5 Ağustos 2014 Salı
SEYYİD ŞERİF EHLİ BEYT
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Peygamber Efendimizin 38. Torunu vardır.
Seyyid (Arapça:سيد),Arapça’da “sâde” fiilinin masdarlarından biri “siyâdet”tir. Bu fiil “büyük oldu”, “şerefli oldu”, “kavmine ve başkalarına seyyid oldu” anlamlarına gelir. İslam peygamberi Muhammed Mustafa'nın kızı Fatıma'dan olan torunları Hasan, Hüseyin, Zeynep, Rukiyye ve Ümmü Gülsüm'ün soyundan olduğu inanılanlar genel olarak bu adla anılır. Hanımlar için Seyyide sıfatı kullanılır.
Sünniler arasında Hüseyin'in soyundan gelen Hüseyniler'e Seyyid, Hasan'ın soyu'ndan gelen Hasaniler'e Şerif denir. İran'da Seyyid kökenli aileler Mir ya da Mirza olarak da anılır.
Osmanlılar zamanında Şerif ve Seyyid ailelerin birliğini Nakibu'l-Eşraflık Kurumu sağlardı. Peygamber soyundan gelmekle beraber onun inanç sistemine bağlı olmayan kişiler Ehli Beyt'ten sayılmazlar. Seyyidler Fatıma'nın kocasına nisbetle Aleviler olarak da adlandırılsada, bu başlık çeşitli karışıklıklara sebeb olduğu için bu manada pek kullanılmaz.
Ali'nin, Fatıma'nın vefatından sonra yaptığı evlilikten doğan çocukları genetik olarak Alevi olmakla beraber, Fatimi olmadıkları için Seyyid veya Şerif değildirler. Ayrıca Alevi kelimesi genetik anlamı dışında Ali taraftarı olanlar içinde kullanılmakta olduğundan, her zaman Seyyidlik'le örtüşmez.
z. Peygamber'in [s.a.v], "Hasan [r.aj ve Hüseyin [r.a]cennet ehlinin gençlerinin iki seyyididirler"buyurması ve onları seyyidler olarak vasıflandır- masr, müslümanlarca, onların ve onların soyundan gelenlerin seyyid olarak isimlendirilmelerine sebep olmuştur.Hz. Hasan [r.a] ve Hz. Hüseyin'in [r.a] her ikisi ve onların çocukları için "seyyid" ifadesi kullanılmaktaydı. Ancak Abbâsîler'den itibaren Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere "seyyid", Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere de "şerif denilmeye başlandı. Kız çocuklarına da "seyyide" ve "şerife" dendi. Ayrıca Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere "Hasenî", Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere de "Hüseynî" denildi.Hz. Hasan [r.a] ve Hz. Hüseyin'in [r.a] her ikisi ve onların çocukları için "seyyid" ifadesi kullanılmaktaydı. Ancak Abbâsîler'den itibaren Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere "seyyid", Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere de "şerif denilmeye başlandı. Kız çocuklarına da "seyyide" ve "şerife" dendi. Ayrıca Hz. Hasan'ın [r.a] soyundan gelenlere "Hasenî", Hz. Hüseyin'in [r.a] soyundan gelenlere de "Hüseynî" denildi.
Biri seyyid, biri şerif ana babaya sahip olan çocuğa “Seyyid Şerif” ünvanı verilir.Seyyidetü’n- Nisa (Kadınların Efendisi) Hazreti Fatma için kullanılan bir ünvandır.Nakîbüleşrafın konağı aynı zamanda resmî dairesi sayılırdı. Osmanlılar'da nakîbüleşraftan sonra şerif ve seyyidlerin en büyük âmirine "alemdar" denirdi.Padişah sefere gittiğine, nakip efendi, beraberinde seyyid ve şerîfleri de götürürdü. Sefer sırasında nakibüleşraf Sancak-ı şerîfin dibinde yürürdü. Savaş sırasında seyyid ve şerîfler Sancak-ı şerîf altında tekbir ve salavat-ı şerîfe getirirlerdi.
Seyyidler
Zeynel Abidin
Muhammed Bakır
Cafer-i Sadık
Musa Kazım
Ali Rıza
Muhammed Taki
Ali Naki
Hasan el-Askeri
Muhammed Mehdi
Seyyid Bucak
Şerif
Ehli beyt
Şerif, İslam peygamberi Muhammed'in kızı Fatıma'nın büyük oğlu Hasan’dan gelen soya denir. Hasan'ın kardeşi Hüseyin'den gelen soya ise Seyyid denmektedir.
Abbâsilerden itibâren İslam devletlerinde şeriflerin ve seyyidlerin kaydı tutulmuştur. Osmanlı Devleti zamanında ise bu iş kurumsallaştırılmış ve bu iş için Nakîbü’l eşrâflık müessesesi kurulmuştur. Bu kurumun görevi Ehli Beytin kaydını tutup sahte şerif ve seyyidlerin ortaya çıkmasını önlemekti.
“şerefli olan” demektir. Şerif ünvanı ayırt etmek amaçlı kullanılır ise Hazreti Hasan’ın soyundan gelenleri ifade eder.Yıldırım Bayezid döneminde kurulduğu belirtilmektedir. Bu vazifeye ilk tayin edilen şahıs ise, Hazreti Hüseyin’in soyundan olan ve Bağdadî ismiyle maruf Seyyid Ali Natta’dır. Bu kişi, Bayezid döneminde Bağdat’tan Bursa’ya hicret etmiş ve Nakibü’l-Eşraf tayin edilmiştir. Daha o zaman Seyyid ve Şeriflerin ön planda bulunduğu, Yıldırım Bayezid’in damadının Emir Sultan –ki o da Seyyid’tir- olması hasebiyle önem taşımaktadır.Osmanlı ülkesinde Sâdât’ın soy kütükleri Nakib Efendi Ceridesi’ne kaydediliyor, te’dibi lazım gelen seyyid ve şerifler, der-dest edilip Nikabet Dairesi’ne gönderiliyor.
Nakibü’l-Eşrafların (Seyyidlerin Reisi) teşrifatta ön plana çıktığı en önemli yerlerden biri padişahların cülus, yani tahta oturma merasimleri idi. Kılıç kuşanma töreninde seyyidlerin büyüklerinin ve Nakib’in bulunması Yıldırım Bayezid dönemine kadar uzanan bir gelenektir. II. Murad Han’a, Emir Sultan hazretleri kılıç kuşandırmıştır. Diğer Nakibü’l-Eşraf tarafından kılıç kuşanan padişahları ise şu şekilde sıralamak mümkündür:
1- III. Ahmed Han
2- I. Mahmud Han
3- III. Mustafa Han
4- I. Abdülhamid Han
5- II. Mahmud Han
"Biz, Abdulmuttalib'in çocukları cennet ehlinin seyyidleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Hz. Mehdi" (İbn Mace, Fiten, 34)
Hz. Hasan (ra)’nın ve Hz. Hüseyin (ra)’in şehit edilmelerinden sonra, seyyidlerin göç hareketleri iyice hız kazanmıştır.
Göçler, o zamanki İslam Devleti’nin sınır bölgeleri olan Mağrib (Fas), Kafkasya, Maveraünnehir, Horasan, Taberistan, Yemen gibi yerlere olmuştur. Bu seyyid göçleri neticesinde Fas’ta İdrisiler, Yemen’de Süleymaniler, İran’da Zeydiler gibi pek çok hanedanlık kurulmuştur.
Pek çok seyyid, Moğol ve Türk devletlerine sığınmış, buralardaki yerel halk ile kaynaşmıştır. Hatta kimi zaman, Kafkasya’da kurulan Nogay Hanlığı’nda olduğu gibi devletin kurucuları arasında dahi yer almışlardır.Türkiyede Ankara, Siirt, Şanlıurfa, Erzurum, Elazığ, Erzincan, Adana, Iğdır gibi şehirlerde daha yoğun olarak yaşamaktadırlar. Özellikle Osmanlı-Rus Savaşları ve Rus-Kafkas Savaşları sırasında Anadolu’ya göç eden çok sayıda Kafkasyalı’nın arasında bir çok seyyid de bulunmaktadır. Bu seyyidler daha ziyade İç Anadolu Bölgesi’ne yerleştirilmişlerdir.Müteseyyid (sahte seyyid) olarak adlandırılan bu kişilerin sayıları hızla artınca, Devlet-i Ali Osmaniye’nin vergi kaynaklarında meydana gelen ciddi azalmanın önüne geçmek ve seyyidlik makamının namını korumak için bazı önlemler alınmıştır.
Büyük İslam alimleri Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-1780) ve Abdülkadir Geylani Hazretleri (1078-1166) de anne tarafından seyyiddirler.
Nakîbül-eşrâf adı verilen kişi, bu soydan gelenler arasından seçilir ve Hz. Peygamber (s.a.s) neslinden gelenlerin işlerine bakar, neseplerini kaydeder, doğumlarını ve ölümlerini deftere geçirir, gelişigüzel mesleklere girmelerine engel olur, fey ve ganimetlerden kendilerine ait. paylarını alıp aralarında dağıtır, hanımların denkleri olmayan erkeklerle evlenmelerine mani olurdu. Bu açıdan nakîbül-eşrâf, Peygamber (s.a.s) hanedanı mensuplarının umumi bir vasisi hükmünde idi (Mehmet Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, II, 647).Abbasi halifesi Harun er-Reşid ile oğlu Me'mun dönemlerinde seyyid ve şerifler yeşil sarık sarıp yeşil cübbe giyerlerdi. Ancak bir süre sonra bu usûl terkedilmiş olduğundan halk içinde farkedilmez olmuşlardı. Mısır'da Türk Memluk sultanlarından Melik Eşref Şaban (773-1371) zamanında şeritlerin başlarına yeşil bir alâmet sarmaları emrolunmuştur. Bu yeşil alâmet Osmanlı döneminde de bu kişilerin özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlılar, seyyidlere "emir", başlarına sardıkları yeşil sarığa da "emir sarığı" derlerdi. Hz. Peygamber (s.a.s) soyundan gelen kadınlar da başlarına yeşil bir alâmet takıyorlardı. Şerif ve seyyidler her zaman yeşil sarıkla gezmeye mecburdu, ancak bunlardan biri şeyhülislâm olacak olursa o zaman şeyhülislâmlara mahsus beyaz sarık sarardı (İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, Ankara 1984, s. 163).
Osmanlı Devletinde nakîbül-eşrâflık makamı, Ramazan 802/Mayıs 1400'de Sultan Yıldırım Bayezid döneminde tesis edilmiş ve Emir Buhari talebelerinden Bağdatlı Seyyid Ali Nita' b. Muhammed adında biri, Anadolu'daki seyyid ve şeriflere nâzır tayin edilerek, kendisine aynı padişah tarafından Bursa'da yaptırılmış olan Ebu İshak Kâzerûnî Zaviyesi'nin tevliyeti verilmiştir (Nevîzâde Atâî, Hadâikul-Hakâik, İstanbul 1268, s. 176; H. Adnan Erzi, "Bursa'da İshakî Dervişlerine Mahsus Zâviyenin Vakfiyesi ", Vakıflar Dergisi, II, 424).Ankara Savaşı'nda esir edilen Seyyîd Nita', kısa bir süre sonra serbest bırakılmış ve haccını eda ettikten sonra II. Murad zamanında Bursa'ya gelerek eski görevine dönmüştür. Vefatından sonra oğlu Seyyid Zeynelabidin, seyyid ve şeriflere nâzır olmuştur. Zeynelabidin'in ölümünden sonra Fatih Sultan Mehmed, bu makamı ortadan kaldırmışsa da, sonraları seyyidlik iddiasında bulunan bazı kişiler türediği için, bu konu tekrar ele alınarak bazı yeni düzenlemelere gidilmiştir.
Sultan II. Bayezid döneminde, padişahın hocası Seyyid Abdullah oğlu Seyyid Mahmud, 900/1494te şerif ve seyyid teşkilâtının başına getirilmişti. Seyyid Mahmud, Arap ülkelerinde seyyid ve şeriflere nezaret eden kişiye "nakîbül-eşrâf" denildiğini görmüş ve bu durumu hükümete intikal ettirerek kendisine bu ünvanın verilmesini talep etmişti (Atâî, a.g.e., s.176). Bunun üzerine sözkonusu ünvan kendisine verilmiştir. Nakîbül-eşrâflık makamı, Osmanlı saltanatının ilgâsına kadar devam etmiştir.
"Şecere-i tayyibe" adı verilen bu defterlerde her seyyid veya şerifin ismi, hüviyeti, silsilesi, evlâdı, ahvâli ve ikâmetgâhına dair bilgiler bulunur. deftere kaydedildikleri gibi ellerine de "temessük" adı verilen tanıtıcı bir belge (hüviyet cüzdanı) veriliyordu. Nitekim, H. 976 senesi Receb ayının başlarında (1568 Aralık sonu) Defterdar Ahmed Çelebi'...nakîb kelimesi, tekkelerde şeyh vekili makamında bulunan sülûkü ilerlemiş dervişler hakkında da kullanılmaktaydı. Rifâî, Sa'dî ve Bedevî tarikatlarında sülûklerini ilerletmelerine rağmen "nukebâ" derecesine ulaşamamış dervişlere "nakîb" denilmekteydi (Pakalın, a.g.e., II, 648). Ayrıca bu kelime ile ilgili olarak, "nakîb-i imâret" terimine vakfiyelerde karşılaşılmaktadır. Burada kelime, imaret şeyhinin yardımcısı anlamına gelir.Mefail HIZLI
Ehli Beyt (Arapça: أهل البيت), bir İslam dini terimi. Ev halkı anlamına gelen Ehli Beyt sözcüğü İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisini tanımlamak için kullanılır.Ehli Beyt deki, ehl ile ahali aynı köktendir. Kişiler demektir. Beyt ise ev demektir. Yani ev ahalisi manasına gelir. İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisi için kullanılan bir terimdir. Ehli Beyt deyimi Kuran'da da geçer.Ehli beyt'ten olmak İslam toplumunda özel bir statü ve seçkinlik anlamına geldiği gibi Şii İslam toplumunda kendilerine özel bir gelir tahsis edilmiştir.
Sünniler ehli beyti genel olarak peygamberin hanımları, çocukları ve torunlarından oluşan, saygı duyulan bir topluluk olarak ele alırlar. Şiilikte ise bu toplum halifelik, yönetim hakları, görüşlerinin eleştirilemezliği, masum oluşları, dünya ve ahiretteki statüleri ve yer yer insanüstü özellikler barındıran mistik yönleriyle bir üst katman şeklinde değerlendirilirler.
Sünnilik ile şiilik arasında bir anlayış farkı da bu kavramın kapsamı ile ilgilidir. sünnilikte kesin hatlarla çerçevesi çizilmeyen bu kavram şiilere göre Ali, Fatıma Zehra, Hasan ve Hüseyin'[1] ve onların soyundan gelen 12 imamları kapsar. 12 İmam:
Ali bin Ebu Talib (Ebu Talip Oğlu Ali)
Hasan bin Ali (Şerifan) (Ali Oğlu Hasan)
Hüseyin bin Ali (Seyyidan) (Ali Oğlu Hüseyin)
Zeynel Abidin (Hüseyin Oğlu Zeynel)
Muhammed el-Bakır (Ali Oğlu Muhammed)
Cafer-i Sadık (Muhammed oğlu Cafer)
Musa-i Kazım (Cafer Oğlu Musa)
Ali Rıza (Musa Oğlu Ali)
Muhammed Taki (Ali Oğlu Muhammed)
Ali Naki (Muhammed oğlu Ali)
Hasan-ul Askeri (Ali Oğlu Hasan)
Muhammed Mehdi (Hasan oğlu Muhammed)
Ehli Beyt
1
14 Masum-u Pak
A
Abbas bin Abdulmuttalib
Abd Menâf bin Kusayy
Aişe
Ali Naki
Amine
C
Cafer bin Ebu Talib
Cüveyriye bint-i Haris
E
Ebu Talib bin Abdulmuttalib
El-Askeri Camii
Esed bin Haşim
F
Fatıma
Fatıma bint Esed
H
Hafsa bint Ömer bin Hattab
Hasan bin Zeyd'ül-Alevi
Hasan el-Askerî
Haşim bin Abdimenaf
Hatice bint Hüveylid
Hüseyin bin Ali
K
Kilâb ibn-i Mûrrah
Kusay bin Kilab
M
Meymûne bint-i Haris
Muhammed
Muhammed el-Bakır
Muhammed Mehdi
Mâriye el-Kıbtiyye
Mûrrah ibn-i Kâ’b
O
On Dört Masum
On yedi kemerbest
R
Reyhâne bint-i Zeyd
Rukiyye binti Muhammed
S
Safiyye bint-i Huyey bin Ahtab
Selma bint Amr
Sevde bint-i Zem'a
Seyyid
T
Tathir Ayeti
Teberru
Tevella
V
Varaka bin Nevfel
Y
Yahya bin Ömer
Z
Zeyneb bint Ali
Zeyneb bint-i Cahş
Zeyneb bint-i Muhammed
Zeyneb binti Huzeyme
Zülfikar
Ü
Ümmü Eymen
Ümmü Gülsüm binti Muhammed
Ümmü Habibe Remle bint-i Ebî Süfyan
Ümmü Seleme
İ
İfk Olayı
İmam Ali Türbesi
http://books.google.com.tr/books?id=QeXRIt1irR8C&pg=PA62&lpg=PA62&dq=osmanl%C4%B1+da+seyyid&source=bl&ots=YT6KR_gy_S&sig=p4E8H_zh_-Mq2mHlTiBo_FGtSFE&hl=tr&sa=X&ei=KvmSU-zmN8fE4gTC2oGACw&ved=0CDIQ6AEwAjgK#v=onepage&q=osmanl%C4%B1%20da%20seyyid&f=false
A
Abbas bin Ali
Abdullah bin Revaha
Adak kurbanı
Adil
Adnaniler
Afrika'da İslam
Afüv
Ahbârilik
Akide (din)
Aklîleşme
Amentü
Arfaja al-Bariqi
Aruba'da İslam
Ashab-ı suffa
Aslî deliller
Asr-ı Saadet
Atâ bin Ebu Rebah
Ayetullah
Azrail
Azîm (İslam)
B
Baliğ
Barla Lahikası
Bayramilik
Berr
Berzah (İslam)
Beşaret
Bi'ri Maune
Bi'ri Rûme
Bi'set
Biat
Bid'at
Buhurilik
Bulgaristan'da İslam
Burak
Busiri
Bâis
Bâki Mezarlığı
Bâkî (İslam)
Bâri'
Bâsit (İslam)
Bâtın (İslam)
Büyük Ayetullahlar listesi
Büyük İslam İlmihali
C
Cafer bin Ebu Talib
Cebbâr
Cebrâîl
Celîl
Cem (Ehl-i Hakk)
Cenaze namazı
Cerh ve Ta'dil
Cevşen
Cibril Hadisi
Cocos Adaları'nda İslam
Cuma namazı
Cümle kapısı
Cüveyriye bint-i Haris
Cüz
D
Dabbe'tül Arz
Darülkurra
Dathin Muharebesi
Davud-i Taî
Davudî İsmailîlik
Deccal
Devir
Devir kuramı
Dirayet tefsiri
Divanî
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği
Muhammed Abdullah Draz
Dâru'n-Nedve
Dîn
Dört Halife
E
Ebtah
Ebu Nuaym
Ecel
Edep
Ef'âl-i mükellefîn
Ehl-i kitap
Ehli Beyt
El-Fıkh-ul-Ekber
El-Fıkhu'l-Ekber
El-Âlim ve'l-Müteallim
En-el Hak
Ensar
Er-Risale (Ebu Hanife)
Erbain
Evvel (İslam)
Ezan
F
Fakıdağı, Çekerek
Farkad Sabahi
Fer'î deliller
Fettâh
Fıkıh
Fil Yılı
Finlandiya'da İslam
Fitre
G
Ganimet
Gayb
Gaza
Gazi (din)
Gazve
Gıybet
H
Habib-i Acemî
Habîr
Hacamat
Hacerü'l-Esved
Hadis hâfızı
Hafsa bint Ömer bin Hattab
Hakem (İslam)
Hakikat Kapısı
Hakk (İslam)
Halvetiyye
Hamîd (İslam)
Hanbeli mezhebi
Hanif
Harut ve Marut
Hasan-ı Basri
Hasîb
Hatme
Hayber Muharebesi
Hayrat (İslam)
Hayy
Hazrec
Helal
Hicr-i ismail
Hicri Yılbaşı
Hidayet
Hılful Fudul
Hudeybiye Antlaşması
Hudhayfah Ibn Mihsan al-Bariqi
Hums (İslam)
Huri
Hutbe
Hutbe-i Şamiye
Hâdî
Hünkar mahfili
Hüzün Senesi
I
İsviçre'de İslam
K
Kadem-i şerif
Kadirîlik
Kahhâr
Karmatîlik
Kefen
Kerahat vakti
Kerîm (İslam)
Kevser
Keysanilik
Kıraat-ı Aşere
Kıtmir
Kıyas
Kur'an hâfızı
Kuran kursları
Kureyş
Kutsal Emanetler
Kutsal Topraklar
Küfi
Kütüb-i Erbaa
Kütüb-i Sitte
Kābid
Kādir (İslam)
L
Laos'ta İslam
Lemalar
Lifafe
Lut Kavmi
M
Mahdum-ı Azam
Mahrem
Mahşer
Malta'da İslam
Marifetullah
Maruf Kerhi
Masiva
Mağribî
Maşallah
Medine Sözleşmesi
Mehdi
Mekruh
Mektubat (Said Nursî)
Mektûbât (Mevlânâ)
Mele (dinî unvan)
Memlûkler
Mendub
Mescid-i Aksa
Mescid-i Arîş
Mescid-i B'iri Ravhâ
Mescid-i Cuma
Mescid-i Haram
Mescid-i Kıbleteyn
Mescid-i Kubâ
Mesih
Mesihcilik
Mesâlih-i mürsele
Metîn (İslam)
Mevlid Kandili
Mevlânâ (unvan)
Mevzu
Meymuniye
Meymûne bint-i Haris
Mikâil
Mina, Mekke
*
► Din adamları
B
► Bahai
► Budizm
D
► Dinsizlik
H
► Hinduizm
► Hristiyanlık )
M
► Mitoloji
P
► Paganizm
Y
► Yahudilik
► Dini yapı
İ
► İslam
Adlivun
Adur aduran
Aforoz
Agasha Bilgelik Kilisesi
Ahiret
Ahlaki teoloji
Akosmizm
Alazlama
Angeloloji
Anikonizm
Antropoteizm
Arnavutluk'ta din
Avesta
Azazil
Azda
B
Babailik
Balbal
Batıl
Binyılcılık
Brahmanizm
C
Câlût
D
Deccal
Demonoloji
Deus otiosus
Din adamı
Din felsefesi
Din özgürlüğü
Dine hakaret
Dini komünizm
Dinler tarihi
Dinî kozmoloji
Dua
Duoteizm
Düalizm
E
Ehrimen
Ekankar
Erkek sünneti
Esin
Eskatoloji
F
Fatımanın Eli
Flamen Dialis
G
Gatalar
Gerin oil
Ginza Rabba
Guru Granth Sahib
Günah
H
Harae
Helenizm (çağdaş)
Henoteizm
Heterodoks
Hilomorfizm
Hipsistariler
Hrislam
Hu
Hâle
Hüddam
K
Kami (Şintoizm)
Karesi Türbesi
Kitab-ı Akdes
Kitab-ı İkan
Kitonik
Kitâb el-Mecmû
Kıyamet-ul Kıyamet
Kopimizm Kilisesi
Kutsal
Kutsal metin
Kutsal Topraklar
Kült
L
Laliş
M
Menerik
Metodizm
Metriksizm
Mezar
Mezarlık
Mezhep
Misyonerlik
Monizm
Monolatrizm
Mucize
N
Nihon Shoki
Nuh'un gemisi
O
Orişa
Osmanlı İmparatorluğu'nda din
P
Panendeizm
Panteizm
Panteon
Parsiler
Polideizm
Pontifex Maximus
Pontifler koleji
Putperestlik
S
Sabiilik
Sahte peygamber
Scientology
Scientoloji Kilisesi
Sekanova
Soteriyoloji
Spiritüalizm
Sunak
Sütre
T
Tamag
Tanrı'nın varlığı
Tao (Taoizm)
Tarikat
Tek Boynuzlu Görünmez Pembe At
Tektanrıcılık
Tekâmül
Teleojik yaklaşım
Teopanizm
Tespih
Teşup
Totemizm
Tüm
V
Vahiy
Vuslat
Y
Yaşmak
Yehova'nın Şahitleri
Yemîn
Yeni dini hareketler
Z
Zurvanizm
Â
Âyin
Ç
Çarmıh
Çendoizm
Çoktanrıcılık
Ü
Üniteryen Üniversalizm
İ
İbrahim
İbrani tanrıçaları
İdol
İhlas (terim)
Ş
Şaman
Şehit
Şer
Şeytani İncil
Şinto
Nakîbü’l eşrâf
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Nakîbü'l eşrâf, ilk olarak Abbasi halifesi Mütevekkil zamanında oluşturulan bir kurumdur. Bu zamandan itibaren diğer İslâm devletlerinde nikâbet teşkilatı varlığını sürdürmüştür.
Nakîbü'l Eşraf, Osmanlı Devleti'nde protokole tabi değildir. Vasıtasız olarak ve vaktini kendi belirleyerek padişahla görüşebilir. Padişahın başkanlık ettiği divanlarda diğer devlet erkânından ayrı olarak padişah ile aynı sedire oturur.[1]
Osmanlı Devleti'nde de ilk olarak sâdât nikâbeti Sultan Yıldırım Bayezid zamanında Mayıs 1400 tarihinde tesis edilmiştir. İlk Nakîbü’l-eşrâf da Seyyid Ali Nata b. Muhammed olmuştur. Ondan sonra oğlu Seyyid Zeynelabidin babası gibi seyyid ve şeriflere nâzır olmuştur.
Nakîblik, Fatih Sultan Mehmed zamanında bir ara kaldırılmışsa da, II. Bayezid devrinde yeniden oluşturulmuş ve son devirlere kadar varlığını devam ettirmiştir. Bu tarih görünüş olarak kuruluş tarihidir. Yoksa Osmanlının kuruluşundan itibaren seyyid ve şeriflerin öneminin olmadığı anlamına gelmez. Nakîbü'l-eşrâflık, ilmiye sınıfının en üst seviyesine çıkan seyyidlere veriliyordu. Nakîbü’l-eşrâflar, kadılar gibi belirli bir süre için görevlendirilmiyor, uzun yıllar iş başında kalıyorlardı. Resmi giysileri, konakları ve kendilerine hizmet eden adamlarıyla saygın bir yer tutuyorlardı.
Osmanlı Devleti'nde nakîbü'l-eşrâflar hakkında ilk biyografik eser Ahmet Rıf'at Efendi’nin Devhatü'n Nukabâ adlı eseridir. Bu eser 1500'lü yıllardan itibaren 1800'lü yıllara kadar Nakîbü'l-eşrâf olarak görev yapan toplam 62 kişinin biyografisini vermiştir.
Nakîbü'l-eşrâfın başlıca görevi, İslam peygamberi Muhammed'in soyundan geldiklerine ilişkin ellerinde belgeleri bulunan seyyid ve şeriflere tanınmış olan ayrıcalıkları korumaktı. Nakîbü'l-eşrâflar, eyalet, sancak ve diğer yerleşim birimlerindeki kaymakamlıkları vasıtasıyla bütün seyyid ve şeriflerin isimlerini kapsayan defterleri tutarlardı. Şecere-i Tayyibe denilen bu defterlerde Peygamber soyundan geldiklerini belgeleyenlerin soy kütükleriyle birlikte bulundukları şehir, siyâdet veya şerâfet silsilesi, evladı, ahval ve ahlakı, ikametgâhı, görevi ve durumları kayıtlı idi.
Seyyid ve şeriflerin kanunlara aykırı tutum ve davranışları görüldüğünde veya herhangi bir suç işlediklerinde, İstanbul'da Nakîbü'l eşrâf, taşralarda ise nakîbü'l-eşrâf kaymakamları tarafından yargılanır, gerekli cezaya çarptırılırlardı. Yöneticiler ve kadılar bu işe karışamazlardı. Halktan ayırt edilmeleri için başlarına yeşil sarık sarmaları mecburi idi.
Nakîbü'l-eşrâf kaymakamları, İstanbul'dan Nakîbü'l-eşrâf'ın sadrazama mektupla sunulmasından sonra atanırlardı. Genellikle bir yıllık süre için atanan nakîbü'l-eşrâf kaymakamlarının atanmaları mektuplarında, doğrudan kaymakam atanan kişiye hitap edilmekte olup, seyyidlerin üzerlerine kaymakam olarak tayin edildikleri bildirildikten sonra, göreve tayin edildikleri tarih yazılır ve daha sonra görecekleri işler açıklanırdı.
Seyyidlerin haklarının korunması, arûsiyye ve tevcihiyye gibi vergilerin aldırılmaması, bunlara hürmet edilmesi, sahte seyyidlik iddiasında bulunanlara müsaade edilmemesi, seyyidlerin tespit edilerek İstanbul'a bildirilmesi ve bunların halktan ayırt edilebilmeleri için yeşil sarık ve cüppe giydirilmesi gibi yapacakları işler açıklandıktan sonra, Nakîbü'l-eşrâf'ın imzası ile tamamlanan atama mektuplarının, Isparta Şer‛iyye siciline kaydedilmesi ile birlikte atama işlemi de tamamlanmış olmaktaydı.
Atanan nakîbü'l-eşrâf kaymakamları, Nakîbü'l-eşrâf’ın sancak merkezlerinde uygun gördüğü kadılardan, müderrislerden, eski nakîbü'l-eşrâf kaymakamlarından veya eşraftan birisi oluyordu.
Seyyid ve şerif oldukları belgelerle ispatlanmış olan bu kişilere toplum tarafından çok büyük saygı, sevgi ve itibar gösterilmiştir. Aynı zamanda devlet de onları vergi verme ve benzeri bütün kamu yükümlülüklerinden muaf tutmuştur. Kendilerinden önceki Türk ve İslâm devletlerindeki yerleşmiş uygulama gibi, Osmanlı Devleti’nde de seyyidler askeri sınıfdan muaf tutulmuştur. Örneğin, 16. yüzyıl'da Hamid Sancağı’nda vergiden muaf olanlar arasında şerifzâde, âl-i Rasul ve seyyidlerin de yer aldığı görülmektedir. Toplam 26 adet olarak sâdât-ı kirâmın vergiden muaf olduğu kayıtlara geçmiştir.
18. yüzyıl'da, nakîbü’l-eşrâf kaymakamlarının bir kısmı da birtakım yolsuzluk işlerine karışmaktaydılar. Bazı kazalarda, nakîbü’l-eşrâf kaymakamları "harc-ı ma‛kûl", "devriye", "tevcih", "sâdât akçesi", "arûsiyye" isimleriyle tekâlif-i şakka gibi sonradan uydurulan vergiler toplamaya başlamışlardı. 24 Eylül – 3 Ekim 1759 tarihinde Rumeli ve Anadolu'daki kadılara, nâiblere ve nakîbü’l-eşrâf kaymakamlarına gönderilen bir fermanda, nakîbü’l-eşrâfların seyyidlerden sorumlu oldukları, uygunsuz hareketlerinde onları yakalamaları, seyyidlik iddialarında bulunanları derhal İstanbul'a göndermeleri, alınan haksız vergilerin hemen iade edilmesi ve bu işlerin takibinde Nakîbü’l-eşrâf Seyyid Mehmed Emin Efendi’nin yetki sahibi olduğu açıklanmıştır. O dönemde, bu gibi haksız yere para tahsil edilmesini yasaklayan Vezir-i Azam Mehmed Ragıb Paşa'nın da mektubu mevcuttur.
SELÇUKLU GÜVERCİNLERİ ,Enseli,Seljuk Fantail,Sedjucken Sultan Güvercini,Hünkari,
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Konya yöresine özgü yerel kuşlardır. Buradaki “ense” sözcüğü kuşun kuyruk bölümü için kullanılmaktadır.1200’lü yıllarda yaşadığı bilinen Mevlana’nın bu kuşlardan beslediği menkıbelerde kayıtlıdır. Sonradan onu izleyen çelebiler de bu kuşlardan yetiştirmişler.Osmanlı sarayına gelişi, 1875 yılından sonra II. Abdülhamid’in Padişahlığı döneminde olmuştur.Selçuklu kuşlarının beli kısa olanları tercih edilir. Bu kuşların gövdeleri topak bir görünümdedir. Göğüsleri hafif bombeli ve yuvarlaktır. Kafa biraz geriye doğru durur. Bu duruş şekline Arap atlarının duruş şekline benzetilerek, “kısrak kafa” denilmektedir. Boyun fazla uzun değildir. Orta uzunlukta ve kalınlıkta bir gaga yapıları vardır. Ağız yapıları çekkindir ( geniş ). Gözler, geniş göz tabir edilen tarzda, büyük ve yuvarlak olup, göz çevresi halkası geniştir. Göz çevresi halkası beyaz ya da ayva sarısı tondadır. Göz rengi beyaz, siyah, mavi veya hafif kızılımsı olabilir. Bazen gözün içinde “nergiz” olarak tabir edilen kırmızı çizgiler görülebilir bu özelliği olanlar fazla tercih edilmezler. Ayaklar kısa paçalıdır. Paçasız olanları yoktur. Bu kuşlar takkalı ya da takkasız olabilirler. Takkalı olanlarda arka takka, kulaktan kulağa uzanır. En dikkat çekici özellikleri ise kuyruk yapılarıdır. “Ense” adı verilen kuşun kuyruk bölümü geniş olmalıdır. Bütün Selçuklu kuşları enseli olurlar. Kuyruk, “deste” ya da “top” kuyruk tabir edilen tarzda yukarı kalkık ve üçken biçimdedir. Bazen “köprülü ense” tabir edilen tarzda kuyruğun yarım daire biçiminde olma haline de rastlanır. Kuyruk şekli, aynı Tavus ırkı güvercinlerde olduğu gibi hafif yukarı doğru ve yelpazemsi bir görüntüdedir. Kuyruğun yukarı kalkık halde duruyor olması tercih nedenidir.
ANKUT GÜVERCİNLER Ahır kuşu,Ankhut Trumpeter, Russian Barabanshik,
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Köken olarak Orta Asya Türkmenistan kaynaklı olan bu güvercinler, bizim yerli ırklarımızdan olmakla birlikte, Türklerin göçleri ile birlikte dünyaya yayılmışlardır.Türk toplumunda Ankut güvercinlerinin özel bir yeri ve önemi vardır. Bunun en önemli nedeni İslam dininin kurucucu Hz Muhammet’in halifelerinden Hz. Ali’nin bu güvercinlerden beslemiş olmasıdır. Evliya Çelebi, Hz. Ali’nin de “kırmızı çatal ibikli çakşırlı güvercin” beslediğini ve bu bakımdan bunları beslemenin sünnet olduğunu yazmaktadır. Burada bahsedilen güvercinler bizim bugün “Ankut” adı ile adlandırdığımız kuşlardır. Çatal ibikten kastedilen şey çift tepedir. (takka, perçem) Çakşır işe paça (tozluk) anlamındadır. Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde, Peygamberimizin torunu ve Hz. Ali’nin oğlu olan ve 680 yılında Kerbela’da öldürülen İmam Hüseyin’in atmaca ve doğan avladığı, ayrıca çakşırlı (paçalı) kut güvercin beslediği yazılıdır. Evliya çelebi bu bakımdan 1638 yılında, İstanbul’da kuşu kuş ile avlayan avcıların, pirimiz İmam Hüseyin’dir dediklerini belirtiyor. Gene Evliya Çelebinin belirttiğine göre Ankutların, Sadekut, Taçlıkut, Çakşırlıkut (paçalı) gibi çeşitleri bulunmaktadır. Şanlıurfa’da günümüzde Ankutların uğurlu olduğuna inanılıyor. Bu inanış kaynağını çok eskilerden almaktadır. Hz Eyyüp’ün mağarasında beslediği bilinen bu güvercinlerin, halk arasında çocuğu olmayan kadınlara uğur getirdiği ve hatta gece uykusunda korkan kadınların dertlerine deva olduğu söyleniyor. Diyarbakı VE. Nevşehir’de de yetiştirildikleri bilinmektedir. Bu güvercinlerden ülkemizde Ankut, Demkeş, Kumru ve Bayburt olmak üzere 4 ayrı ırk yetiştirilmektedir.
Bu ırklardan Demkeş ve Ankut’un ortak özellikleri “Dem Çekme” adı verilen ötüş şekilleridir. Dem çekme tabiri tasavvuf müziğinde ve genel olarak Türk müziğinde doğaçlama olarak yapılan sunum sırasında sazlardan birinin soliste sürekli ya da aralıklı olarak eşlik etmesi anlamına gelir. Bu daha çok solistin detone olmaması amacı ile yapılır. Bu güvercinlerin ötüşü dem çekmeye benzetilmektedir.İyi dem çeken bir Ankut güvercininin en az 40–45 dakika kadar dem çekmesi aranan bir özelliktir. Ankutlar “Kamış paça” tabir edilen tarzda uzun ve geriye doğru kıvrık şekilde paçalı olurlar. Paçasız olanı yoktur. Çift tepelidirler. Kafanın önünde düzgün bir perçem, arkada ise düzgün bir takka bulunmalıdır. Tepesiz olanlarına nadiren rastlanmaktadır. Bunlar kırma kuşlar olup değersizdirler. Gözler parlak ve açıktır. Tüy rengi parlak ve canlı olmalıdır. Gagaları normalden biraz uzun olur. Vücutları normal güvercinlere göre biraz daha iri yapılıdır.Kızıla çalan kahverengi tonda bir renkleri vardır. Bu rengi pas rengi olarak da tanımlayabiliriz. Bu rengin biraz açık ya da biraz daha koyu tonları olabilmektedir. Ancak renk canlı olmalıdır. Bir de “Ala gut” adı verilen bir rengi daha bulunmaktadır. Bu renkte kanat telekleri beyaz diğer taraflar kızıl-kahverengidir.
Rus kaynaklarında, Russian Trumpeter ( Russian Barabanshik ) ve Bokhara Trumpeter ( Bokharski Barabanshik ) adları ile bilinir.
Ancak her iki ırkın ötüş şekilleri ( kuğurmaları ) birbirinden farklıdır. Konya yöresinde ankut ve demkeş güvercinlerinin, ahırlardaki örümcekleri yedikleri düşünülmektedir. Bu bakımdan bu güvercinlere bu bölgemizde “ahır kuşu” adı verilmektedir. Ankut ırkımız bugün süratle yok olmaktadır.
YOGA ÇEŞİTLERİ VE PİLATES
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Stenografi
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Stenografi, alfabenin harfleri, noktalama işaretleri, kelimeleri yerine semboller ve kısaltmalar kullanan çabuk yazma sistemi. Yazılar yakın, küçük ve dar yazıldığı için bu adı almıştır. Stenografi, meclis oturumlarında, mahkeme duruşmalarında, iş görüşmelerinde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Stenografinin ilk kullanılmasının Romalılar zamanında olduğu sanılmaktadır. Cicero'nun senatodaki konuşmalarının Marcus Tullius Tiro tarafından bulunan nota ve kısa yazma usulüyle kaydedildiği söylenmektedir.
Modern stenografinin doğuş yeri İngiltere'dir. 1837 yılında fonetik sistemi geliştirdi. Fonetik işaretin bir yazılış şekli vardır. 1888 senesinde John Robert Gregg tarafından geliştirilen ve Pitman sistemi gibi fonetik olan fonografi de stenografi olarak İngiltere'de çıktı ve Amerika'da yayılarak okullarda öğretilmeye başlandı. Stenografide kullanılan diğer bir sistem de, hızlı yazma sistemidir. 1923 senesinde Emma Dearborn geliştirmiştir.
Fonetik hece, kelime, cümle ve çeşitli imlâ işaretlerinden meydana gelen mektup türü yazıların makinayla yazılması stenograf denilen steno daktilosuyla mümkündür. Steno daktilo makinası genellikle işyerlerinde, mahkeme salonlarında, konferanslarda sessiz olarak çalışması ve dakikada 250 kelime yazılabilmesi sebebiyle tercih edilir. Bu daktilonun toplam yirmi iki harfinden dört çift sessiz harf sol tarafta, beş çift sessiz harf sağ tarafta ve dört sesli harf ise ortadadır. Diğer tuşlar, noktalama işaretleriyle boşluk bırakma içindir. Daktilo çift elle aynı anda birkaç harfe basılmak suretiyle kullanılabildiği için sürat çok artar. Steno daktilo ile yazılan yazıları ancak stenografi bilen kişiler okuyabilirler.
ADRİYAN DUVARI
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
BEYİN ESNEKLİĞİ
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
HERŞEY ZIDDIYLA KAİMDİR
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
KURBANI KABUL EDİLMEYENİN YÜZÜ KARARIR
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
3 Ağustos 2014 Pazar
DESTAN EPOPE
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
İKBAL HASTALIĞI CÜLUS TOPU
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
BİZ BİLMEZMİYİZ ÇAKALIN NEREDE GEZDİĞİNİ,KENDİNE GÖREV ÇIKARIRSIN
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
BİZ BİLMEZMİYİZ ÇAKALIN NEREDE GEZDİĞİNİ,KENDİNE GÖREV ÇIKARIRSIN
YİĞİDLİK HARMAN OLMUŞ YELE SAVRULMUŞ
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
SULTAN AZİZİN HALLİ MİTHAT PAŞA HÜSEYİN AVNİ PAŞA ŞYHİSLAM HAYRULLAH EFENDİ DERVİŞ PAŞA
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
İYİLERİN BAŞINA ŞERLİLER GEÇTİĞİ ZAMAN
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
ÜMMETİM ÇALIMLI ÇALIMLI YÜRÜDÜĞÜ VE MELİKLERİN EVLADLARI
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
http://www.enfal.de/kutub/fitne.htm
http://muhaddis.org/cgi-bin/dbman/db.cgi?db=ks&uid=default&Fasil=F%DDTNELER+HEVALAR+VE+%DDHT%DDLAFLAR+B%D6L%DCM%DC&Konu=---&Muhaddis=---&Hadis=&SNo=&keyword=&mh=10&sb=---&so=ascend&view_records=Sorgulama&nh=3
http://www.16000hadisiserif.com/tag/9792/k%C4%B1yamet%20hadisleri/index.html
Olympos Keşiş Dağı Olympos Mysios ULUDAĞ
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Olympos Mysios
Antik çağın ilk tarihçilerinden Herodot (MÖ 490-420) yazdığı Herodot Tarihi isimli kitabında Uludağ, "Olympos" olarak geçer ve Olympos'ta Lydia kralı Kroisos'un oğlu Atys'in yaşadığı trajediyi anlatır. Herodot'tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon (MÖ 64-M.S 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos'u olarak geçer. Strabon; "Mysia" isminin aslının Lydia'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmekte olduğunu belirtir. Roma İmparatorluğu'nda resmi din hıristiyanlık olduktan sonra Uludağ'da 3. yüzyıldan sonra keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlanmış ve manastırlar 8. yüzyılda sayıca en üst seviyeye çıkmıştır. Uludağ'da Nilüfer çayı ile Deliçay arasındaki vadi ve tepelerde 28 manastır kurulmuştur. Orhan Gazi Bursa'yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken, bazılarının yerlerine Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuştur.Bursa'nın fethinden sonra Türkler dağa "Keşiş Dağı" ismini vermişlerdir. 16. yüzyılda Bursa'ya gelen Alman seyyah Reinhold Lubenau Uludağ'ın Türklerin eline geçtikten sonra keşişlerin sadece gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir. "Olympos Mysios" veya "Keşiş dağı", 1925 yılında Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyeti'nin girişimleri ve Osman Şevki Bey’in önerisi ile "Uludağ" adını almıştır.
DEV DAĞI YUŞA TEPESİ
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
PAGANİZMA RİTÜEL
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
ŞEKİNAT SEKİNE ADEMİN TABUTU AHİT SANDIĞI
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
KONTANSTÖR
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
HÜRMİZ AHURAMAZDA MENEROF
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
HÜRMİZ AHURAMAZDA MENEROF
KOMENOS HANEDANI ANGELOS DÖNEMİ DOĞU BİRADERLERİ MİKOLOF YUHAMESLER LATİNLER HENRİCUS DANGALOS BABİL
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
KUTSAL OBJELER
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
QUANTUM MADDECİK DALGACIK
https://twitter.com/kanaryamfenerli
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
RİCALİ GAYB HIZIR
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
MODELLEME
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
LİNEER ZAMAN SPİRAL
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
TÜMDEN GELİM TÜME VARIM
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
MATEMATİK DÜZENİ N FAKTÖR X FAKTÖR
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Ley Hatları
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
BİLGELİK
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
AYASOFYA BİLGELİK KİLİSESİ
YÜKSEK DAĞIN DUMANI BOL OLUR.
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
POLARİZE
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
HAMASET
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
ALGI OPERASYONU
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
FARKINDALIK
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
STRES
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
KAHVE
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
TASARIM
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
SANAT TARİHİ
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
MORFOLOJİ
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
KREASYON
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
ALAŞIM
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
HALİTA
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
خَلِيطَةٌ
مَزِيجٌ : خَلِيطٌ ، خِلْط
katışık , kombinasyon
binden çok öğeden oluşmuş karmaşık bir bütün.
Alaşım.
Birden çok ögeden oluşmuş karmaşık bir bütün
Örnek: Dede tecrübe neticesiyle her insanın zıt şeylerden yoğrulmuş bir halita olduğunu biliyordu. H. E. Adıvar
~ Ar χalīṭaͭ خليطة [#χlṭ] karışım, alaşım halt
Tarihçe (En eski kaynak)
[ Mukaddimetü'l-Edeb (1300 yılından önce) : χāliṣ ḳıldı ˁazmini iş üze ]
Kelime Kökeni
Arapça χlṭ kökünden gelen χalīṭat خليطة "karışım, alaşım" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça χalaṭa "karıştırdı" fiilinden türetilmiştir.
Halt
~ Ar χalṭ خلط [#χlṭ msd.] karışım, karıştırma
Tarihçe (En eski kaynak)
"karışım" [ Kıpçak Türkçesi Sözlüğü (1500 yılından önce) ]
"uygunsuz söz veya davranış" [ Evliya Çelebi, Seyahatname (1680 yılından önce) : öz lehçe-i mahsusuyla haltiyat-ı kalenderî birer gûna kelimat ederdi. ]
Kelime Kökeni
#χlḳ kökünün “pay etme” anlamı Arapçada mevcut değildir. Aramice sözcük Eski Yunanca dēmos (1. pay, bir yana ayrılan kısım, 2. halk, ahali) deyiminin tam karşılığıdır.
https://twitter.com/kanaryamfenerli
Succede - It happens - Il arrive - Это происходит - Es passiert - OLUR ÖYLE ŞEYLER
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Succede
- It happens -
Il arrive -
Это происходит -
Es passiert -
OLUR ÖYLE ŞEYLER
https://twitter.com/kanaryamfenerli
DEMİR TAVINDA DÖVÜLÜR
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
DÜRTÜ
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
SABIRSIZLIK
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
ÖNCE KENDİNE GÜNAYDIN DİYECEKSİN
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
ÖNCE KENDİNE GÜNAYDIN DİYECEKSİN
Serotonin
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Serotonin (5-HT ya da 5-hidroksitriptamin), insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir . Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür. Yapısal olarak monoamin grubuna girer ve triptofan aminoasitinden sentezlenir. Beyinde serotonin kimyasalı salındığında kan damarları kasılarak daralır; serotonin düzeyi düştükçe genişler.
Migren atağından önce vücuttaki serotonin düzeyi yüksek olmakta, atak geçtikten sonra da düşmektedir.
Açlık, yorgunluk, stres, yemek, ışık ve ilaç gibi faktörlerin tamamı insan vücudundaki serotonin düzeyini etkilemektedir. Stres ve düşük kan şekeri serotonin düzeyini düşürürken; oksijen, kusma, içinde aminler bulunan gıdalar (örneğin: peynir, çikolata, portakal, mandalina, domates ) ve içinde triptofan isminde bir çeşit amino asit bulunan gıdalar, (örneğin süt, hindi eti ) serotonin düzeyini yükseltmektedir.
Bunun dışında insan vücudundaki serotonin düzeyini, çeşitli hormonlar da etkilemektedir. Örneğin kadın vücudundaki östrojende (kadınlık hormonu) artma, serotonin düzeyinde de bir artışa neden olmakta; aynı şekilde, kadınların âdet görmeleri sırasında, östrojen hormonlarında düşüş olması, serotonin düzeyini de düşürmekte ve bu durum, kan damarlarının aşırı genişlemesi sonucu, kadınlarda migren başlamasına neden olabilmektedir. Ayrıca serotonin dopaminerjik nöronlardaki reseptörlerine bağlanarak dopamin salgılanmasını azaltmaktadır. Serotoninin depresyon oluşumu üzerinde etkisi vardır. Depresyon ve anksiyete tedavilerinde serotonin geri alım inhibitörü (serotoninin tekrar kullanımı için sinaps aralığından, salgılandığı nörona geri alımını yok eden) ilaçlar kullanılır.
Önemli etkilerinden biri de kasları uyararak glikojenolizi uyarır ve bronş kaslarında kasılma oluşturur.
DÜŞÜNCE DAVRANIŞ
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
ALGI SEÇİCİLİĞİ
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
KÖTÜ KİMSE KENDİSİNE İYİLİK YAPILINCA KATILAŞIR VE İYİLİK YAPANADA ZARAR VERİR.hz.ALİ
https://twitter.com/kanaryamfenerli
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
KÖTÜ KİMSE KENDİSİNE İYİLİK YAPILINCA KATILAŞIR VE İYİLİK YAPANADA ZARAR VERİR.hz.ALİ
NAZAR
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
İŞARET VE İŞARETLER
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
DUYGULARIN AÇIĞA ÇIKMASI. DUYGUYOĞUNLUĞU
__/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
DÜŞÜNCELERİN BULAŞICILIĞI
_/\/\____________/\/\_____________ KANARYAM █▓▒░▒▓█ FENERLİ ¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯\/\/¯¯¯¯¯¯¯¯¯
https://twitter.com/kanaryamfenerli
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)