28 Mart 2014 Cuma
GEZEGENLER..GRİ MANTIK..ENTROPİ..HOLOGROFİK EVREN
https://twitter.com/kanaryamfenerli
/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/
IŞIK BAZEN DALGA BAZEN PARCACIKTIR
MADDE EŞİTTİR ENERJİ EŞİTTİR ZAMAN
GRİ MANTIK
ENTROPİ
HOLOGROFİK EVREN
MERKÜR
Merkür (0,4 AB) Güneş’e en yakın ve en küçük (0,055 Dünya kütlesi) gezegendir. Doğal uydusu yoktur ve göktaşı kraterlerinden başka bilinen tek jeolojik özelliği; büyük bir olasılıkla oluşumunun başlarında geçirdiği büzülme döneminde oluşmuş olan “kırışıklık sırtları”dır.Merkür’ün önemsenmeyecek kadar az olan atmosferi güneş rüzgârı nedeniyle yüzeyinden kopan atomlardan oluşur. Görece büyük demir çekirdeği ve ince mantosu henüz tam olarak açıklanamamıştır. Varsayımlar arasında, büyük bir çarpışma nedeniyle dış katmanlarından kurtulduğu ve genç Güneş’in enerjisi yüzünden tam olarak kaynaşma yoluyla büyüyemediği vardır.
Sıcaklığı çok fazladır(gündüzleri 500° C, geceleri -175° C). Atmosferi yoktur ve yüzeyi kayalıktır. Kendi çevresindeki dönüşünü 58 günde, güneş çevresindeki dönüşünü 88 günde tamamlar.
Güneşe Olan Uzaklığı 57.900.000 km
Yarı Çapı 2438 km
Kütlesi 0.33 x 10 24 kg
Yoğunluğu 5427 kg/m3
Atmosferik Basınç yok
Sıcaklığı +423 C° , -183 C°
Görünür Parlaklığı -1.2 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 88 gün
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 59 gün
Dönme Hızı 47.87 km/sn
Güneşe en yakın gezegendir.( güneşe uzaklığı 58 milyon km )
Güneş batarken yada doğarken görülebilir.
Güneş çevresinde dönme hızı en fazla olan gezegendir ( 88 günde dönüşünü tamamlar )
Kendi çevresindeki dönüşünü 59 günde tamamlar
Merkür’e gönderilen Mariner 10 adlı uzay sondası Merkür ün katı halde atmosferi ve suyu olmayan ölü bir gezegen olduğu yüzeyinin kraterle kaplı olduğu ve uydusunun olmadığını tespit etmiştir .
Merkür gündoğmadan önce ve gün batımından sonra kısa bir zaman gözlenir. Çıplak gözle ufka yakın parlak bir yıldız gibi gözlenir. Bir iç gezegen olduğundan evreleri vardır.
Merkür’ün en ılımlı koşullarına sahip olan yerleri kutup bölgeleri. Merkür’ünekseninin neredeyse hiç eğik olmaması sayesinde, gezegende mevsimleryaşanmıyor. Yani, tam kutup bölgesine Güneş ışınları yatay olarak geliyor. Gezegenin birdönüşü 176 Dünya günü, yani yaklaşık 2 Merkür yılı sürüyor. Merkür atmosferi, Güneş rüzgârının etkisi altında. Böyle bir ortamda, kalıcıbir atmosferin oluşması beklenemez. Atmosfer çoğunlukla güneş rüzgârıylaGüneş’ten taşınan hidrojen, helyum ve az miktarlarda öteki gazları içeriyor.
Merkür’ün yüzeyi tıpkı Ay’ın yüzeyi gibi. Küçük ve kayalık bir gezegen olanMerkür’ün yüzeyi, çeşitli büyüklüklerde göktaşlarının çarpması sonucu oluşmuşkraterlerle kaplı. Caloris, bu kraterlerin en büyüğü. Büyük olasılıkla birküçük gezegenin çarpması sonucu oluşmuş.
Bu gezegen Güneş'e çok yakın olduğundan gündüzleri sıcaklık +423 C° ye kadar ulaşmakta fakat geceleri bu sıcaklık -183 C° kadar inmektedir. Mekürde atmosfer bulunmamasından dolayı astroitler yüzeyinde derin kraterler oluşturmaktadır. Çok derin kraterlere Güneş ışığı giremiyeceğinden merkürde buz bulunması ihtimali yüksektir.
Merkürün ilginç bir özelliğide ince kabuğunun içerisinde çok büyük bir metal çekirdeğin bulunmasıdır. Bu çekirdek merkürün yaklaşık %72 ini kaplamaktadır. Bir teoriye göre milyonlarca sene önce kendisi kadar büyük bir cisimle çarpışan merkür sıvılaştı ve ağır metaller çökerek büyük metal çekirdeği oluşturmuştur.
Merkürün yüzeyi uydumuz olan ay gibi kraterlerle kaplanmıştır. Bunun nedeni yüzey sıcaklığının fazla olması ve kendi ekseni etrafındaki dönme hızının çok yavaş olmasından dolayı bir atmosferinin bulunmaması, bu yüzdende astroitlerin yüzeye çarpmasıdı
HALKASI VE UYDUSU YOKTUR
VENÜS
Venüs, Merkürden sonra güneşe en yakın 2. gezegendir.
Dünya’ya hemuzaklık hem de boyutları bakımından en yakın gezegen.Atmosferin ana bileşeni olan karbon dioksit, Güneş’in ısısını tutarak, çokgüçlü bir sera etkisi yaratıyor. Bu C’ye kadar çıkabiliyor. Kalın°nedenle gezegenin yüzey sıcaklığı yeryer 480 bulut katmanındaki sülfürik asit damlacıkları, saatte 380 km hızla esenrüzgârlarla gezegenin her yanına taşınıyor. Atmosfer basıncıysa Dünya’nınkininyaklaşık 90 katı civarında. Venüs yüzeyinin yaklaşık %90’ı volkanik bir kaya olan bazalttan oluşuyor.Gezegen, Volkanik bakımdan çok etkin olduğu için yüzeyin genç kayaçlardanoluştuğu düşünülüyor. Sülfürik asit yağmurları nedeniyle, yüzeyde önemli ölçüdeerozyon meydana geliyor. Kütlece dünyaya yakın bir büyüklüktedir. Ve kendisine ait bir atmosfere sahiptir.
Gün doğumunda ve gün batımında güneşe yakın olarak, dünyadan çıplak gözle rahatlıkla görülebilir Halk tarafından Çoban Yıldızı olarak bilinir. Güneş ve aydan sonraki en parlak gök cismidir.
Sıcaklık çok yüksetir(400° C). Kalın ve yoğun bir atmosferi vardır. Kendi çevresinde 243 günde, güneş çevresinde 224 günde döner. Yani 1 venüs günü, 1 venüs yılından daha uzundur. Diğer gezegenlerin aksine kendi çevresinde ters yönde döner.
Venüs e Zühre de denir . Güneşe ikinci yakın gezegendir.
Güneşe Olan Uzaklığı 108.000.000 km
Yarı Çapı 6051.8 km
Kütlesi 4.86 x 1024 kg
Yoğunluğu 5243 kg/m3
Atmosferik Basınç 60 atü
Sıcaklığı 231 K°
Görünür Parlaklığı -4 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 224 gün
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 243 gün
Dönme Hızı 35.02 km/sn
Güneşe ortalama uzaklığı 108 milyon km dir .
Güneş doğmadan hemen önce yada battıktan hemen sonra görülebilir.
Venüs e akşam yıldızı , çoban yıldızı veya sabah yıldızı da denir .
Kendi ekseni etrafındaki dönüşü yavaştır 243 günde tamamlar.
Güneş çevresindeki dönüşünü 224 günde tamamlar .
Venüs katı halde bir gezegendir.
Yüzeyinde kalın bir atmosferi olduğu için güneşten gelen ışınların büyük bir kısmını uzaya geri yansıtır.bu yüzden Venüs parlak bir gezegen olarak görülür .
Venüs ün atmosferi kalın olduğundan ısının dışarı çıkması önlendiğinden Venüs Merkür den daha sıcak bir gezegendir .yüzey sıcaklığı 400 C dir.
Venüs diğer gezegenlerin tersine DOĞU dan – BATI ya doğru döner.
Halk arasında çoban yıldızı ve akşam yıldızı olarak bilinir. Bunun nedeni sabaha karşı veya akşam üzeri görülmesidir. Bir iç gezegen olduğu için venüsde merkür gibi evreler gösterir. Eski çağlarda çok güzel parladığı için Eski Romalılar tarafından Aşk Tanrıçası Venüsün adı verilmiştir. Güneş ve Ay'dan sonra gökyüzünün en parlak cismidir. Şişkin evresinde parlaklığı -4m kadire kadar yükselmektedir. Bu parlaklığının sebebi atmosferindeki Karbondioksit bulutlarının bir ayna gibi güneş ışınlarını yansıtmasıdır.
Venüs her nekadar aşk tanrıçası kadar güzel gösterilsede aslında öyle değildir. Güneş'e Merkür'den daha da uzak olmasına rağmen yüzey sıcaklığı Merkür'den fazladır. Bunun sebebi bir atmosferinin olması ve bu atmosferin sera etkisi yaratmasıdır. Yani atmosferden giren güneş ışınları bulutlar tarafından tutulmaktadır. Atmosferinde çok büyük oranda karbondiyoksit bulundurmaktadır, aynı zamanda bulutlardan yağan Sülfirik Asit yağmurları Venüs'ü bir cehenneme çevirir.
Venüsün güneş sistemindeki ne şaşırtıcı özelligi kendi ekseni çevresinde ters olarak (saatin dönme yönünde) dönmesidir. Ayrıca Venüs kendi ekseni etrafındaki hareketini 243 günde Güneş çevresindeki hareketini ise 224 günde gerçekleştirmektedir.
HALKASI VE UYDUSU YOKTUR
DÜNYA
Güneşe yakınlık olarak 3. sıradadır.
Üzerinde yaşam olan tek gezegendir.
Birçok gazdan oluşan bir atmosfere sahiptir.
Dünyamıza en yakın gezegenler, Mars ve Venüs’tür.
Dünyamızın Ay adını verdiğimiz bir uydusu vardır.
¾’ü sularla kaplı olduğu için ‘mavi gezegen’ olarak da bilinir.
Güneşe ortalama 149,6 milyon km uzaklıktadır
Üzerinde canlıların yaşadığı tek gezegendir.
Dünyanın çevresinde kalın bir atmosfer tabakası vardır. Yapısında solunuma uygun gazlar bulunur ( % 78 azot % 21 oksijen % 1 diğer gazlar bulunur )
Dünya yüzeyi suyun sıvı halde bulunabileceği sıcaklıktadır.
Kendi ekseni etrafındaki dönme hızı 30 km/sn dir. Kendi ekseni etrafındaki bu dönmeden dolayı yer ekvatordan şişkin, kutuplardan basık bir şekil almıştır. Yani mükemmel bir küre değildir. Ekvator yarı çapı 6378.388 km, kutuplardaki yarı çapı ise 6356.912 km dir.
Yer kendi boyutları ile karşılaştırılabilecek bir uyduya sahiptir.
Dünyanın ekseni yörünge düzlemine doğru 230 27ı ( 23 derece 27 dakika ) eğiktir.
Dünyanın ekseniyle yörünge düzlemi arasında 660 33ı ( 66 derece 33 dakika )’lık açı vardır
Bu eğiklikten dolayı dünyanın her yeri aynı miktarda ısı almaz gece ve gündüz süreleri sürekli değişerek mevsimlerin oluşmasına sebep olur.
Dünyanın kuzey yarım küresi kış aylarını yaşarken güney yarım küresi yaz aylarını yaşar.
21 mart ve 23 eylül tarihlerinde dünyanın iki yarım küresinde de gece ve gündüz süreleri birbirine eşit olur.
Kuzey yarım kürede 21 haziran günü en uzun gündüz ve en kısa gece,
21 Aralıkta ise en uzun gece ve en kısa gündüz yaşanır.
Güney yarımkürede ise bunun tam tersidir.
Dünya’nın uydusu ve ona en yakın gezegendir.
Dünya’ya yaklaşık 376 bin km uzaklıkta bir yörüngede dolanır.
Dünya çevresindeki dönüş süresi yaklaşık 29,5 gündür.
Ay’ın kendi etrafındaki dönüş süresi ile Dünya etrafındaki dönüş süresi hemen hemen aynıdır.Bu yüzden Dünyadan bakılınca Ay’ın hep aynı yüzü görülür.
Ay’ın yüzeyi kraterlerle kaplıdır.
Ay ısı ve ışık yaymaz. Güneşten aldığı ışığı yansıtır. Bu yüzden ışığı parlaktır.
Dünya etrafında elips bir yörüngede döndüğünden Dünya’ya bazen yaklaşır bazen uzaklaşır
Ayda gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı 300 C dir .
Ayda atmosfer yoktur. Bu yüzden;
- İklim olayları (yağmur,kar ,rüzgar gibi) görülmez
- Akarsular, rüzgarlar, dalgalar, buzullar gibi dış kuvvetlerin etkisi yoktur
- Günlük ve yıllık sıcaklık farkları fazladır
- Göktaşları fazla düştüğünden kraterler fazladır.
- Isı ,ışık ve ses yayılmaz
- Canlı yaşayamaz
Ay’ın Dünya’ya yansıttığı ışık miktarı değiştiği için, görünüşü hep aynı değildir. Bu yüzden her gece Ay’ın farklı bir kısmı bize daha parlak görünür. Buna AY’IN EVRELERİ denir. Ay’ın 4 evresi vardır.
1-Yeni ay = ayın ışık alamayıp tamamen karanlık göründüğü evredir.
2-İlk dördün = ayın sağ tarafının aydınlık sol tarafının karanlık olduğu evredir.
3-Dolunay = ayın tamamen aydınlık olarak görüldüğü evredir .
4-Son dördün = ayın sol tarafının aydınlık sağ tarafının karanlık olduğu evredir.
Hilal evresi = ayın hilal şeklinde aydınlık olarak görüldüğü evredir .
G E L - G İ T OLAYI
Dünya ve ay arasında büyük bir çekim kuvvet vardır.
Dünyanın ay’a uyguladığı bu çekim kuvveti ay’ın dünya çevresinde belli bir yörüngede hareket etmesini sağlar .
Ay da dünyaya çekim kuvveti uygular.
Ay’ın çekim kuvveti dünyanın çekim kuvvetinin 6 da 1 dir.
Ayın çekim kuvveti sonucu dünya üzerindeki sular kabarır ve alçalır buna
gel-git (med – cezir ) olayı denir .
Okyanus ve denizlerdeki suların kabarmasına GEL çekilmesine GİT adı verilir .
Güneş ve ay aynı hizaya geldiğinde suların kabarması en üst seviyede olur .
MARS
Mars gezegeni iç gezegenlerin sonuncusudur ve oldukça soğuk bir gezegendir.
Gök yüzünde kırmızı renkte görünür ve kendisine ait bir atmosferi vardır.
Atmosferi olduğu için yıllarca yaşam olduğu düşünülmüştür.
Sıcaklık düşüktür(-80° C ile -160° C). Atmosferin büyük çoğunluğu karbondioksitten oluşur. Yüzeyi kızıl renkli ve kayalıktır. Kendi çevresindeki dönüşünü 24 saat 37 dakikada, güneş çevresindeki dönüşünü 687 günde tamamlar.
Mars Yer ile bir çok ortak özelliğe sahiptir. Mars'ta da yerdeki gibi mevsimler vardır. Ekvator düzleminin yer gibi güneş sisteminin düzlemne göre eğik olması mevsimlerin oluşmasına yol açmıştır. Çok uzun süreler Mars'ta yaşaşam olduğuna inanılmıştır. Fakat günümüzde Mars'a yollanan araçlar burada yaşam oluşabilmesi için gerekli şartların olmadığını keşfetmişlerdir. Mars çıplak gözle veya dürbünle bakıldığında gökyüzünde kırmızı bir yıldız gibi parlar. Kırmızı rengi almasındaki önemli faktör yerkabuğunda bolca demir elementinin bulunması ve bu demirinde gezegene pas rengi vermesidir.
Güneş çevresindeki dönme hareketini 687 günde tamamlar. Kendi ekseni çeversindeki hareketini ise 25 saatte tamamlar. Yüzey sıcaklığı güneşten uzak olduğu için -25 C° dir. Mars yüzerinde çok büyük kanallar vardır. İlk Mars gözlemlerinde bu kanalların su sıkıntısı çeken Mars'lıların kutup bölgesinden su taşımak için yaptıkları düşünülüyordu. Fakat bu günlerde bu kanalların Mars'ın kendi yüzey şekilleri olduğu bilinmektedir.
Güneş sisteminin en büyük yanardağı da Mars’ta bulunuyor. Bu, 600 km çapı ve 25 km’likyüksekliğiyle, etkinliğini kaybetmiş Olimpus Yanardağı’dır. Mars’taki en belirgin yüzey şekli, 4000 km’den uzun olan ve derinliği 6 km’yibulan kanyon sistemi, “Denizler Vadisi” olarak adlandırılan Valles Marineris.Bu vadi sistemi o kadar belirgin ki, Henüz Mars’a uzay araçları gönderilmedenönce, onun “Marslılar” tarafından yapıldığı öne sürülmüştü. Bu vadi, büyükoranda kabuk hareketleri sonucu oluşmuş. Ancak, yine bu vadinin bellibölgelerinde ve gezegenin yüzeyinin pek çok başka bölgesinde, sıvı haldekisuyun oluşturduğu izler bulunuyor. Bilim adamları, günümüzden yaklaşık 3,5milyar yıl önce, gezegende büyük sel baskınlarının olduğunu düşünüyorlar.Şimdi, bu suyun nereye gitmiş olabileceği araştırılıyor.Mars’ın atmosferi, yaklaşık % 95 oranında karbon dioksit, % 3 oranında azot, %2 oranında öteki gazları içerir. Gezegenin yüzeyindeki atmosfer basıncı,Dünya’dakinin yaklaşık 100’de biri kadar.
Mars, kırmızı rengini, toprağında bol miktarda bulunan demirden alıyor.Yüzeyden rüzgârlarla kalkan toz, atmosferin de kırmızı renk almasına yolaçıyor.
Güneşe Olan Uzaklığı 227.400.000 km
Yarı Çapı 3200 km
Kütlesi 0.64 x 1024 kg
Yoğunluğu 3933 gr/cm3
Atmosferik Basınç ----
Sıcaklığı -25 C°
Görünür Parlaklığı 1.2 m
Güneş Etrafında Dönme Süresi 687 gün
Kendi Ekseninde Dönme Süresi 25 saat
Dönme Hızı 24.13 km/sn
Güneş sistemindeki 4. gezegendedir .
Büyüklüğü dünyanın yarısı kadardır.
Güneşe uzaklığı 227 milyon km dir.
Mars katı bir gezegendir .
Yüzey sıcaklığı ortalama -28 C .
Mars , parlak , kırmızımsı bir yıldızdır.
Marsın güneş çevresindeki bir dönüşü 687 gün sürer.
Mars’ın üzerinde çoğunluğu karbondioksitten ( CO2 ) oluşan atmosferi vardır.
Mars’ın yüzeyinde yanardağlar,boş düzlükler ve kraterler bulunur.
Mars’ın Deimos ve phobos isimli iki uydusu vardır.
DİĞER ADI KIZILGEZEGENDİR
JÜPİTER
Jüpiter Güneş Sistemi ndeki en büyük gezegendir.
Diğer tüm gezegenleri içine alabilecek kadar büyük olan Jüpiter tamamen gazlardan oluşmuştur Jüpiter’in 16 tane uydusu vardır. Jüpiter dış gezegenlerin ilkidir.
Güneş sisteminin en büyük gezegenidir. Kütlesi dünyadan 1300 kat daha büyüktür. Tam olarak katı olmayıp gaz ve buz bulutlarından oluşmuştur. Kendi çevresindeki dönüşünü 10 saatte, güneş çevresindeki dönüşünü 12 yılda tamamlar.
Güneş sistemindeki 5. gezegendir.
Güneş sisteminin en büyük gezegenidir.
Dünyamızın 11 katı büyüklüğünde dir.
Güneşe ortalama uzaklığı 778 milyon km dir.
Güneş çevresindeki dönüşünü 12 yılda tamamlar.
Kendi çevresindeki dönüşünü yaklaşık 10 saat de tamamlar
Küçük katı bir çekirdeği vardır geri kalan kısmı sıvı hidrojenden oluşur.
Çoğunluğu hidrojen ve helyumdan oluşan atmosferi vardır.
Jüpiter’in 16 uydusu vardır
En büyük uydusu Ganymede (güneş sisteminin en büyük uydusudur )Jüpiter, çok güçlü bir manyetik alana sahip. Öyle ki, bu alanın gücü,Dünya’nınkinin yaklaşık 20.000 katı. Güneş’ten gelen elektrik yüklüparçacıklar, bu manyetik alanda yakalanarak Jüpiter’in kutuplarında kutupışıklarına yol açıyor.
Satürn’ünki gibi belirgin olmasa da Jüpiter’in de bir halka sistemi var.Halkaların, gezegenin uydularına çarpan göktaşlarının neden olduğu enkazdanoluştuğu sanılıyor.
Jüpiter’in dört büyük uydusu, “Galileo uyduları” olarak adlandırılıyor. Buuyduların en büyüğü Ganymede, aynı zamanda Güneş sisteminin de en büyük uydusu.Öyle ki, Merkür’den bile daha büyük. Galileo uydularıyla birlikte, gezegeninbilinen 63 uydusu var. Bu uyduların çoğunun gezegen tarafından yakalanmış küçükgezegenler yani asteroitler oldukları düşünülüyor. Jüpiter’e en yakın olan uydu Io, Güneş Sistemi’nde volkanik bakımdan en etkingökcismi. Bunun nedeni, Jüpiter’in yarattığı gel-git etkisi. Bu etki o kadargüçlü ki, neden olduğu hareketler uydunun ısınmasına yol açıyor. Uydununyüzeyi, kabuğun altından gelen lavlar nedeniyle sürekli yenileniyor.Yanardağlardan püsküren kükürtlü lavlar nedeniyle sarı-turuncu tonlarındagörünen Io, tıpkı bir pizzayı andırıyor.
Europa, katı bir yüzeye sahip olsa da, Güneş sistemindeki çoğu uydunun tersinedüzgün bir yüzeye sahip. Yüzeyinde neredeyse hiç krater yok. Bu da, uydununyüzeyinin sürekli yenilendiğini düşündürüyor. Yüzeyde, kraterler yerine uzunçatlaklar bulunuyor. Uydunun yüzeyini yaklaşık 5 km kalınlıkta bir buzkatmanı kaplıyor. Bunun altındaysa, 50 km, belki de daha derin su kütlesininbulunduğu sanılıyor.
Ganymede, Güneş sisteminin en büyük uydusu. Europa’dakilere pek benzemese de buuydunun yüzeyinde de açık tonlu izler var. Bu izler uzun ve geniş. Büyükolasılıkla kabuğun hareketlerinden kaynaklanıyor. Yüzeyde göktaşı çarpmasısonucu oluşmuş kraterler var. Ancak bu kraterler sanki bir buza sert bircisimle vurulmuş gibi görünüyor. Bu da kabuğun kayayla birlikte önemli miktardabuzdan oluştuğunu gösteriyor. Uydunun kabuğunu altındaysa kalın bir su buzukatmanı bulunuyor.
Callisto adlı uydusu yüzey şekilleri olarak aya’ a benzer.Callisto, yapısı bakımından Ganymede’e benziyor. Ancak, uydunun yüzeyinin çokeskiden şekillendiği belli. Çünkü Callisto, Güneş Sistemindeki en kraterligökcismi. Bu da onun en eski yüzeye sahip olduğunu gösteriyor. Jüpiter’e uzakoluşu, onun hızlı soğumasındaki en büyük etkenlerden biri. Güneş sisteminin en görkemli elemanıdır. Jüpiterde her şey büyüktür. 16 tane uydusu ile küçük bir Güneş Sistemi görünümündedir. Yarıçapı 71.942 km dir. Görüldüğü zaman normal bir dürbünle en parlak uyduları ve kendisi rahatça seçilebilir. Küçük bir çekirdek etrafı tamamen gazdan oluşmuştur. Jüpiter'e bakıldığında 1000 km yüksekliğindeki atmosferindeki bulutlar görülür. Daha ayrıntılı incelemeler gezegen sondaları ile yapılmaktadır.
Jüpiter ilginç olaylara sahne olmaktadır. atmosferindeki dev fırtınalar yüzyıllardır aynı şekilde devam etmekte ve gittikçe büyümektedir. Üzerindeki en belirgin fırtına "Büyük Kırmızı Leke" olarak bilinir. Bu fırtına 40.000 km uzunluğunda 14.000 km genişliğindedir. Jüpiterin uyduları içinde Ganymede 5268 km lik çapı ile merkür ve marstan büyüktür.
Jüpiter 11.86 yılda da Güneş çevresindeki hareketini tamamlar
63 UYDUSU VARDIR
SATÜRN
Güneş sisteminin 2. büyük gezegenidir.
Kendi ekseni etrafında çok hızlı döner.
Halkalı gezegen olarak da bilinir.
Güneşe olan yakınlığı bakımından 6. sıradadır.
Sıcaklığı düşüktür(-145). En belirgin özelliği halkalarının olmasıdır. Yoğunluğu sudan az olan tek gezegendir. Yani uygun bir okyanus bulunup satürn gezegeni içine bırakılacak olsaydı, yüzerdi. Kendi çevresinde 10 saatte, güneş çevresinde 29,5 yılda döner.
Güneş sisteminin 6. gezegenidir .
Güneş sisteminin ikinci büyük gezegenidir.
Güneşe ortalama 1 milyar 427 milyon km uzaklıktadır.
Dünyamızdan yaklaşık 10 kat büyüktür.
Güneş çevresindeki dönüşünü 29.5 yılda tamamlar.
Kendi çevresindeki dönüşünü yaklaşık 10,5 saat’te tamamlar.
Satürn gazlardan oluşmuş bir gezegendir .
Satürn etrafında renkli halkalar bulunur. ( halkalı gezegen )
Satürn’ ün 56 uydusu vardır . Satürn’ün ilginç özelliklerinden biri, yoğunluğunun düşük olması. Bu, büyükoranda gazdan oluşan bir gezegen için çok da beklenmedik bir durum değil. Onuöteki gezegenlerden ayıran öteki gezegenlerin hiçbirinin yoğunluğununyeryüzündeki suyunkinden düşük olmayışı. Ancak, bu durumuna karşın, Satürnkadar büyük ki, kütlesi Dünya’nınkinin yaklaşık 750 katı kadar.
Satürn, gezegenler arasında halkası çok belirgin olan tek gezegen. Halkalar,büyük oranda buz tanelerinden oluşuyor. Halkaları oluşturan parçalarınbüyüklüğü, bir toz tanesinden birkaç metre çaplı parçalara kadar değişiyor.
Satürn’ün halkaları çok geniş bir bandı andırıyor. Bu bandın genişliği 250.000km’yi aşarken, kalınlığı çok az; 1 km’nin altında. Satürn’ün halkaları, gözlegöremeyeceğimiz kadar küçük toz parçalarından kaya parçalarına kadar değişenbüyüklükte göktaşlarından oluşuyor. Bu parçaların çoğunun çapları 1 cm ile 5 metre arasında değişiyor.Halkaların içinde çapları birkaç kilometreyi bulanlar da var. Bunlar, geneldeuydu olarak nitelendiriliyor. Halkaları oluşturan madde, çok büyük oranda buzparçalarından, yani sudan oluşuyor. Parçacıkların geri kalanıysa kayasalmaddelerden oluşuyor. Eğer halkaları oluşturan bütün maddeyi bir arayatoplayabilseydik, oluşacak cismin çapı asteroitlerin bazılarından daha küçük,sadece 100 kmcivarında olurdu.
Satürn'ün uydusu Titan, Güneş Sistemi’ndeki ikinci en büyük uydu. Titan da,Ganymede gibi Merkür’den biraz daha büyük. Titan’ın büyük oranda azottan oluşankalın atmosferinin, Dünya’nın ilk zamanlarındaki atmosferine benzediğidüşünülüyor. Güneş sistemindeki öteki uyduların hiçbirinde böylesine kalın biratmosfer bulunmuyor.
Satürn’ün öteki uyduların bir bölümü, Jüpiter’in Galileo uyduları gibi buzluyapıda. Geriye kalanıysa kayalık görünümde.
Güneş sistemindeki ikinci büyük gezegendir. Satürn'e halkalı gezegende denir. Çığlak gözle görülebilen en uzak gezegdir. Tamamen gazdan oluşmuştur. Hafif gazlardan oluştuğundan yoğunluğu çok küçüktür. Eğer Satürn'ü koyabileceğimiz kadar büyük bir okyanusumuz olsaydı onu bu okyanusta yüzdürebilirdik. Halkalarındaki parçacıklar toz boyutlatından büyük buz bloklarına kadar değişik büyüklüktedir.
Satürn Güneş sisteminde en çok uyduya sahip olan gezegendir. Satürn'ün en büyük uydusu olan Titan merkürden daha büyüktür. Kalın bir atmosfer tabakasına sahip olan Titan'da değişik formlarda canlı olabilmesi ihtimali vardır.
Satürn'ün halkaları büyütme gücü büyük olan bir dürbün ile rahatlıkla seçilebilir. Gezegenin bize göre eğim açısı fazla olduğunda halkalarını görmemiz daha kolay olmaktadır.
URANÜS
Uranüs, diğer tüm gezegenlerden farklı olarak ekvatoru boyunca döner.
Güneşe yakınlık olarak 7. sıradadır.
18 tane uydusu vardır.
Metan gazı içeren atmosferi nedeniyle mavi-yeşil renkli, çok soğuk bir gezegendir(-190° C). Kendi çevresindeki dönüşünü 17 saatte, güneş çevresindeki dönüşünü 84 yılda tamamlar.
Güneş sisteminin 7. gezegenidir .
Güneşe ortalama 2 milyar 900 milyon km uzaklıktadır .
Dünyadan yaklaşık 4 kat daha büyüktür.
Güneş çevresindeki bir dönüşünü 84 yılda tamamlar
Kendi çevresindeki dönüşünü yaklaşık 11 saat te tamamlar .
Küçük bir çekirdeği ve kalın bir atmosferi vardır
Uranüs’ün 5 BÜYÜK 22 KÜÇÜK UYDUSU uydusu vardır
Güneşe dönük yüzünde sıcaklık ortalama - 151 C dir.Uranüs, yörünge düzleminin dönme eksenine dik olmasıyla, öteki gezegenlerdenayrılıyor. Bu da gezegenin bir zamanlar büyük bir gökcismiyle çarpışmasının birsonucu olabilir. Benzer şekilde, öteki gezegenlerin manyetik kutupları dacoğrafi kutuplara yakındır. Ancak, Uranüs’ünkiler 60 derece uzaktadır.
Uranüs’ün halka sistemi, koyu tonlu kaya parçaları ve tozdan oluştuğu için,uzaktan belirgin olarak görülemez. Gezegenin halkalarından 11’i belirgindir.Halkalar, büyük olasılıkla, bir zamanlar burada dolanmakta olan bir uydunun yada uyduların parçalarından oluşur.
Uranüs’ün uyduları, adlarını Güneş Sistemi’nin öteki uyduları gibi Yunanmitolojisinden değil, Shakspeare’in karakterlerinden alıyorlar. Voyager uzayaracı bu gezegenin yakınından geçmeden önce, bu uyduların 5’i biliniyordu.Oberon ve Titania, bu uyduların en büyükleri. Sonra, Ariel, Umbriel ve Mirandageliyor.
5 büyük uydu arasında, gezegene en yakın olanı Miranda, ilginç bir şekle sahip.Uydunun üzerinde, derin yarıklar bulunuyor. Bunun nedeni, bir zamanlar buzlukabuğun kısmen eriyerek altından yüzeye çıkan su olabilir.
Büyük olanlar buzlu yapıdayken,küçükler asteroit benzeri yapıdalar. Küçük uyduları yeryüzünden görmek çok zor.Çünkü, çapları birkaç kilometreyken, yüzeyleri yeni dökülmüş bir asfalttan dahakoyu.
Uranüs 1781 yılında keşfedilmiştir. Uranüs en parlak döneminde çıplak gözle sıradan bir yıldız gibi gözlenir. Uranüs Güneş sisteminde dönme ekseni en garip olan gezegendir. Gezegn kendi ekseni etrafındaki hareketini yuvarlanarak yapar. aynı zamanda uranüsün 5 adet uydusu vardır.
Satürn gibi bir halkaya sahiptir, fakat bu halka çok ince olduğundan iyibir teleskopla ancak gözlenebilmektedir.
uranüste yaşayanlar 84 yılda bir yılbaşı kutlamaktadırlar.
NEPTÜN
Neptün güneşe Plütondan sonraki en uzak gezegendir.
Neptün gezegeninin bilinen iki uydusu bulunmaktadır.
Güneşe uzaklığı bakımından 8. sıradadır.
Güneşten uzak olduğu için sıcaklığı çok düşüktür(-200° C). Kendi çevresindeki dönüşünü 16 saatte, güneş çevresindeki dönüşünü 165 yılda tamamlar.
Güneş sisteminin 8. gezegenidir .
Güneşe ortalama 4 milyar 500 milyon km uzaklıktadır .
Dünyamızdan yaklaşık 4 kat büyüklüktedir .
Güneş çevresindeki dönüşünü 165 yılda tamamlar.
Kendi çevresindeki dönüşünü yaklaşık 15 saat te tamamlar.
Neptün’ ün 13 uydusu vardır.
Güneşe dönük yüzünde sıcaklık ortalama - 173 C dir .
Neptün Güneş sisteminde keşfi en ilginç olan gezegendir. Neptün’ün ilginç bir keşif öyküsü var. Gökbilimci William Herschel, 1781’de,gökyüzü gözlemleri yaparken, önceleri kuyrukluyıldız olduğunu düşündüğü birgökcismi keşfetti. Yapılan gözlemler sonucunda, bu gökcisminin öteki gezegenlergibi yaklaşık dairesel bir yörüngesinin olduğu hesaplandı ve kuyrukluyıldızolmadığı sonucuna varıldı. Bu gezegen, Uranüs’ten başkası değildi. Dikkatligözlemler sonucunda Uranüs’ün yörüngesindeki hareketi sırasında keşfedilenküçük düzensizliklerin, yakınlarındaki bir başka gezegenin kütleçekimininetkisiyle olduğu düşünüldü. Nitekim, aramaların sonucunda, 1846’da, Neptünkeşfedildi. Uranüs’e etki eden gezegen Neptün olmalıydı. Böylece ilk kez,gözlemlere değil, matematiksel hesaplara dayanılarak bir gezegenin varlığıkeşfedilmiş oldu.
Neptün de öteki gaz devleri gibi, küçük ve kayalık bir çekirdeği saran sıvı vegaz karışımından oluşuyor. Gezegenin mavi-yeşil atmosferinde, belirgin birkaçfırtına sistemi dikkati çekiyor. Çapı Dünya’nınkine yakın olan Büyük Kara Leke,Küçük Kara Leke bunların en belirgin olanları.
Neptün’ün bilinen 13 uydusu var. Neptün’ün en büyük uydusu C sıcaklığıyla,Güneş sisteminin bilinen en soğuk uydusu.°olan Triton, -240 Triton’u, Neptün’ün öteki uydularından ayıranen belirgin özelliği, yörüngesinin çok eğik olması ve uydunun bu yörüngede,öteki uyduların tersine hareket etmesi. Bu, onun baştan beri Neptün’ün uydusuolmadığını gösteriyor. Başka bir deyişle Triton, büyük olasılıkla Neptüntarafından sonradan yakalanmış. Uydu, kuyrukluyıldızların yer aldığı KuiperKuşağı’ndan gelmiş olabilir. Bu ilginç özelliği yanında Triton, Neptün’ün ötekiuydularının yanında oldukça büyük kalıyor ve bu sayede bir atmosfere de sahip.Triton’un büyük oranda azottan oluşan atmosferi, yüzeyde Dünya’nınkinin sadece50 000’de biri kadar basınç yaratabilecek kalınlıkta. Atmosfer, azotun yanındadaha az miktarlarda metan ve karbon monoksit içeriyor.Uranüs bulunduktan sonra üzerinde yapılan incemelerde yörüngesinin kararlı olmadığı başka bir cisim tarafından tedirgin edildiği ortaya çıkmıştır. Bu tedirginlik etkisini yaratan gezegenin koordinatları hesaplanarak teleskoplar oraya çevrilmiş ve yıldız olarak katologlara geçen Neptün'ün aslında bir gezegen olduğu anlaşılmıştır. Neptün mavi rengi ile insanı büyüler. Uranüs gibi ince bir halkası vardır. Ancak büyütme oranı iyi teleskoplar ile gözlenebilir.
Neptün'ün yapısındaki en ilginç yanı çevresinde dolanan Triton Uydusunun ters yönde dolanmasıdır.Bir diğer ilginç olay ise Pluton gezegenin arasıra Neptün'ün yörüngesinin içinden geçerek onu en uzak gezegen yapmasıdı
Plüton
Dünya’dan çok uzakta olduğu için ölçülerini saptamak zordur. Yüzeyinde sıcaklığın -200° C’nin altında olduğu sanılmaktadır. Kendi çevresindeki dönüşünü 248 yılda tamamlar. Son dönemlerde plütonun gezegen olmadığı söylenmektedir.
cüce gezegeni Kuiper kuşağının bilinen en büyük gök cismidir. 1930 yılında keşfedildiğinde Güneş Sistemi'nin dokuzuncu gezegeni olarak değerlerdirilmişti, 2006 yılında resmî bir gezegen tanımının kabulünden sonra bu değişmiştir. Plüton'un yörüngesi görece dış merkezlidir. Tutulum düzlemiyle 17 derecelik bir açı yapar ve 29,7 AB'den (Neptün'ün yörüngesi içinde) 49,5 AB'ne kadar uzanır.
Plüton ve bilinen üç doğal uydusu.Plüton'un en büyük uydusu olan 'un gelecekte uydu sınıfında mı kalacağı yoksa cüce gezegen olarak mı sınıflandırılacağı kesinlik kazanmamıştır. Plüton ve Charon yüzeylerinin ötesindeki bir kütle merkezinin etrafındaki yörüngede döner ve bundan dolayı Plüton-Charon bir ikili sistem oluşturur. Daha küçük olan iki doğal uydu Plüton ile Charon'un etrafında döner.Plüton Neptün ile 3:2'lik bir rezonans içinde (Neptün'ün Güneş etrafında her üç dönüşü için Plüton iki kere döner) rezonans kuşağında yer alır. Kuiper kuşağı içinde bu rezonansı paylaşan gök cisimlerine plütinolar deniR
Pluto güneş sisteminin en uzak ve hakkında en az bilgi olan sistemidir. Dev gezegenlerin arkasında kalan bu minnacık gezegen kendisini bizden ısrarla saklamaktadır. Güneşe çok uzak olduğundan çok karanlık gözükmektedir. Kendisinin yarısı büyüklüğünde bir uyduya sahiptir. Hala bir çok bilim adamı bu cismin bir gezegenmi yoksa bir asteoritmi olduğu tartışmaları yapmaktadır. Yörüngesi diğer gezegenlerin dolaştığı düzleme göre çok eğiktir. Dış merkezliği büyük olan yörüngesi sebebi ile bazen Neptün'ün yörüngesi içerisine girebilmektedir.
Güneş sistemi merkezinde yıldız olarak güneş ve çevresinde dönen gök cisimlerinden oluşur.
Gezegenler , asteroitler , kuyruklu yıldızlar ve uydular güneş çevresinde dönen gök cisimleridir.
Güneş Samanyolu galaksisi içinde hareket ederken gezegenler de onunla birlikte uzayda dönerek hareket ederler.
Güneş kütle çekim kuvvetiyle bütün gezegenleri kendine doğru çeker. Bu çekim kuvvetinden dolayı gezegenler güneşin çevresinde belirli bir yörüngede hareket ederler.
Gezegenler güneş çevresinde saat ibresinin teri yönünde hareket ederler.
Gezegenler güneş etrafında elips şeklinde bir yol izler bu yola YÖRÜNGE denir .
Elipsin iki tane odağı bulunduğundan güneş bu odaklardan birinde bulunduğundan güneş elipsin tam orta yerinde bulunmaz.
Gezegenler sönmüş katılaşmış çevresine ısı ve ışık saçamayan ancak güneşten aldıkları ışığı yansıtabilen gök cisimleridir .
Günümüzde bilinen 9 gezegen vardır .
Gezegenlerin güneşten dışa doğru sıralanışı ;Merkür – Venüs – Dünya – Mars – Jüpiter – Satrün – Uranüs – Neptün – Plüton dur .
Güneşe en yakın gezegen Merkür , en uzak gezegen Plüton dur .
Gezegenler hem kendi ekseni etrafında hem de güneş etrafında dönerlerken Samanyolu galaksisinin etrafında da dönmüş olurlar .
Gezegenlerin güneş etrafındaki dönüş hızları farklıdır .
Güneşe yakın olan gezegenlerin dönüş hızı büyük uzak olanların dönüş hızları küçüktür .
Güneş Sistemi; Güneş ve onun çekim etkisi altında kalan sekiz gezegen ile onların bilinen 166 uydusu, beş cüce gezegen (Ceres, Plüton, Eris, Haumea, Makemake) ile onların bilinen altı uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper kuşağı nesneleri, kuyrukluyıldızlar, gök taşları ve gezegenlerarası toz girer.
Güneş Sistemi; Güneş, dört Yer benzeri iç gezegen, küçük, kaya ve metal içerikli asteroitlerden oluşan bir asteroit kuşağı, dört gaz devi dış gezegen, ve Kuiper kuşağı denen buzsu cisimlerden oluşan ikinci bir kuşaktan ibarettir. Kuiper kuşağının ötesinde ise seyrek disk, gündurgun (heliopause) ve en son olarak da varsayımsal Oort bulutu bulunur.
Güneş'ten olan uzaklıklarına göre gezegenler sırasıyla Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Bu sekiz gezegenin altısının çevresinde doğal uydular döner. Ayrıca dış gezegenlerin her birinin toz ve diğer parçacıklardan oluşan halkaları vardır. Dünya dışındaki tüm gezegenler adlarını Yunan ve Roma mitolojisi'nin tanrılarından alır. Beş cüce gezegen ise; Kuiper kuşağında yer alan Plüton, Haumea ve Makemake; asteroit kuşağındaki en büyük cisim olan Ceres ve seyrek diskte yer alan Eris'tir. Eris bilinen en büyük cüce gezegendir.
Asteroitler asıl olarak kaya ve uçucu olmayan minerallerden oluşan küçük, Güneş Sistemi gök cisimleridir.
Ana asteroit kuşağı Mars ile Jüpiter arasında, Güneş'ten 2,3 ile 3,3 AB uzaklıktadır. Güneş Sistemi'nin oluşumundan kaldıkları ve Jüpiter'in kütleçekim gücü nedeniyle biraraya gelip bir gezegen oluşturamadıkları düşünülmektedir.
Asteroitlerin büyüklüğü birkaç yüz kilometreden mikroskobik boyutlara kadar değişmektedir. En büyükleri olan Ceres dışında hepsi Güneş Sistemi küçük gök cismi olarak sınıflandırılır, ancak Vesta, Pallas ve Hygiea gibi bazı asteroitler hidrostatik dengeye ulaştıkları kanıtlanırsa cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırılabilirler.
Asteroit kuşağı içinde çapı bir kilometreyi geçen onbinlerce belki de milyonlarca gök cismi bulunur. Buna rağmen ana asteroit kuşağının toplam kütlesinin Dünya'nın kütlesinin binde birini geçmesi pek olası değildir. Ana kuşak çok yoğun değildir ve uzay sondaları sorunsuz olarak buradan geçebilmektedir. Çapları 10 ile 10−4 m arasında kalan asteroitler gök taşı olarak adlandırılır.
CEres CeresCeres (2,77 AB) asteroit kuşağı içindeki en büyük gök cismidir ve cüce gezegen olarak sınıflandırılmıştır. Çapı 1000 km'nin biraz altındadır, bu da kendi Yer çekiminin küresel bir şekil oluşturabilmesi için yeterlidir. Ceres 19. yüzyılda ilk keşfedildiğinde gezegen olarak düşünülmüş ancak daha sonraları diğer asteroitlerin de ortaya çıkmasıyla 1850'lerde asteroit olarak sınıflanmıştır. 2006 yılında cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırılmıştır.Asteroit gruplarıAna kuşaktaki asteroitler yörünge özelliklerine göre gruplara ve ailelere ayrılır. Asteroit uydular, daha büyük asteroitlerin etrafında dönen asteroitlerdir. Gezegenlerin uyduları kadar belirgin olarak ayrılamazlar, ve bazen etrafında döndükleri asteroit kadar büyük olurlar. Asteroit kuşağında ayrıca Dünya'nın suyunun kaynağı olabilecek ana kuşak kuyruklu yıldızları da bulunur.
Truvalı asteroitler Jüpiter'in Lagrange noktaları olan L4 ve L5 noktalarının (bir gezegenin yörüngesinde kütleçekimsel olarak kararlı bölgeler) her iki yanında yer alır. "Truvalı" terimi ayrıca diğer gezegen ve uyduların Lagrange noktalarında bulunan küçük gök cisimleri içinde kullanılır. Hilda ailesi Jüpiter ile 2:3 yörüngesel rezonans içindedir, yani Jüpiter'in Güneş etrafında dolandığı her iki turda Hilda ailesi asteroitleri üç tur atar.
İç Güneş Sistemi içinde ayrıca birçok başıboş asteroit de bulunur. Bunların yörüngeleri iç gezegenlerin yörüngeleri ile kimi zaman çakışır.
Kuyruklu yıldızlar, yalnızca birkaç kilometre büyüklüğünde olan, asıl olarak uçucu buzlardan oluşan Güneş Sistemi küçük gök cisimleridir. Oldukça fazla dışmerkezli yörüngeleri bulunur. Genellikle günberileri iç gezegenlerin yörüngeleri yakınında, günöteleri de Plüton'un ötesindedir. Bir kuyruklu yıldız iç Güneş Sistemi'ne girdiğinde Güneş'e yakınlığı nedeniyle buzdan yüzeyleri süblimleşerek iyonize olur ve çıplak gözle görülebilen gaz ve tozdan oluşan uzun kuyruklu yıldız saçını (koma) oluşturur.
Kısa periyotlu kuyruklu yıldızlar iki yüz yıldan az süren yörüngelere sahiptir. Uzun periyotlu kuyruklu yıldızların yörüngesi binlerce yıl sürer. Kısa periyotlu kuyruklu yıldızların Kuiper kuşağında, Hale-Bopp kuyruklu yıldızı gibi uzun periyotlu kuyruklu yıldızların da Oort bulutunda doğduklarına inanılır. Kreutz grubu gibi birçok kuyruklu yıldız grubu tek bir ana kuyruklu yıldızın parçalanmasıyla oluşmuştur. Hiperbolik yörüngeye sahip bazı kuyruklu yıldızlar Güneş Sistemi dışından gelmiş olabilir ancak bunların yörüngelerini belirlemek oldukça zordur. Uçucu bileşenlerinin çoğu Güneş'e yaklaştıklarında oluşan ısınma nedeniyle artık tamamen kaybolmuş olan eski kuyruklu yıldızlar sıklıkla asteroit olarak sınıflandırılır.
CentaurlarCentaurlar, Jüpiter ile Neptün arasındaki bölgede yörüngede olan, 9 ile 30 AB uzaklıkta bulunan, buzdan oluşan kuyruklu yıldız benzeri gök cisimleridir. Bilinen en büyük centaur 10199 Chariklo'nun çapı 200 ile 250 km arasındadır. İlk keşfedilen centaur 2060 Chiron kuyruklu yıldız olarak adlandırılmıştır çünkü Güneş'e yaklaştıkça kuyruklu yıldızlar gibi bir kuyruk oluşturur. Bazı gök bilimciler centaurları içeri doğru saçılmış Kuiper kuşağı gök cisimleri olarak sınıflandırır.
Neptün'ün ötesindeki alan ya da "Neptün ötesi bölge", hâlâ büyük oranda keşfedilmemiş durumdadır. En büyüğü Dünya'nın beşte biri kadar bir çapa ve Ay'dan daha küçük bir kütleye sahip, çoğunlukla kaya ile buzdan oluşmuş, oldukça çok sayıda küçük gezegencikten meydana geldiği görünmektedir. Bu bölge bazen Dış Güneş Sistemi olarak ifade edilmekteyse de bazıları bu terimi asteroit kuşağının ötesi için kullanır.
Kuiper kuşağı
Bilinen tüm Kuiper kuşağı gök cisimlerinin dört dış gezegen ile birlikte görüntüsü.Kuiper kuşağı bölgenin ilk oluşumudur ve asteroit kuşağına benzer şekilde büyük bir enkaz halkasıdır ancak büyük ölçüde buzdan oluşmuştur. Güneş'ten 30 ile 50 AB uzaklıktadır. Bu bölgenin kısa periyotlu kuyruklu yıldızların doğduğu yer olduğu düşünülmektedir. Genel olarak küçük Güneş Sistemi cisimlerinden oluşmuştur fakat Quaoar, Varuna, (136108) 2003 EL61, (136472) 2005 FY9 ve Orcus gibi Kuiper kuşağının en büyük cisimleri cüce gezegenler olarak tekrar sınıflandırılabilir. Çapı 50 km'nin üzerinde 100.000'den fazla Kuiper kuşağı gök cismi olduğu tahmin edilmektedir ancak Kuiper kuşağının toplam kütlesinin Dünya'nın kütlesinin onda biri hatta yüzde biri olduğu düşünülmektedir. Birçok Kuiper kuşağı gök cisminin birden fazla doğal uydusu vardır. Çoğunun yörüngesi tutulum çemberinin dışına çıkar.
Rezonant ve klasik Kuiper kuşağını gösteren diyagramKuiper kuşağı kabaca "rezonant" kuşak ve "klasik" kuşak olarak ikiye ayrılabilir. Rezonant kuşak, yörüngesi Neptün'ün yörüngesine bağlı olan gök cisimlerinden oluşur. Örneğin Neptün'ün her üç dönüşü için iki kere dönen ya da her iki dönüşü için bir kere dönen gök cisimleri gibi. Rezonant kuşak aslında Neptün'ün yörüngesi içinde başlar. Klasik kuşakta Neptün ile rezonans hâlinde olmayan gök cisimleri bulunur ve kabaca 39,4 AB ile 47,7 AB arasında yer alır. Klasik Kuiper kuşağının bireyleri ilk keşfedilen üyeleri (15760) 1992 QB1'in isminden ötürü cubewano olarak adlandırılır
Seyrek disk Kuiper kuşağı ile örtüşür ama daha da dışarıya doğru uzanır. Seyrek diskte bulunan gök cisimlerinin Kuiper kuşağından geldiğine inanılır. Bu gök cisimleri Neptün'ün oluşum aşamasındaki dışarı doğru hareketi sırasında meydana gelen kütleçekimsel etkiler sonucunda kararsız yörüngelere saçılmışlardır. Seyrek diskteki gök cisimlerinin çoğunun günberisi Kuiper kuşağı içindedir ama günötesi 150 AB kadar uzaktadır. Bu gök cisimlerinin yörüngeleri tutulum düzlemi ile oldukça eğimlidir ve hatta kimi zaman diktir. Bazı gök bilimciler seyrek diskin Kuiper kuşağının bir bölgesi olarak değerlendirir ve buradaki nesneleri "seyrek Kuiper kuşağı nesneleri" olarak tanımlarlar.
Eris ve doğal uydusu Dysnomia
ErisEris (ortalama 68 AB) bilinen en büyük seyrek disk gök cismidir. Tahmini 2400 km'lik çapıyla Plüton'dan 5% daha büyük olması nedeniyle bir gezegenin nasıl tanımlanacağı konusundaki tartışmaları başlatmıştır. Bilinen cüce gezegenlerin en büyüğüdür. Tek doğal uydusu Dysnomia'dır. Plüton gibi yörüngesi oldukça dış merkezlidir. Günberisi 38,2 AB (kabaca Plüton'un Güneş'ten uzaklığına eş) ve günötesi 97,6 AB'dir.
Daha öte bölgeler
Voyager günkınına (heliosheath) girerken.
Güneş Sistemi'nin bitip yıldızlararası uzayın başladığı nokta tam olarak tanımlanmamıştır, çünkü dış sınırlar iki ayrı kuvvet tarafından, Güneş rüzgârı ve Güneş'in kütleçekimi tarafından şekillenir. Güneş rüzgârının yaklaşık olarak Plüton'un uzaklığının dört katı kadar uzaklıkta yıldızlararası ortama yenik düştüğüne inanılır. Ancak Güneş'in Roche küresinin yani kütleçekimsel etkisinin, etkin menzilinin bin kat daha öteye uzandığına inanılır.
Gündurgun (Heliopause)
Günküre iki ayrı bölgeye ayrılır. Güneş rüzgârı azami hızıyla Plüton'un yörüngesinin üç katı uzaklığa yani yaklaşık 95 AB öteye kadar uzanır. Bu bölgenin kıyısı Güneş rüzgârının yıldızlararası ortamdan gelen rüzgârlarla çarpıştığı noktadır. Burada rüzgâr yavaşlar, yoğunlaşır ve daha türbülanslı hâle gelir. Bir kuyruklu yıldızın kuyruğu gibi görünen ve davranan, günkını diye bilinen büyük oval bir yapı oluşur ve yıldız rüzgârı yönünde 40 AB kadar, aksi yönde de bunun birçok katı kadar uzanır. Günkürenin dış sınırına gündurgun adı verilir. Bu bölge Güneş rüzgârının tamamen sona erdiği ve yıldızlararası uzayın başladığı noktadır.
Günkürenin dış kenarının şekli, hem yıldızlararası ortam ile olan etkileşimlerin akışkanlar dinamiğine göre hem de güneye doğru yönelen Güneş'in manyetik alanıyla belirlenir. Örneğin, kuzey yarıkürede, güney yarıküreye göre 9 AB daha öteye uzanır. Gündurgunun ötesinde yaklaşık 230 AB'nde Güneş'in Samanyolu içinde yol alırken geride bıraktığı plazma dalgası bulunur.
Henüz gündurgunun ötesine hiçbir uzay aracı geçmemiştir bu nedenle de yerel yıldızlararası uzayın koşullarını kesin olarak bilmek mümkün değildir. Günkürenin Güneş Sistemi'ni kozmik ışınlardan nasıl koruduğu tam olarak anlaşılamamıştır. Bunu anlamak için günkürenin ötesine bir görev uçuşu düzenlenmesi önerilmiştir.
Oort bulutu
Sanatçı gözüyle Kuiper kuşağı ve varsayımsal Oort bulutu
Sedna'nın teleskopik görseli.
Varsayımsal Oort bulutu bir trilyon kadar buz gök cisminden oluşan, tüm uzun periyotlu kuyruklu yıldızların doğduğu yer olduğuna inanılan, Güneş Sistemi'ni 50 AB'den çevrelemeye başlayarak kabaca 1 ışık yılı, 50.000 AB uzaklığa kadar yayılan ve 100.000 AB'e kadar (1,8 ışıkyılı) uzanması olası olan büyük bir kütledir. Dış gezegenlerle olan kütleçekimsel etkileşimler sonucunda iç Güneş Sistemi'nden dışarı doğru atılmış gök cisimlerinden oluştuğuna inanılır. Oort bulutu gök cisimleri çok yavaş hareket eder ve çarpışmalar, geçen bir yıldızın kütleçekimsel etkileri ya da galaktik gelgit gibi sık rastlanmayan olaylardan etkilenir.
Sedna ve İç Oort bulutu90377 Sedna büyük, Plüton benzeri kızılımsı bir gök cismidir. Çok büyük bir ekliptik yörüngesi vardır, günberisi 76 AB'den başlar ve günötesi 928 AB'den geçer, dönüşü 12.050 yıl sürer. Gök cismini 2003 yılında bulan Mike Brown, Sedna'nın ne seyrek diskin ne de Kuiper kuşağının bir parçası olamayacağını, çünkü günberisinin Neptün'ün dışarı doğru hareketinden etkilenemeyecek kadar uzakta olduğunu belirtir. Onunla birlikte bazı gök bilimciler, 45 AB'lik günberi, 415 AB'lik günöte ve 3420 yıllık yörünge periyoduna sahip olan 2000 CR105 gök cismiyle birlikte Sedna'nın ayrı bir sınıflandırmaya ait olabileceğini düşünmektedir. Brown bu yeni sınıflandırmayı "İç Oort bulutu" olarak tanımlar. Her ne kadar Güneş'e yakın olsa da Oort bulutunun oluşumuna benzer bir süreç ile oluşmuş olabileceği düşünülmektedir.
Sınırlar
Güneş Sistemi'mizin çoğu hâlâ bilinmemektedir. Güneş'in kütleçekim alanının yaklaşık iki ışık yılı (125.000 AB) uzaklığa kadar olan çevredeki yıldızların kütleçekim kuvvetlerine baskın çıktığı tahmin edilmektedir. Buna karşın Oort bulutunun dış kısmı 50.000 AB'nin ötesine geçemez. Sedna gibi buluşlara rağmen, Kuiper kuşağı ile Oort bulutu arasındaki onbinlerce AB yarıçaplı alanın hemen hemen hiç haritası çıkarılamamıştır. Aynı zamanda Merkür ile Güneş arasındaki bölge hakkında da çalışmalar devam etmektedir. Güneş Sistemi'nin haritalanmamış bölgelerinde yeni gök cisimleri hâlâ keşfedilebilir.
Samanyolu içindeki yeri
Güneş Sisteminin gök adamız içinde yeri
Güneş Sistemi, yaklaşık 100.000 ışık yılı çapında olan ve içinde 200 milyar civarında yıldız barındıran Samanyolu gök adasında yer alır. Güneşimiz Samanyolu’nun Orion kolu diye bilinen dış spiral kollarından birinin içindedir. Güneş’in gök ada merkezinden uzaklığı yaklaşık 25.000 ile 28.000 ışık yılı arasındadır ve gök ada içinde hızı yaklaşık 220 km/s’dir, öyle ki tam bir turu her 225–250 milyon yılda bir atmaktadır. Bu tur Güneş Sistemi'nin gök adasal yılı olarak bilinir.
Güneş Sistemi’nin gök ada içindeki konumu, Dünya üzerinde yaşamın oluşmasında büyük olasılıkla etken olmuştur. Yörüngesi hemen hemen daireseldir ve kabaca spiral kollarla aynı hıza sahiptir, yani çok nadiren spiral kolların içinden geçer. Spiral kollar potansiyel olarak tehlikeli olan süpernovaların daha yoğun olarak bulunduğu bir bölge olduğu için, bu özellik Dünya üzerinde yaşamın oluşabilmesi için çok uzun süreli yıldızlararası kararlılık periyotları sağlamıştır. Güneş Sistemi aynı zamanda gök ada merkezinin yıldızlarla dolu ortamından da uzaktadır. Merkezde, yakındaki yıldızlardan gelen kütleçekimsel etkiler Oort bulutunda bulunan gök cisimlerini rahatsız edebilir ve iç Güneş Sistemi'ne birçok kuyruklu yıldız gönderebilirdi. Bu da Dünya üzerindeki yaşamı sona erdirecek potansiyeli olan çarpışmalara neden olabilirdi. Gök ada merkezinin yoğun ışıması da karmaşık yaşamın gelişmesini engelleyebilirdi. Bazı bilimadamlarının görüşüne göre, Güneş Sistemi’nin şimdiki konumunda bile, yakın geçmişte oluşmuş süpernovalar radyoaktif toz tanecikleri ve kuyruklu yıldız benzeri gök cisimlerini Güneş’e doğru göndermek suretiyle, son 35.000 yıl içinde Dünya’daki yaşamı ters yönde etkileyebilirlerdi
Yakın çevre
Sanatçı gözüyle Yerel Kabarcık
Güneş Sistemi’nin gök adadaki yakın çevresi, Yerel Yıldızlararası Bulut olarak bilinir, Yerel kabarcık içerisindeki yaklaşık 30 ışık yılı genişliğinde yoğun bir bulut alanıdır. Yerel Kabarcık, yıldızlararası ortam içinde bulunan, kum saati şeklinde ve yaklaşık 300 ışık yılı genişliğinde bir boşluktur. Kabarcık yakın geçmişte oluşmuş çeşitli süpernovaların ürünü olan yüksek sıcaklıkta plazma ile kaplanmıştır.
Güneş’in yıldızlararası uzayda izlediği yol üzerindeki doruk noktası Lyra takımyıldızının en parlak yıldızı olan Vega’nın bulunduğu yöndedir.
Güneş’e on ışık yılı (95 trilyon km) yakınlıktaki alanda nisbeten az yıldız bulunur. En yakını 4,4 ışık yılı uzaklıkta bulunan üçlü yıldız sistemi Alpha Centauri’dir. Alpha Centauri A ve Alpha Centauri B Güneş benzeri, birbirine yakın bir çift yıldızdır. Aynı zamanda Proxima Centauri olarak da bilinen küçük kızıl cüce Alpha Centauri C bu çift yıldıza 0,2 ışık yılı uzaklıktaki yörüngede döner. Bunlardan sonra 5,9 ışık yılı uzaklıkta kızıl cüce Barnard Yıldızı, 7,8 ışık yılı uzaklıkta kızıl cüce Wolf 359 ve 8,3 ışık yılı uzaklıkta kızıl cüce Lalande 21185 yer alır. On ışık yılı yakınlıkta bulunan en büyük yıldız, Güneş’in iki katı kütleye sahip parlak bir anakol yıldızı olan Sirius’dur. Bu yıldızın yörüngesinde Sirius B denen beyaz cüce döner. Sirius 8,6 ışık yılı uzaklıktadır. On ışık yılı içinde bulunan diğer yıldız sistemleri 8,7 ışık yılı uzaklıktaki ikili kızıl cüce sistemi Luyten 726-8 ve 9,7 ışık yılı uzaklıkta yer alan tekil kızıl cüce Ross 154’tür Güneş’e benzer en yakın tekil yıldız 11,9 ışık yılı uzakta bulunan Tau Ceti’dir. Kütlesi Güneş’in kütlesinin yüzde seksenidir ancak parlaklığı yalnızca yüzde altmışı kadardır. Güneş’e en yakın gezegen sistemine sahip yıldız sistemi, 10,5 ışık yılı uzakta yer alan ve Güneş’ten daha az parlak ve daha çok kızıl olan Epsilon Eridani yıldız sistemidir. Varlığı kanıtlanan tek gezegeni Epsilon Eridani b’nin kütlesi kabaca Jüpiter’in 1,5 katıdır ve yıldızının çevresinde her 6,9 yılda bir tur atar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
https://twitter.com/kanaryamfenerli