5 Ağustos 2014 Salı
SEYYİD ŞERİF EHLİ BEYT
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Peygamber Efendimizin 38. Torunu vardır.
Seyyid (Arapça:سيد),Arapça’da “sâde” fiilinin masdarlarından biri “siyâdet”tir. Bu fiil “büyük oldu”, “şerefli oldu”, “kavmine ve başkalarına seyyid oldu” anlamlarına gelir. İslam peygamberi Muhammed Mustafa'nın kızı Fatıma'dan olan torunları Hasan, Hüseyin, Zeynep, Rukiyye ve Ümmü Gülsüm'ün soyundan olduğu inanılanlar genel olarak bu adla anılır. Hanımlar için Seyyide sıfatı kullanılır.
Sünniler arasında Hüseyin'in soyundan gelen Hüseyniler'e Seyyid, Hasan'ın soyu'ndan gelen Hasaniler'e Şerif denir. İran'da Seyyid kökenli aileler Mir ya da Mirza olarak da anılır.
Osmanlılar zamanında Şerif ve Seyyid ailelerin birliğini Nakibu'l-Eşraflık Kurumu sağlardı. Peygamber soyundan gelmekle beraber onun inanç sistemine bağlı olmayan kişiler Ehli Beyt'ten sayılmazlar. Seyyidler Fatıma'nın kocasına nisbetle Aleviler olarak da adlandırılsada, bu başlık çeşitli karışıklıklara sebeb olduğu için bu manada pek kullanılmaz.
Ali'nin, Fatıma'nın vefatından sonra yaptığı evlilikten doğan çocukları genetik olarak Alevi olmakla beraber, Fatimi olmadıkları için Seyyid veya Şerif değildirler. Ayrıca Alevi kelimesi genetik anlamı dışında Ali taraftarı olanlar içinde kullanılmakta olduğundan, her zaman Seyyidlik'le örtüşmez.
z. Peygamber'in [s.a.v], "Hasan [r.aj ve Hüseyin [r.a]cennet ehlinin gençlerinin iki seyyididirler"buyurması ve onları seyyidler olarak vasıflandır- masr, müslümanlarca, onların ve onların soyundan gelenlerin seyyid olarak isimlendirilmelerine sebep olmuştur.Hz. Hasan [r.a] ve Hz. Hüseyin'in [r.a] her ikisi ve onların çocukları için "seyyid" ifadesi kullanılmaktaydı. Ancak Abbâsîler'den itibaren Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere "seyyid", Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere de "şerif denilmeye başlandı. Kız çocuklarına da "seyyide" ve "şerife" dendi. Ayrıca Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere "Hasenî", Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere de "Hüseynî" denildi.Hz. Hasan [r.a] ve Hz. Hüseyin'in [r.a] her ikisi ve onların çocukları için "seyyid" ifadesi kullanılmaktaydı. Ancak Abbâsîler'den itibaren Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere "seyyid", Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere de "şerif denilmeye başlandı. Kız çocuklarına da "seyyide" ve "şerife" dendi. Ayrıca Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere "Hasenî", Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere de "Hüseynî" denildi.
Biri seyyid, biri şerif ana babaya sahip olan çocuğa “Seyyid Şerif” ünvanı verilir.Seyyidetü’n- Nisa (Kadınların Efendisi) Hazreti Fatma için kullanılan bir ünvandır.Nakîbüleşrafın konağı aynı zamanda resmî dairesi sayılırdı. Osmanlılar'da nakîbüleşraftan sonra şerif ve seyyidlerin en büyük âmirine "alemdar" denirdi.Padişah sefere gittiğine, nakip efendi, beraberinde seyyid ve şerîfleri de götürürdü. Sefer sırasında nakibüleşraf Sancak-ı şerîfin dibinde yürürdü. Savaş sırasında seyyid ve şerîfler Sancak-ı şerîf altında tekbir ve salavat-ı şerîfe getirirlerdi.
Seyyidler
Zeynel Abidin
Muhammed Bakır
Cafer-i Sadık
Musa Kazım
Ali Rıza
Muhammed Taki
Ali Naki
Hasan el-Askeri
Muhammed Mehdi
Seyyid Bucak
Şerif
Ehli beyt
Şerif, İslam peygamberi Muhammed'in kızı Fatıma'nın büyük oğlu Hasan’dan gelen soya denir. Hasan'ın kardeşi Hüseyin'den gelen soya ise Seyyid denmektedir.
Abbâsilerden itibâren İslam devletlerinde şeriflerin ve seyyidlerin kaydı tutulmuştur. Osmanlı Devleti zamanında ise bu iş kurumsallaştırılmış ve bu iş için Nakîbü’l eşrâflık müessesesi kurulmuştur. Bu kurumun görevi Ehli Beytin kaydını tutup sahte şerif ve seyyidlerin ortaya çıkmasını önlemekti.
“şerefli olan” demektir. Şerif ünvanı ayırt etmek amaçlı kullanılır ise Hazreti Hasan’ın soyundan gelenleri ifade eder.Yıldırım Bayezid döneminde kurulduğu belirtilmektedir. Bu vazifeye ilk tayin edilen şahıs ise, Hazreti Hüseyin’in soyundan olan ve Bağdadî ismiyle maruf Seyyid Ali Natta’dır. Bu kişi, Bayezid döneminde Bağdat’tan Bursa’ya hicret etmiş ve Nakibü’l-Eşraf tayin edilmiştir. Daha o zaman Seyyid ve Şeriflerin ön planda bulunduğu, Yıldırım Bayezid’in damadının Emir Sultan –ki o da Seyyid’tir- olması hasebiyle önem taşımaktadır.Osmanlı ülkesinde Sâdât’ın soy kütükleri Nakib Efendi Ceridesi’ne kaydediliyor, te’dibi lazım gelen seyyid ve şerifler, der-dest edilip Nikabet Dairesi’ne gönderiliyor.
Nakibü’l-Eşrafların (Seyyidlerin Reisi) teşrifatta ön plana çıktığı en önemli yerlerden biri padişahların cülus, yani tahta oturma merasimleri idi. Kılıç kuşanma töreninde seyyidlerin büyüklerinin ve Nakib’in bulunması Yıldırım Bayezid dönemine kadar uzanan bir gelenektir. II. Murad Han’a, Emir Sultan hazretleri kılıç kuşandırmıştır. Diğer Nakibü’l-Eşraf tarafından kılıç kuşanan padişahları ise şu şekilde sıralamak mümkündür:
1- III. Ahmed Han
2- I. Mahmud Han
3- III. Mustafa Han
4- I. Abdülhamid Han
5- II. Mahmud Han
"Biz, Abdulmuttalib'in çocukları cennet ehlinin seyyidleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Hz. Mehdi" (İbn Mace, Fiten, 34)
Hz. Hasan (ra)’nın ve Hz. Hüseyin (ra)’in şehit edilmelerinden sonra, seyyidlerin göç hareketleri iyice hız kazanmıştır.
Göçler, o zamanki İslam Devleti’nin sınır bölgeleri olan Mağrib (Fas), Kafkasya, Maveraünnehir, Horasan, Taberistan, Yemen gibi yerlere olmuştur. Bu seyyid göçleri neticesinde Fas’ta İdrisiler, Yemen’de Süleymaniler, İran’da Zeydiler gibi pek çok hanedanlık kurulmuştur.
Pek çok seyyid, Moğol ve Türk devletlerine sığınmış, buralardaki yerel halk ile kaynaşmıştır. Hatta kimi zaman, Kafkasya’da kurulan Nogay Hanlığı’nda olduğu gibi devletin kurucuları arasında dahi yer almışlardır.Türkiyede Ankara, Siirt, Şanlıurfa, Erzurum, Elazığ, Erzincan, Adana, Iğdır gibi şehirlerde daha yoğun olarak yaşamaktadırlar. Özellikle Osmanlı-Rus Savaşları ve Rus-Kafkas Savaşları sırasında Anadolu’ya göç eden çok sayıda Kafkasyalı’nın arasında bir çok seyyid de bulunmaktadır. Bu seyyidler daha ziyade İç Anadolu Bölgesi’ne yerleştirilmişlerdir.Müteseyyid (sahte seyyid) olarak adlandırılan bu kişilerin sayıları hızla artınca, Devlet-i Ali Osmaniye’nin vergi kaynaklarında meydana gelen ciddi azalmanın önüne geçmek ve seyyidlik makamının namını korumak için bazı önlemler alınmıştır.
Büyük İslam alimleri Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-1780) ve Abdülkadir Geylani Hazretleri (1078-1166) de anne tarafından seyyiddirler.
Nakîbül-eşrâf adı verilen kişi, bu soydan gelenler arasından seçilir ve Hz. Peygamber (s.a.s) neslinden gelenlerin işlerine bakar, neseplerini kaydeder, doğumlarını ve ölümlerini deftere geçirir, gelişigüzel mesleklere girmelerine engel olur, fey ve ganimetlerden kendilerine ait. paylarını alıp aralarında dağıtır, hanımların denkleri olmayan erkeklerle evlenmelerine mani olurdu. Bu açıdan nakîbül-eşrâf, Peygamber (s.a.s) hanedanı mensuplarının umumi bir vasisi hükmünde idi (Mehmet Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, II, 647).Abbasi halifesi Harun er-Reşid ile oğlu Me'mun dönemlerinde seyyid ve şerifler yeşil sarık sarıp yeşil cübbe giyerlerdi. Ancak bir süre sonra bu usûl terkedilmiş olduğundan halk içinde farkedilmez olmuşlardı. Mısır'da Türk Memluk sultanlarından Melik Eşref Şaban (773-1371) zamanında şeritlerin başlarına yeşil bir alâmet sarmaları emrolunmuştur. Bu yeşil alâmet Osmanlı döneminde de bu kişilerin özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlılar, seyyidlere "emir", başlarına sardıkları yeşil sarığa da "emir sarığı" derlerdi. Hz. Peygamber (s.a.s) soyundan gelen kadınlar da başlarına yeşil bir alâmet takıyorlardı. Şerif ve seyyidler her zaman yeşil sarıkla gezmeye mecburdu, ancak bunlardan biri şeyhülislâm olacak olursa o zaman şeyhülislâmlara mahsus beyaz sarık sarardı (İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, Ankara 1984, s. 163).
Osmanlı Devletinde nakîbül-eşrâflık makamı, Ramazan 802/Mayıs 1400'de Sultan Yıldırım Bayezid döneminde tesis edilmiş ve Emir Buhari talebelerinden Bağdatlı Seyyid Ali Nita' b. Muhammed adında biri, Anadolu'daki seyyid ve şeriflere nâzır tayin edilerek, kendisine aynı padişah tarafından Bursa'da yaptırılmış olan Ebu İshak Kâzerûnî Zaviyesi'nin tevliyeti verilmiştir (Nevîzâde Atâî, Hadâikul-Hakâik, İstanbul 1268, s. 176; H. Adnan Erzi, "Bursa'da İshakî Dervişlerine Mahsus Zâviyenin Vakfiyesi ", Vakıflar Dergisi, II, 424).Ankara Savaşı'nda esir edilen Seyyîd Nita', kısa bir süre sonra serbest bırakılmış ve haccını eda ettikten sonra II. Murad zamanında Bursa'ya gelerek eski görevine dönmüştür. Vefatından sonra oğlu Seyyid Zeynelabidin, seyyid ve şeriflere nâzır olmuştur. Zeynelabidin'in ölümünden sonra Fatih Sultan Mehmed, bu makamı ortadan kaldırmışsa da, sonraları seyyidlik iddiasında bulunan bazı kişiler türediği için, bu konu tekrar ele alınarak bazı yeni düzenlemelere gidilmiştir.
Sultan II. Bayezid döneminde, padişahın hocası Seyyid Abdullah oğlu Seyyid Mahmud, 900/1494te şerif ve seyyid teşkilâtının başına getirilmişti. Seyyid Mahmud, Arap ülkelerinde seyyid ve şeriflere nezaret eden kişiye "nakîbül-eşrâf" denildiğini görmüş ve bu durumu hükümete intikal ettirerek kendisine bu ünvanın verilmesini talep etmişti (Atâî, a.g.e., s.176). Bunun üzerine sözkonusu ünvan kendisine verilmiştir. Nakîbül-eşrâflık makamı, Osmanlı saltanatının ilgâsına kadar devam etmiştir.
"Şecere-i tayyibe" adı verilen bu defterlerde her seyyid veya şerifin ismi, hüviyeti, silsilesi, evlâdı, ahvâli ve ikâmetgâhına dair bilgiler bulunur. deftere kaydedildikleri gibi ellerine de "temessük" adı verilen tanıtıcı bir belge (hüviyet cüzdanı) veriliyordu. Nitekim, H. 976 senesi Receb ayının başlarında (1568 Aralık sonu) Defterdar Ahmed Çelebi'...nakîb kelimesi, tekkelerde şeyh vekili makamında bulunan sülûkü ilerlemiş dervişler hakkında da kullanılmaktaydı. Rifâî, Sa'dî ve Bedevî tarikatlarında sülûklerini ilerletmelerine rağmen "nukebâ" derecesine ulaşamamış dervişlere "nakîb" denilmekteydi (Pakalın, a.g.e., II, 648). Ayrıca bu kelime ile ilgili olarak, "nakîb-i imâret" terimine vakfiyelerde karşılaşılmaktadır. Burada kelime, imaret şeyhinin yardımcısı anlamına gelir.Mefail HIZLI
Ehli Beyt (Arapça: أهل البيت), bir İslam dini terimi. Ev halkı anlamına gelen Ehli Beyt sözcüğü İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisini tanımlamak için kullanılır.Ehli Beyt deki, ehl ile ahali aynı köktendir. Kişiler demektir. Beyt ise ev demektir. Yani ev ahalisi manasına gelir. İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisi için kullanılan bir terimdir. Ehli Beyt deyimi Kuran'da da geçer.Ehli beyt'ten olmak İslam toplumunda özel bir statü ve seçkinlik anlamına geldiği gibi Şii İslam toplumunda kendilerine özel bir gelir tahsis edilmiştir.
Sünniler ehli beyti genel olarak peygamberin hanımları, çocukları ve torunlarından oluşan, saygı duyulan bir topluluk olarak ele alırlar. Şiilikte ise bu toplum halifelik, yönetim hakları, görüşlerinin eleştirilemezliği, masum oluşları, dünya ve ahiretteki statüleri ve yer yer insanüstü özellikler barındıran mistik yönleriyle bir üst katman şeklinde değerlendirilirler.
Sünnilik ile şiilik arasında bir anlayış farkı da bu kavramın kapsamı ile ilgilidir. sünnilikte kesin hatlarla çerçevesi çizilmeyen bu kavram şiilere göre Ali, Fatıma Zehra, Hasan ve Hüseyin'[1] ve onların soyundan gelen 12 imamları kapsar. 12 İmam:
Ali bin Ebu Talib (Ebu Talip Oğlu Ali)
Hasan bin Ali (Şerifan) (Ali Oğlu Hasan)
Hüseyin bin Ali (Seyyidan) (Ali Oğlu Hüseyin)
Zeynel Abidin (Hüseyin Oğlu Zeynel)
Muhammed el-Bakır (Ali Oğlu Muhammed)
Cafer-i Sadık (Muhammed oğlu Cafer)
Musa-i Kazım (Cafer Oğlu Musa)
Ali Rıza (Musa Oğlu Ali)
Muhammed Taki (Ali Oğlu Muhammed)
Ali Naki (Muhammed oğlu Ali)
Hasan-ul Askeri (Ali Oğlu Hasan)
Muhammed Mehdi (Hasan oğlu Muhammed)
Ehli Beyt
1
14 Masum-u Pak
A
Abbas bin Abdulmuttalib
Abd Menâf bin Kusayy
Aişe
Ali Naki
Amine
C
Cafer bin Ebu Talib
Cüveyriye bint-i Haris
E
Ebu Talib bin Abdulmuttalib
El-Askeri Camii
Esed bin Haşim
F
Fatıma
Fatıma bint Esed
H
Hafsa bint Ömer bin Hattab
Hasan bin Zeyd'ül-Alevi
Hasan el-Askerî
Haşim bin Abdimenaf
Hatice bint Hüveylid
Hüseyin bin Ali
K
Kilâb ibn-i Mûrrah
Kusay bin Kilab
M
Meymûne bint-i Haris
Muhammed
Muhammed el-Bakır
Muhammed Mehdi
Mâriye el-Kıbtiyye
Mûrrah ibn-i Kâ’b
O
On Dört Masum
On yedi kemerbest
R
Reyhâne bint-i Zeyd
Rukiyye binti Muhammed
S
Safiyye bint-i Huyey bin Ahtab
Selma bint Amr
Sevde bint-i Zem'a
Seyyid
T
Tathir Ayeti
Teberru
Tevella
V
Varaka bin Nevfel
Y
Yahya bin Ömer
Z
Zeyneb bint Ali
Zeyneb bint-i Cahş
Zeyneb bint-i Muhammed
Zeyneb binti Huzeyme
Zülfikar
Ü
Ümmü Eymen
Ümmü Gülsüm binti Muhammed
Ümmü Habibe Remle bint-i Ebî Süfyan
Ümmü Seleme
İ
İfk Olayı
İmam Ali Türbesi
http://books.google.com.tr/books?id=QeXRIt1irR8C&pg=PA62&lpg=PA62&dq=osmanl%C4%B1+da+seyyid&source=bl&ots=YT6KR_gy_S&sig=p4E8H_zh_-Mq2mHlTiBo_FGtSFE&hl=tr&sa=X&ei=KvmSU-zmN8fE4gTC2oGACw&ved=0CDIQ6AEwAjgK#v=onepage&q=osmanl%C4%B1%20da%20seyyid&f=false
A
Abbas bin Ali
Abdullah bin Revaha
Adak kurbanı
Adil
Adnaniler
Afrika'da İslam
Afüv
Ahbârilik
Akide (din)
Aklîleşme
Amentü
Arfaja al-Bariqi
Aruba'da İslam
Ashab-ı suffa
Aslî deliller
Asr-ı Saadet
Atâ bin Ebu Rebah
Ayetullah
Azrail
Azîm (İslam)
B
Baliğ
Barla Lahikası
Bayramilik
Berr
Berzah (İslam)
Beşaret
Bi'ri Maune
Bi'ri Rûme
Bi'set
Biat
Bid'at
Buhurilik
Bulgaristan'da İslam
Burak
Busiri
Bâis
Bâki Mezarlığı
Bâkî (İslam)
Bâri'
Bâsit (İslam)
Bâtın (İslam)
Büyük Ayetullahlar listesi
Büyük İslam İlmihali
C
Cafer bin Ebu Talib
Cebbâr
Cebrâîl
Celîl
Cem (Ehl-i Hakk)
Cenaze namazı
Cerh ve Ta'dil
Cevşen
Cibril Hadisi
Cocos Adaları'nda İslam
Cuma namazı
Cümle kapısı
Cüveyriye bint-i Haris
Cüz
D
Dabbe'tül Arz
Darülkurra
Dathin Muharebesi
Davud-i Taî
Davudî İsmailîlik
Deccal
Devir
Devir kuramı
Dirayet tefsiri
Divanî
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği
Muhammed Abdullah Draz
Dâru'n-Nedve
Dîn
Dört Halife
E
Ebtah
Ebu Nuaym
Ecel
Edep
Ef'âl-i mükellefîn
Ehl-i kitap
Ehli Beyt
El-Fıkh-ul-Ekber
El-Fıkhu'l-Ekber
El-Âlim ve'l-Müteallim
En-el Hak
Ensar
Er-Risale (Ebu Hanife)
Erbain
Evvel (İslam)
Ezan
F
Fakıdağı, Çekerek
Farkad Sabahi
Fer'î deliller
Fettâh
Fıkıh
Fil Yılı
Finlandiya'da İslam
Fitre
G
Ganimet
Gayb
Gaza
Gazi (din)
Gazve
Gıybet
H
Habib-i Acemî
Habîr
Hacamat
Hacerü'l-Esved
Hadis hâfızı
Hafsa bint Ömer bin Hattab
Hakem (İslam)
Hakikat Kapısı
Hakk (İslam)
Halvetiyye
Hamîd (İslam)
Hanbeli mezhebi
Hanif
Harut ve Marut
Hasan-ı Basri
Hasîb
Hatme
Hayber Muharebesi
Hayrat (İslam)
Hayy
Hazrec
Helal
Hicr-i ismail
Hicri Yılbaşı
Hidayet
Hılful Fudul
Hudeybiye Antlaşması
Hudhayfah Ibn Mihsan al-Bariqi
Hums (İslam)
Huri
Hutbe
Hutbe-i Şamiye
Hâdî
Hünkar mahfili
Hüzün Senesi
I
İsviçre'de İslam
K
Kadem-i şerif
Kadirîlik
Kahhâr
Karmatîlik
Kefen
Kerahat vakti
Kerîm (İslam)
Kevser
Keysanilik
Kıraat-ı Aşere
Kıtmir
Kıyas
Kur'an hâfızı
Kuran kursları
Kureyş
Kutsal Emanetler
Kutsal Topraklar
Küfi
Kütüb-i Erbaa
Kütüb-i Sitte
Kābid
Kādir (İslam)
L
Laos'ta İslam
Lemalar
Lifafe
Lut Kavmi
M
Mahdum-ı Azam
Mahrem
Mahşer
Malta'da İslam
Marifetullah
Maruf Kerhi
Masiva
Mağribî
Maşallah
Medine Sözleşmesi
Mehdi
Mekruh
Mektubat (Said Nursî)
Mektûbât (Mevlânâ)
Mele (dinî unvan)
Memlûkler
Mendub
Mescid-i Aksa
Mescid-i Arîş
Mescid-i B'iri Ravhâ
Mescid-i Cuma
Mescid-i Haram
Mescid-i Kıbleteyn
Mescid-i Kubâ
Mesih
Mesihcilik
Mesâlih-i mürsele
Metîn (İslam)
Mevlid Kandili
Mevlânâ (unvan)
Mevzu
Meymuniye
Meymûne bint-i Haris
Mikâil
Mina, Mekke
*
► Din adamları
B
► Bahai
► Budizm
D
► Dinsizlik
H
► Hinduizm
► Hristiyanlık )
M
► Mitoloji
P
► Paganizm
Y
► Yahudilik
► Dini yapı
İ
► İslam
Adlivun
Adur aduran
Aforoz
Agasha Bilgelik Kilisesi
Ahiret
Ahlaki teoloji
Akosmizm
Alazlama
Angeloloji
Anikonizm
Antropoteizm
Arnavutluk'ta din
Avesta
Azazil
Azda
B
Babailik
Balbal
Batıl
Binyılcılık
Brahmanizm
C
Câlût
D
Deccal
Demonoloji
Deus otiosus
Din adamı
Din felsefesi
Din özgürlüğü
Dine hakaret
Dini komünizm
Dinler tarihi
Dinî kozmoloji
Dua
Duoteizm
Düalizm
E
Ehrimen
Ekankar
Erkek sünneti
Esin
Eskatoloji
F
Fatımanın Eli
Flamen Dialis
G
Gatalar
Gerin oil
Ginza Rabba
Guru Granth Sahib
Günah
H
Harae
Helenizm (çağdaş)
Henoteizm
Heterodoks
Hilomorfizm
Hipsistariler
Hrislam
Hu
Hâle
Hüddam
K
Kami (Şintoizm)
Karesi Türbesi
Kitab-ı Akdes
Kitab-ı İkan
Kitonik
Kitâb el-Mecmû
Kıyamet-ul Kıyamet
Kopimizm Kilisesi
Kutsal
Kutsal metin
Kutsal Topraklar
Kült
L
Laliş
M
Menerik
Metodizm
Metriksizm
Mezar
Mezarlık
Mezhep
Misyonerlik
Monizm
Monolatrizm
Mucize
N
Nihon Shoki
Nuh'un gemisi
O
Orişa
Osmanlı İmparatorluğu'nda din
P
Panendeizm
Panteizm
Panteon
Parsiler
Polideizm
Pontifex Maximus
Pontifler koleji
Putperestlik
S
Sabiilik
Sahte peygamber
Scientology
Scientoloji Kilisesi
Sekanova
Soteriyoloji
Spiritüalizm
Sunak
Sütre
T
Tamag
Tanrı'nın varlığı
Tao (Taoizm)
Tarikat
Tek Boynuzlu Görünmez Pembe At
Tektanrıcılık
Tekâmül
Teleojik yaklaşım
Teopanizm
Tespih
Teşup
Totemizm
Tüm
V
Vahiy
Vuslat
Y
Yaşmak
Yehova'nın Şahitleri
Yemîn
Yeni dini hareketler
Z
Zurvanizm
Â
Âyin
Ç
Çarmıh
Çendoizm
Çoktanrıcılık
Ü
Üniteryen Üniversalizm
İ
İbrahim
İbrani tanrıçaları
İdol
İhlas (terim)
Ş
Şaman
Şehit
Şer
Şeytani İncil
Şinto
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
https://twitter.com/kanaryamfenerli