Osmanlı İmparatorluğu'nda din P Panendeizm Panteizm Panteon Parsiler Polideizm Pontifex Maximus Pontifler koleji Putperestlik S Sabiilik Sahte peygamber Scientology Scientoloji Kilisesi Sekanova Soteriyoloji Spiritüalizm Sunak Sütre T Tamag Tanrı'nın varlığı Tao (Taoizm) Tarikat Tek Boynuzlu Görünmez Pembe At Tektanrıcılık Tekâmül Teleojik yaklaşım Teopanizm Tespih Teşup Totemizm Tüm V Vahiy Vuslat Y Yaşmak Yehova'nın Şahitleri Yemîn Yeni dini hareketler Z Zurvanizm  Âyin Ç Çarmıh Çendoizm Çoktanrıcılık Ü Üniteryen Üniversalizm İ İbrahim İbrani tanrıçaları İdol İhlas (terim) Ş Şaman Şehit Şer Şeytani İncil Şinto

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

https://twitter.com/kanaryamfenerli